İnternet sadece dünyada değil Türkiye’de de çok hızlı bir şekilde gelişti ve hemen hemen her eve girdi. Bundan 10 yıl öncesinde evinde internet olan var mı diye sorduğumuzda tek tük 1-2 kişi anca çıkardı, fakat şimdi hemen hemen herkesin evinde interneti var. İnternetin gelişmesi beraberinde de bir çok sorunu getirdi. Bunlar arasında sanal saldırılar, telif hakları ihlali daha doğrusu emek hırsızlığı bunlar arasında sayılabilir. Fakat öyle bir şey var ki hani nasıl derler, benim yüreğimi dağlayan bir durum. E-okul sistemi. Bir çok artısı olmasına rağmen bir çok eksisi de var.
Eskiden öğretmenlerin not defterlerine yazdıkları notlarımız, sözlü notlarımızı ancak karnede sonuca bakarak öğrenebiliyorduk ve içimizde de müthiş bir heyecan duyuyorduk. Kalbimiz küt küt atardı. Ancak şimdi öğrenciler sınavdan birkaç gün sonra hemen e-okuldan öğrenebiliyorlar. Karne almadan önce de ortalamalarını hesaplayıp, hangi belgeyi alacaklarını da öğreniyorlar. Artık işin heyecanı kaçmış. Artık ne karne günü duyulan o heyecan kalmış ne de öğrencilerin içlerindeki merak duygusu. Hani demiş ya Köroğlu ” Delikli demir ( silah ) icat oldu, mertlik bozuldu. ” diye. İşte e-okul çıktı merak ve heyecan da gitti.
İnternetin hayatımızdaki yeri gittikçe artmakta ve bununla beraberde alışkanlıklarımız ve yaşantımız da değişmekte. Artık hiç bir şey eskisi gibi değil. Her yer beton. Gökyüzünü görmek için bile ufka bakamıyoruz. Fakat biliyorum ki bütün bu imkânların, teknolojinin, kıytırık şehir hayatının içinde, hâlâ sobanın üstünde unutulmuş mandalina kabuklarının yaydığı kokuyu özleyen insanlar var…
Kaynak: http://yorumlasak.net/internetin-gelisimi
