Konu reklam amaçlı açılmış düşüncesi olmaması için, blogumda yayınlamış olduğum yazıyı aynen buraya kopyalıyorum.



Çoğumuz blog yazarlığına yeni fikirler getirerek, bu fikirlerimizi yine kendi içimizde paylaşıyoruz. Bunların bir kısmı hayata geçerek uzun yıllar devam etmiş, hatta bir blog alışkanlığı haline gelmişken, bir kısmı ise sadece fikir olarak kalıp hayata geçemiyor. Ancak şunu özellikle belirtmek isterim ki, bu fikrimi ortaya atmadan önce iyi sonuçlar vereceğine öncelikle kendim inandım. Bu yüzden blog yazarlığına yeni bir soluk getireceğine ve sizlere etkileşim kazandıracak güzel bir blog alışkanlığı yaratacağına da yürekten inanıyorum.

Sizlere konu bulamamakta kesinlikle zorluk çekmeyeceğiniz bir yöntemden söz edeceğim.

Üstelik bu yöntem diğer bloglarla daha iyi iletişim halinde olmanızı da sağlayacak. Peki bunu nasıl mı yapacağız?

Sadece sosyal medyanın gücünden faydalanacağız.

Şimdi size bir örnek vererek anlatayım.

Teknojest.com blogunun sahibi Poyraz arkadaşımızın ne tür içerikler hazırladığını az çok biliyorsunuzdur. Aklınıza blog kullanımı hakkında yazabileceğini düşündüğünüz bir konu geldi ve bunu Poyraz'a bir şekilde iletmek istiyorsunuz. Örnek konu başlığınızda, ''Sosyal medyada paylaşım yapabileceğiniz en uygun saatler'' olsun. Daha önce benzer konular açılmıştır belki ama, Poyraz'ın bu konuya hassas ve titizlikle yaklaşacağını bildiğinizden, özellikle onun görüşlerini alıp, onun yazısını okumak istiyorsunuz. Çünkü Poyraz yazarsa dört dörtlük yazacağını biliyorsunuz. Şimdi sorun sadece Poyraz'a bunu doğru şekilde iletmekte kaldı değil mi?

Ya da diğer bir blog yazarı arkadaşımız olan, birtutamkarinca blogunun sahibi Yasemin arkadaşımız için başka bir örnek verelim.

Yasemin Polonya'nın Krakow şehrinde yaşıyor.

Sizin de aklınıza şöyle bir şey geldi:

Ya keşke Yasemin Krakow'da gezilecek yerler listesi yapsa da okusak..
Çünkü bu yazıyı en güzel şekilde hazırlayabilecek kişinin Yasemin olduğunu biliyorsunuz. Sonuç olarak yine aynı şekilde bunu Yasemin arkadaşımıza iletmek sorunu kaldı.

Burada devreye hashtag giriyor.
Sosyal medyanın gücünden yararlanacağız derken bundan bahsediyordum.

Kullanacağımız sihirli hashtag ise; #bunukimyazar

Şimdi twitter hesabıma giriyorum ve aynen şu tweetleri atıyorum.





Daha sonra Yasemin ve Poyraz bu bildirimleri alıyor ve şöyle diyor :

İnsanlar bu tür konularda içerik üretebileceğimi düşünüyor ve severek okuyacaklarını söylüyor. Yazıp yazmamak elbette kendileri kalmış fakat buradaki konu bulamama sıkıntısını kolaylıkla çözüme ulaştırmış oluyoruz.

Ayrıca blog yazarları kendi sayfalarına twitter akış widgetini ekleyerek, insanlardan kendisine konu önerisinde bulunmasını da sağlayabilir.

Peki diyelim ki, aklınızda güzel bir konu başlığı var ama bunu kimin yazabileceğine dair bir fikriniz yok. O zaman ise yine aynı hashtag üzerinden #bunukimyazar diyerek konu başlığımızı giriyoruz ve herhangi bir isim yazmıyoruz.

Örnek bir tweet atacak olursak :



Farklı bir blog yazarı, hatta hiç tanımadığınız bir blog yazarı twitter üzerinden #bunukimyazar akışına bakıyor ve o anda tesadüfen sizin atmış olduğunuz ''Türk enstrümanlarının Dünya müziğindeki yeri'' konusunu görüyor ve ilgisini çekiyor. O anda attığınız tweet için bir kalp koyuyor ve tamamdır ben bunu yazarım diyor.

Şimdiye dek bloglarınıza koymuş olduğunuz ''en çok hangi kategorilerdeki yazılarımı okumayı seviyorsunuz'', ''yeni yazım için önerileriniz nelerdir'' gibi anketlere de bu yöntem sayesinde gerek kalmıyor.

Çünkü güzel bir etkileşim ve bloglar arası geri bildirim ağı oluşturduğumuz için, konu bulmakta zorluk çekmeyeceğimiz gibi, takipçilerimizin de gönlünü hoş ederek, daha iyi içerikler üretmiş olacağız.

Yazımın en başında da dediğim gibi ben bu uygulamanın birçok blog yazarına faydalı olacağına gerçekten inanıyorum. O yüzden şimdi hepinizi #bunukimyazar hashtagını kullanmaya davet ediyorum.