Merhaba Sevgili Arkadaşlar, Bugün sizlerle son dönemde yazdığım bir blog yazımın tam halini paylaşmak istiyorum. Daha öncede böyle özgün ve uzun uğraşlar sonucu yazdığım bir kaç yazımı siz değerli dostlarımla paylaşmıştım. Bunun ciddi anlamda yanlış bir şekilde sadece reklam yapmak için olmadığının anlaşıldığını bildiğim için bu yazımı da sizlerle paylaşmak istedim. Çok emekler vererek harcadığım yazımda Nikola Tesla'yı işledim. Gerçek bir bilim insanı ve hayatını tamamen insanlığa adamış bir kişilik. Ben çok etkilendim. Siz değerli arkadaşlarımın da severek okuyabileceğini düşündüm. Biliyorsunuz günümüzde eskiden ölen gazeteler gibi, bloglarda ölmekte. Bazı şeyleri o kadar çabuk tüketiyoruz ki.

[SIZE=7][/SIZE]


[FONT=Arial Black][SIZE=5]Bu arada önemli bir konuda bir kaç şey söylemek isterim.Dün 10 Kasımdı. Cumhuriyet'imizin kurucusu Büyük Ve Ebedi Komutanımız
Atatürk’ü anma günü. Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz..

[COLOR=#B8312F]10 Kasım 1938[/COLOR][/SIZE][/FONT][COLOR=#B8312F]'den bugüne seni her zamankinden daha çok özlüyor ve daha iyi anlıyoruz. Ruhun şad olsun büyük önder Atatürk.[/COLOR]



[FONT=Arial Black]
[/FONT]


İnsan beyni inanılmaz bir sisteme sahip.Konuşabiliyoruz, eleştirel düşünebiliyoruz, hayal kurabiliyoruz…Herkeste aynı beceriler de mevcut.Ama bazı insanlar çok farklı. Kimsin Sen Tesla ? Nikola Tesla’nın garip hikayesi sizlerle.



İnsan beyni inanılmaz bir sisteme sahip.Konuşabiliyoruz, eleştirel düşünebiliyoruz, hayal kurabiliyoruz…Herkeste aynı beceriler de mevcut.Ama bazı insanlar çok farklı.Onlar dünyanın kalanından çok daha farklı görüyor dünyayı.O kafaların içinde neler olup bitiyor bilmiyoruz.Hemen aklımıza Einstein geliyor misal.Bize evreni yöneten yasaları, zaman, uzay ve madde gibi aklın sınırlarını zorlayan konuları anlatmaya adanmış bir isim.Teorilerin babası..
İnsan beyninin sınırının olmadığı düşünülüyor. Ya da biz o sınıra hala ulaşamadık. Konuşabiliyoruz ayrıca eleştirel düşünebiliyoruz. Çeşitli hayaller kurabiliyor, o hayalleri gerçekleştirebiliyoruz. Ancak bazı insanlar var ki, normalden farklı bir zihin yapısına ve yeteneklere sahipler. Onların kafalarının içerisinde neler olduğunu tahmin edemiyoruz çoğu zaman. Einstein dediğinizi duyar gibiyim. Evet kendisi de muhteşem bir bilim adamı ve insandı. Ancak onun dışında çok bilinmeyen bir kişi var ki, günümüzdeki bir çok icatın ve yeniliğin babası olarak bilim dünyasının ilgisini çekmeye devam ediyor. O Nikola Tesla..



Bana soracak olursanız, Nikola Tesla bilim insanları arasında çok farklı bir yere sahiptir. Görüp görebileceğimiz en akıllı insanlar arasında yer alan Tesla, çocukluğunda okuduğu kitabı bir kere okuduğunda tamamını aklında tutabilecek bir hafızaya sahipti. Bir projeyi veya icadı hatasız ve sorun olmadan tasarlayabiliyor, onu hayata geçirebiliyordu. TESLA dediğimizde aklınıza yeni nesil elektrikli otomobiller geliyor muhtemelen. Geri kalan da TESLA hakkında yetersiz bilgiler biliyor zaten. İşte o yüzden Sosyofikir.com olarak sizlere Tesla’yı farklı bir şekilde anlatıp, onu ve hayatını anlamanızı sağlayacağız.



Dijital Dünya’nın İlk Mucidi

Bugün yaşadığımız elektronik ve bilgisayar çağında dünya çok farklı durumlara evriliyor. Bu konu da bir tutarlılık söz konusu. Ancak bu duruma nasıl gelindi ? Tesla günümüz teknolojisine ne gibi katkılar sundu ? Öncelikle onun çocukluğuna değinmemiz gerekiyor.Kimsin Sen Tesla ?

[CENTER]


[/CENTER]

Tesla aslen Sırp bir baba ve annenin oğluydu. 1856 yılında bugün Hırvatistan olarak bildiğimiz ülkenin küçük ve ücra bir köyünde dünyaya geldi. O dönem Hırvatistan Avusturya Macaristan İmparatorluğuydu.
Tesla doğduğunda, hava o kadar kötü ve kapalıydı ki herkes çok korkuyordu. Şimşekler ve yıldırımlar birbiri ardına çakıyor ve düşüyordu. Tesla’nın doğumunda göre alan ebesi, bu durumun iyi bir duruma işaret etmediğini, Tesla’nın karanlık bir geleceğe sahip olabileceğini iddia ediyordu.
Bunun nedeni kadının aşırı derecede batıl inançlara sahip bağnaz bir insan olmasıydı. Ancak daha sonra Tesla’nın annesi “Hayır, benim çocuğum ışığın çocuğu olacak” sözlerini sarf edecekti. Ancak daha sonra her iki kadının da söylediklerinde haklılık payını görmek üzücü olacaktı. Bir ışıktı, bir mucizeydi ancak, yaşamı ve ölümü zorlukla ve mücadele ile geçen bir kişiden bahsediyoruz.
Zaten böyle değil midir ? Çok başarılı insanlar aslında kendi içlerinde aşırı derecede bir iç huzura asla sahip olamazlar. İşte Tesla’da böyleydi. Geldi, gördü ve yendi.

Tesla büyüyordu. Artık Lise çağına gelmişti.

Lise yıllarında kafasından integral hesaplarını ciddi bir şekilde yapabilen Tesla, sıradışı zekası ile öğretmenlerini ve arkadaşlarını etkilemekteydi. Hatta öğretmenlerinden bazıları onun kopya çektiğini, aslında bu kadar başarılı olamayacağını düşünüyorlardı. Ancak bir şeyi hesaba katmamışlardı. O Tesla’ydı.
Fotoğrafik hafızası o kadar gelişmişti ki gördüğü ve duyduğu her şeyi, bir makineyi ve tasarımı tüm ana hatları ve detayları ile aklında tutabiliyordu. Lise çok erken bir zamanda Tesla için başarılı bir şekilde bitirildi. Tabii bu da Tesla gibi bir adam için şaşılacak bir şey değildi.

17 Yaşındaki Tesla’nın Ölümle Mücadelesi

Nikola Liseyi bitirdikten sonra 17 yaş civarlarındayken, ölüm kapısını çalmıştı. Dönemin en büyük salgını koleraya yakalanan Tesla, tam 9 ay bu hastalıkla ciddi şekilde mücadele etti. Hayatını kaybetmesi an meselesiydi. Ancak azmi ve mücadeleci ruhu onu bu hastalıktan da korudu. Bu korkunç hastalıkla baş etmeye çalışırken bile bunu bir fırsata çeviren Tesla babasına ” Mühendislik okumak istiyorum baba. Eğer izin verirsen yaşayabileceğim.” sözlerini sarf edecekti.
Babası ise normalde bu duruma sıcak bakmasa da oğlunun ölüm döşeğinde olmasından etkilenecek olmalı ki bu durumu kabulleniyor. Ebeveynlerinin aklında hep oğullarını ya bir rahip ya da bir asker olacak şekilde yetiştirmekti.

Tesla Mühendislik Okuyacağını Öğrenince Hızlı Bir Şekilde İyileşmeye Başlıyor



Tesla çağın en büyük hastalığı olan Kolera’ya karşı öyle bir mücadele veriyor ki, bir süre sonra hızlı bir yukarı ivme ile sağlığına kavuşuyor. İşte tam bu noktada, tarihin akışı değişmeye ve gelişmeye başlıyor. Bazen insanın hayatında dönüm noktaları olur. Ve bu dönüm noktaları çeşitli bölgelerin hatta tüm dünyanın kaderini bile etkileyebilecek bir potansiyele sahip olabilir.
Babası söz verdiği gibi oğlunun mühendislik okumasına izin vermişti. O da mühendislik için çalışmalara başlıyor. Ancak askerlik gelip çatıyor tabii. Tam 3 sene boyunca askerlik yapmamak için dağlarda yaşayan Tesla, daha sonrasında Avusturya’da bulunan Graz Teknoloji Üniversitesine kaydını yaptırıyor. Bu dönemde tabii kahramanımız 21 yaşında genç bir delikanlı.

Graz Teknoloji Üniversitesinde Bir Dahi

Okulda öylesine başarılıydı ki herkesin diline düşmüştü. Tam 8 dili ana dil yetkinliği ile konuşabiliyordu. Üniversitenin en iyi öğrencilerini geçmişti, ve sırasını kimseye verecek değildi. İddialara göre Tesla günün çok büyük bir kısmını çalışarak geçiriyordu. Bu sebepten dolayı hocalarından biri babasına “Bu kadar çalışırsa yorgunluktan hayatını kaybedebilir”. sözlerini sarf edecekti.

İkinci Yılın Sonunda İşler Yine Ters Gitmeye Başlıyor

Tesla’nın yakın arkadaşlarını doğru şekilde seçememesinden dolayı olacak ki kötü alışkanlıklar peşini bırakmıyor. O dönem ciddi şekilde kumara bağımlılığı oluşuyor. Ve tüm kazandığı parayı, ayrıca devletin ona okuması için verdiği bursları masada kaybediyor. Bir noktada aslında kaybettiklerini tekrar kazanıyor ve ailesine para gönderiyor ama maalesef bu bağımlılığı nedeniyle üniversite hayatını bile bitirmeyi göze alabilmiş o dönem.
Son yıl gelip çattığında kumar bağımlılığı çok ciddi boyutlara ulaşmıştı. Tesla hem kendinden bu şekilde davrandığı için utanıyor hem de bu şekilde giderse okulundan olacağını biliyordu. Ailesine ve sevdiklerine bunu nasıl açıklayacaktı ? Şimdi ne yapacaktı ?

İletişim Tamamen Gidiyor. Tesla Artık Ailesi Ve Sevdikleri İle İletişim Kurmuyor



Tesla üniversiteyi bıraktığını söylememek için ani bir karar ile ailesinden ve tüm sevdiklerinden uzaklaşıyor. Başta ailesi olmak üzere akrabaları ve arkadaşları neredeyse onun öldüğünü düşünmeye başlıyorlar. Bu dönem öncelikle Slovenya’da bulunan Maribor’a giden Tesla, o bölgede çok da büyük ölçekli olmayan bir mühendislik firmasında çalışmaya başlıyor. Bu sırada babası, Tesla ile iletişim kurmak için her yolu deniyor tabii. Adam bir şekilde oğlunun kaldığı ve çalıştığı şehri öğreniyor, onu ziyarete gidiyor. Adam saatlerce Tesla’ya dil dökse de o bir türlü ikna olmuyor. Asla da eve gitmek istemediğini söylüyor.



Prag’daki Amcasının Yanında Kalabileceğini Düşünen Tesla Karl-Ferdinand Üniversitesi Tarafından Reddediliyor

Üniversiteden de reddedilen Tesla için, bu çok da kötü bir durum değil. Çünkü onun amacı zaten diploma almak değildi. Üniversiteye kabul edilememesinin en büyük nedeni de Çekçe bilmemesiydi. Ama Tesla diploma alamayacağını bildiği halde, üniversitedeki derslere devam ediyor. Tüm derslere katılım sağlayan Tesla, geride kalan zamanını da yine aynı bölgede bulunan Klementinum kütüphanesinde geçiriyor.

Telefon Şirketinde Çalışan Bir Bilim İnsanı

Burada da aradığını bulamayan kahramanımız bir telefon şirketindeki iş başvurusu kabul edilince Budapeşte’ye taşınıyor. Burada telefon sisttemlerine sayısız iyileştirme yapıyor. Ciddi katkıları sayesinde yeni bağlantılar elde eden Tesla Fransa’da Edisan Continental Şirketi tarafından kabul ediliyor. İşte Edison ile olan bağlantısı ilk bu zamanda başlıyor. Artık bir mucize mi yoksa bir lanet mi bilemedim. Nereden bakıldığına bağlı…

Edisonun Continental Şirketinin Paris Şubesi Avrupaya Tesla Sayesinde Yayılıyor

Tesla işe başladıktan sonra şirket hızla büyümeye ve Avrupa’ya yayılmaya başlıyor. Aslında görev aldığı konum ve birim teknisyenlikti. Çünkü mühendislik ünvanını diploma almaya hak kazanamadığı için alamamıştı. Thomas Edison ile hala tanışamamış olması da onun için büyük bir sıkıntıydı. O zamanlar halbuki keşke hiç tanımasaymışım diyecekti yıllar sonra..




Edison’un DC ( Doğru Akım) Sorunları Ve Tesla

Edisonun şirketi Doğru akım ile ilgili ciddi sorunlar yaşıyordu. Bir türlü bu problemin üstesinden gelemiyorlardı. Sorunlar şu şekildeydi: Hemen hemen her gün kısa devreler ve patlamalar yaşanıyordu. Tesla bu durumda olan devrelere ve cihazlara anında müdahale etmek ve yerinde düzeltmek ile görevlendirilmişti. O kadar kısa zamanlarda o denli mucize çözümler buluyordu ki şirket içerisinde gözde bir çalışan olmuştu.

Strasbourg’ta Bir Garip Patlama

Alman tren istasyonu o dönem Avrupa’nın en büyüğü olacaktı. O dönem ülkenin imparatoru I.Wilhelm’in de katılımı ile açılış yapılacaktı. Tüm hazırlıklar tamamlanmıştı ancak yine kısa devre sorunu nedeniyle istasyonda büyük bir patlama yaşandı. İmparator kıl payı ölümden dönmüştü. Tabii hemen Tesla bu bölgeye yönlendirilmişti. Görevi, bölgeye gidip sorunu yerinde çözmekti.
Tesla problemin kaynağını bulnuştu, çözümünü de yapan mucize insan Doğru Akım devrelerinin bu şekilde problemli olduğuna artık gerçek anlamda inanıyordu. Ona göre bu devreler her zaman sıkıntı yaratabilirdi. O yüzden yeni bir aternatif devreye ihtiyaç duyulması gerektiğine inanıyordu. İşte o dönem AC dediğimiz Alternatif Akım’ın temelleri Tesla’nın kafasında oluşmaya başlamıştı.

Edison İle İlk Tanışma

1885 yılında Thomas Edison tarafından yapılan Doğru Akım motorları ve jeneratörlerini yeniden tasarlayabileceğini söyleyen Tesla, ilk aşamada Edison’un ilgisini ve takdirini toplamıştı. Hatta Edison o kadar çok etkilenmiş olacak ki Tesla’ya eğer bu sorunu çözebilirse 1.000.000 $ ücret vermeyi teklif ediyor. Tesla’da tabii hemen işe koyuluyor. Tesla’nın ciddi çalışmaları sonucunda kısa bir süre içerisinde tüm sorun hallediliyor. Ve Tesla tamamen bu sorunu ortadan kaldırıyor. Bunu yaparken aşırı karmaşık şekilde yapılan tasarımları sadeleştiren Tesla, minimalist bir anlayışla her türlü düzenlemeyi gerçekletirebileceğine inanıyordu.

Hala AC Akımı Kullanıyoruz.

Alternatif akım o kadar mucize bir buluştu ki, günümüzde hala ev aletlerimizde hatta ünlü Tesla Otomobillerinde kullanılan sistem bu prensibe dayanıyor.

Tesla Parasını İstiyor. Edison İse Tesla İle Alay Edebilecek Cesareti Kendisine Bulabiliyor

Tesla bütün işlemleri tamamlamanın da verdiği gururla Edison’un karşısına çıkıyor. Ve kendisine vaadedilen parayı almak istediğini söylüyor. Edison ise daha önce söylediğini yapmıyor. Bir de pişkin pişkin “Sayın Tesla.Amerikalıların espri anlayışını kavrayamamışsınız hala”… diyebiliyor. Böyle de bir insandan bahsediyoruz. İşte o hepimizin kitaplarda okuduğu sözde muhteşem bilim insanı Edison böyle bir insandı. Tabii bu ne ilk ne de son oluyor Tesla için. Edison söylediklerini yapmayan, insanları kandırabilecek potansiyele sahip bir insan olarak Tesla’yı sürekli kandırıyor. Ve onun üzerinden para kazanma amacını güdüyor.

Tesla’nın Hayal Kırıklığı

Edison’un güvenilir bir insan olmadığını anlayan Tesla büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor tabii. Bu olaylar yaşanırken dünyada da çok garip şeyler olmaya devam ediyordu. Dünya büyük bir devrimin eşiğindeydi. Elektrik devrimi kapıyı çalmaya başlamıştı. Amerikan ekonomisi muhteşem bir çıkış yakalayabilirdi bu sayede.. Ekonomik sıçraması çok büyük olacaktı. Bunun en büyük sebebi, elektriğin hayatın her anlamında etkin bir şekilde kullanılmasından kaynaklanıyor olmasıydı. Üretime, ev teknolojilerine ve çalışma hayatındaki genel verimliliğin artmasına kadar her alanda işe yarayan elektrik devriminin gerçekleşmesi an meselesiydi.

Edison’un Teslayı Aldatması Sonucunda Tesla Ciddi Şekilde Hırslanıyor

Tesla Edison tarafından aldatıldıktan sonra hırslanıyor haliyle.Bu elektrik devrimini daha güvenilir olan Alternatif Akım ile desteklemek istiyordu.Ama bu dönem çok kolay olmayacaktı.Günlüğü 2 dolara inşaatlarda, yol kazılarında çalışmaya başlamıştı o dönemde. Böyle önemli bir insanın o şekilde işlerde çalışması gerçekten çok üzücüydü. Ama kader ve insanların güvenilir olmadığının tekrar tekrar ispatı olması sebebi ile bir önem taşıyordu bu olaylar.

Tesla bu süreci hayatının en zor dönemi olarak adlandırıyordu.

Bu zor dönemde hala projeler tasarlamakla meşgul olan Tesla bir kişinin ciddi şekilde ilgisini çekmeyi başarmıştı. Bu kişi GEORGE WESTINGHOUSE’du. Yani Edison’un baş düşmanı olan bu kişi Tesla’yı yanında görmek istiyordu. WestingHouse şirketinin kurucusu olan George akım savaşlarının en büük iki aktöründen biriydi. Edison ile aralarında isimsiz bir savaş vardı. Tabii o dönem bu iki dev arasında yaşanan güç ve patent savaşları neticesinde olanlar yine bizim talihsiz Tesla’mıza oluyor. Onun aklında sadece daha iyi icatlar yapılması vardı. Edison’da bu dönemde General Electric adlı şirketi kuruyor tabii.

WestingHouse’nin Desteğini Alan Tesla Doğru Akım’a Yani Edison’a Karşı Projeler Üretmeye Başlıyor

Doğru Akım ile ilgili en büyük problemlerden biri de elektriği çok uzun mesafelere taşıyamaması,bunun için birkaç kilometrede bir bir elektrik santrali kurulmasına ihtiyaç duyulmasıydı.Ayrıca çok ama çok kalın kabloların kullanılması gerekiyordu.Yani bugünkü dünyayı da gözünüzün önüne alacak olursanız dünyadaki tüm evlere elektrik götürmek için hiç uygun değildi.Ama Tesla’nın Alternatif Akım sisteminde çok ince kablolar kullanılıyordu, çok daha fazla voltaj taşınabiliyordu ve elektrik çok uzun mesafelere sorunsuz şekilde iletilebiliyordu.İşte bu şekilde mücadele başlıyordu.




Bu savaşı kazanan şirket tüm dünyanın enerjsine sahip olacaktı. Çıkar savaşları çok büyüktü

Edison’un bir özelliği de dönemin ABD hükümetini arkasına almasıydı. Bir avukat ordusu ile birlikte Tesla’nın yaptığı tüm projelere çok fazla sayıda dava açıyordu. Yazımızda bahsi geçen savaş artık zirve yapmıştı. Edison’da Tesla’nın sisteminin çok daha iyi olduğunu biliyordu. Ancak bunun öncelikle ABD halkı ve sonrasında dünyanın geneli tarafından bilinmesi kendisini ve şirketini çok kötü bir şekilde etkileyebilirdi. O bunu kaldırabilecek bir insan değildi, hiçbir zaman da olamadı.Alternatif Akım’a Atılan İftiralar







Edison bu AC kaynaklarının çok yanlış bir şey olduğunu sıklıkla dile getiriyordu. Ona göre Alternatif Akım çok ciddi potansiyelleri bünyesinde barındırıyordu. Ancak bunu bir şekilde engellemeliydi. Aksi takdir de kendisi tamamen tarihin tozlu sayfalarına gömülecekti. Yapacağı ilk şeyi düşünmeye başladı. Nasıl bir yöntem izlemeliydi.. Alternatif Akım’ın çok yüksek voltaj taşımasının çok kötü bir şey olduğunu kanıtlaması gerekiyordu. Ama nasıl? Çok ilginç bir duyum var bu konuda..

Bir Garip Hayvan Ölümleri – Ciddi şekilde kendini kaybetmiş bir Edison var karşımızda

Edison’un laboratuvarının bulunduğu bölgede yaşayan insanlar günlerden bir gün çok garip ve anlamlandıramadıkları mide bulandırıcı olaylar yaşamaya başlıyor. Ev hayvanları, kedileri, köpekleri, tavukları birer birer ortadan kayboluyordu. Kimse bunun nedeni



ni bilmiyordu. Ancak daha sonra bu konunun sonucunu acı bir şekilde öğreneceklerdi. Bu bizim bildiğimiz her şeye burnunu sokan Uzaylıların işi değildi herhalde. Zaten sonrasında hayvanlar birer bire bulunacaktı. Ancak tek bir fark vardı. Acılı bir şekilde feci bir ölümle karşılaşmışlardı.
Bazı anlatılanlara göre Edison hırsından kendini kaybetmişti. Ruhunu adeta şeytana satan Edison, bazı çocuklara yakalayıp getirdikleri her hayvan için 25 sent ödüyordu.Ve Edison çocuklardan aldığı bu hayvanlara halka açık şekilde elektrik vererek öldürüyordu. Tabii bunu yaparken de Alternatif Akım’ı kullanıyordu. Amacını siz de anladınız değil mi ? Bir insan nasıl bu kadar çok küçülebilir gerçekten anlamak güç.


.Alternatif Akım Çok Tehlikeli Düşüncesini Halka Aşılama Çalışmaları Başlamıştı

Bunun için Alternatif Akım bilerek kullanılmıştı. Amaç Tesla’yı ve AC akımı tamamen dünyadan silmekti. Bununla bu akımın evlerde kullanılmasının çok tehlikeli olduğunu göstermeye çalışıyordu. Ve tabii ki de bir kere bu karanlık yola giren Edison çok daha kötü şeyler yapmakta geri kalmayacaktı. Elektrikli Sandalye’nin de üretilmesi için finansal destek sağlıyordu.
Tabi ki yine Tesla’nın alternatif akımını kullanarak. Bir idam yönteminde kullanılacak kadar şeytani bir şey olduğunu vurgulamak adına… Yani insanları farklı şekilde duygularından ve düşüncelerinden vuracaktı. Bir fikri ortadan kaldırmak istiyorsanız o fikri kötü göstermek için yine aynı fikri kendi çıkarlarınız doğrultusunda kullanırsınız. İşte günümüz şeytani planları da yine aynı oyunla dönüyor. Bu dünya böyle bir yer işte, çok yazık…

Tesla, Adeta Bir Satranç Tahtasındaki Gibi Rakibini Yenecekti. Şah-Mat Yakındı.

Bu hırslı adama biri dur demeliydi. Olayı 1. dereceden yaşayan Tesla’da bu duruma el koymak istiyordu. O yüzden planlar yapmaya başladı. Yavaş yavaş gerçekleitireceği planların ilki 1893 yılında büyük bir fuar etkinliğinde gerçekleşti. 1893 yılında bir fuarda boy gösteren Tesla Alternatif Akımı kendi vücuduna vererek ışık çıkarıyordu. Bu inanılmaz bir şovdu. Bu şov Edison’un kaybetmesi için yeterliydi.
Artık Edison için tehlike çanları çalıyordu. Şah-mattı bu hareket…Bu olayla birlikte Westinghouse’un ürettiği alternatif akım jeneratörleri ve sistemleri de teknik avantajları ile birlikte dünyada daha da yaygın hale geliyordu. Acaba Edison’un kurduğu sömürü düzeni sona mı erecekti ? Nikola Tesla da hayatının en iyi dönemini yaşayacaktı. Herkes onu ve muhteşem şovunu konuşuyordu. Adeta bir dünya starı olmuştu. Dünyanın o dönemde anılan en önemli insanlarından biri olmaya ilk adım böyle atılmış oldu.

ABD’ye Geldiğince Cebinde 4 Cent Vardı. Şimdi İse Bir Dünya Starıydı

Dünyada herkes hayatlarını kolaylaştırdığı için ona kahraman gözüyle bakıyor.Çok seviyorlardı…Cebinde sadece 4 centle geldiği ülkede artık bir stardı o… Zekası ve vazgeçmemesi sayesinde zirveye oturmuştu… Bu süreçte de Tesla Alternatif Akım motorları, jeneratörler, trafolar ve güç iletim teknolojileri de dahil olmak üzere telefonun icadından beri en önemli 26 farklı icadın patenti alınmıştı. Bu icatların önemini anlamak için kullandığımız teknolojilerle alakalı azıcık bilgi sahibi olmamız yeterlidir. Buraya kadar olanlar bile Tesla’nın savaşı kazandığının açık bir kanıtıydı. Tesla durmuyordu. Sonraki 3 sene içerisinde ortaya çıkardığı icatlar 20.Yüzyıldaki tüm gelişmelerin temelini oluşturacak bir güce sahipti..
Radyonun Mucidi Marconi Mi ? Bir Daha Düşünün !

Mesela herkes radyonun mucidinin Guglielma Marconi olduğunu düşünür.Ancak Marconi’nin tüm çalışmaları Tesla’nın çalışmalarına dayanıyordu. 1893 yılında Tesla bir çalışmasında Radyo Dalgaları aracılığı ile bilgi aktarımı yapılabileceğini teorileştirmişti. Ve onun iddiasına göre bu yapılabilirdi. Hemen sonrasında bu tarihten 5 sene sonra yani tarihler 1898’i gösterdiğinde kalabalığın önünde bir tekneyi uzaktan kumanda ile kontrol etmişti. O zaman için o kadar sıradışı bir şeydi ki bu kalabalık Tesla’nın sihir yaptığını düşünecek kadar ileri gitmişlerdi. Bu sıradışı olaylar tüm dünyanın ilgisini çekiyordu.
Olaylar Tesla yönünde pozitif seyrine devam ediyordu. Tesla adeta pik yapmıştı. Ancak Marconi ilk transatlantik radyo mesajını gönderdikten sonra bu ünvanı elde etmişti. Bu mesaj gönderildikten sonra da dünyaca ünlü olmuştu. Daha sonra Tesla bir konuşmasında Marconi ile ilgili şunları söyleyecekti: “Marconi benim 17 adet patentimi kullanıyor ama kendisi iyi bir insandır. Bırakın çalışmalarına devam etsin”. işte böyle de kalender bir insan Nikola Tesla..

Röntgeni Kim Buldu Peki ? Wilhelm Roentgen Mi ? Hayır Tabii ki De ��







Hemen hemen herkes Röntgeni bulan kişinin Wilhelm Roentgen olduğunu düşünüyor. Ee adamın soyadı Roentgen daha ne olsun değil mi ? Ancak garip bir hikayesi var bunun da…Aslında ilk Röntgen filmini çeken Nikola Tesla’nın ta kendisidir.Burada işler biraz daha karmaşık.
Roentgen ile Tesla aynı zamanda birbirlerinden habersiz aynı çalışmaları yürütüyorlar. Yani iki mucitte aynı şey üzerinde çalışıyorlar ama ikisi de birbirlerinden habersiz. Farklı tüplerle yapılan çalışmalarda Tesla Roentgen X Radyasyonu adını verdiği keşfini açıklamadan 6 gün önce , Tesla ilk x radyasyonu fotoğrafını çekmeyi başarıyor. Tabii ilk deneme olduğundan çektiği fotoğrafta birçok düzensizlik bulunuyordu ve bu nedenle henüz sonuca ulaşamamıştı kendince. Tesla’nın bir özelliği de her anlamda projesinin kesinliğini kanıtlamadan insanlarla paylaşmamasıdır. Bundan birkaç hafta sonra ise Roentgen keşfini dünyaya açıklıyordu. Ve sonuç ne ? Röntgeni bulan kişi Wilhelm Roentgen olarak tarihe geçiyor.Edison’un Yeni Şeytani Denemesi – Zavallı Clarence Dully….

Edison karakteri, ne kadar karanlık olsada hırsının da çok ileri düzeyde olduğunu söylemek gerekiyor. Bir icat tasarlayan Edison bu icadı denemek için kendi çalışanlarını kobay olarak kullanmış. Bu icadın patentini almak için bu ışınları Clarence Dully isimli bir çalışanının üzerinde deniyor.Bu kadar zararlı bir radyasyona maruz kalan Dully önce kollarını kaybediyor ve sonra kötü bir hastalığa yakalanıyor.. Kanserden hayatını kaybediyor. Bu durumun faili de yani Edison, gözlerini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor…Tesla İçin Bu Sefer Karanlık Olayların Devamı Geliyor

Geçmişinde talihsiz olaylar yaşayan Tesla’nın bahtı yine kötü bir durumla karşı karşıya kalıyor. 1895’in Mart ayında Tesla’nın laboratuvarının bulunduğu binada bir yangın çıkıyor. Ama yangın öyle bir yangın ki, binadan geriye hiçbir şey kalmıyor. Düşünsenize, bütün çalışmalarınız icatlarınız vb… Her şey gidiyor. Tesla’nın o zamana kadar yaptığı tüm çalışmalar, tasarım aşamasındaki icatları,modelleri, tüm notları. Her şeyi yanıyor…Ama her şeyi….50.000 dolarlık malzemesi de çöpe gidiyor… New York Times gazetesinden bir muhabir sonrasında kendisine nasıl hissettiğini sorduğunda

“Korkunç kötü hissediyorum.Söyleyecek söz bulamıyorum” diyecekti.

Hidroelektrik santrallerinin temelleri yine TESLA’nın zamanında ortaya çıkmıştır.





Niagara Şelalelerinde kurulacak bir santral ile büyük bir şehrin tüm elektrik ihtiyacının karşılanabileceğini söylemişti. İnsanlar her zamanki gibi inanmamıştı kendisine. Ama o bir şeyin farkındaydı. Kendi potansiyelinin… Bu icatlarını düşünürken daha çocukken fikrini ortaya koyduğu söylememiz gerekiyor. Niagara Şelalelerine inşa edilen santral ile New York’a elektrik iletilebilmişti. Bu inanılmaz bir şeydi. Sudan koca bir şehir Alternatif Akım sayesinde elektriğe kavuşmuştu. New York’un büyüklüğünü düşündüğünüzde elde edilen enerjinin ne derece büyük bir enerji olduğunu söylememe gerek kalmadığını düşünüyorum.Deprem makinesini de o buldu.

İlginç icatlarına devam eden Tesla, sonrasında deprem makinesini dünya ile tanıştırdı. Çok ilginç bir hikayesi var yine bu icadın da… Neydi bu icat ? Nasıl ortaya çıkmıştı. İsterseniz bir bakalım…
Laboratuvarında bir titreşim makinesi üzerinde çalışan Tesla bu makinenin titreşimin binanın doğal titreşimi ile eş zamanlı hale getirdiğinde binanın da sallandığını fark ediyor. Gücünü kademe kademe artırıyor makinenin ve bir noktada binadan çatlama sesleri geliyor,laboratuvardaki çok ağır makineler sağa sola sallanmaya başlıyor…Ve sonunda sıvalar dökülmeye başladığında bir çekiçle makineyi kırarak durdurmak zorunda kalıyor…Binadan çığlıklar geliyor, herkes deprem olduğunu zannediyor..Hatta birkaç dakika sonra polisler de binaya geliyorlar…Burada ilginç olan şey ise binayı yıkılacak noktaya getirecek makinenin neredeyse bir tablet kadar küçük olması…En Önemli Projesi : Tesla Kulesi Yani Nam-I Değer Wardenclyffe Kulesi




Sırada Tesla’nın en iyi projesi var. Eğer bu proje başarılı olsaydı, dünyamız bugün çok çok daha güzel ve farklı bir yer olacaktı. Tesla’nın kulesi temel anlamda dünyaya kablosuz olarak elektriğin dağıtılmasına tam anlamıyla yetecek bir donanıma sahipti. Dünyamızın iyonosfer tabakasını kullanarak yapacağı bu iş, herkese ve her yere kablosuz elektrik dağılımını sağlayacktı. Günümüzde sayısız bilim insanı bu konuda çalışıyor. Ancak tam anlamıyla bir başarı elde edilebilmiş değil. Ciddi ciddi bu proje hayata geçirilecekti.
İlk testler ve denemeler bu projenin yüzde yüz olacağının en büyük kanıtıydı. Bir kaç problem de vardı tabii. Böyle bir projenin hatasız çalışması olanaksızdı. Çok büyük ve detaylı sistematik problemlerin çözümü neticesinde ulaşılan bir projeden bahsediyoruz.
Projenin finansörü JP Morgan’dı ve Tesla bu projeyi tanıtırken kendisi de ilk başta sadece uzak mesafelere bilgi aktarımı yapacağını söylemişti. Ama Marconi’yi hatırlıyorsunuz. Transatlantik mesajını başarılı şekilde aktardıktan sonra JP Morgan da bu kuleye ihtiyaç kalmadığını söyleyerek tüm para desteğini çekiyor bu projeden. Diğer taraftan Tesla’nın zamanın cok ötesinde, pek çoklarına göre uçuk, ve daha da önemlisi maddi getirisi olmayacağı düşünülen projelerinin yatırımcıları korkutması ve teker teker desteklerinin çekilmesi söz konusuydu.
Projenin finansörü JP Morgan’dı ve Tesla bu projeyi tanıtırken kendisi de ilk başta sadece uzak mesafelere bilgi aktarımı yapacağını söylemişti. Ama Marconi’yi hatırlıyorsunuz. Transatlantik mesajını başarılı şekilde aktardıktan sonra JP Morgan da bu kuleye ihtiyaç kalmadığını söyleyerek tüm para desteğini çekiyor bu projeden. Diğer taraftan Tesla’nın zamanın cok ötesinde, pek çoklarına göre uçuk, ve daha da önemlisi maddi getirisi olmayacağı düşünülen projelerinin yatırımcıları korkutması ve teker teker desteklerinin çekilmesi söz konusu oluyordu.



Kendisi tüm hayatını bilime ve insanlığa adamış bir insandı. Ama başarısızlıklar ve proje süreçlerindeki düşmanları onu çok kötü etkiliyordu. Hassas bir insandı…


Tesla’nın bu dönemdeki ruhsal durumuna da değinmek gerekiyor tabii. Bu kadar çok şeyi başarırken sürekli hayal kırıklığına uğramak, insanı bitiriyor haliyle. Para her zaman ikinci plandaydı onun için.




İnsanların hayatını iyileştirmek, dünyayı daha iyi bir yer yapabilmek için hayatı boyunca uğraşan Tesla “Para herkes için çok şey ifade ediyor olabilir ama benim için hiçbir değeri yok.Kazandığım tüm paraları yeni icatlara, buluşlara harcadım….” diyordu…
Kablosuz internet yani Wi-Fi teknolojisinin temelleri de yine aynı zamanda atılmıştı. Ayrıca günümüz telefonlarının ilk prototiplerini de yine Tesla düşünmüştü.. Bu Wi-Fi bağlantılarının tek bir elde toparlanabilmesini düşünmüştü.. Ayrıca Tesla’nın Obsesyon ile mücadele ettiği de iddia edilmekte. Bu yüzden de mükemmeliyetçi bir kişiliği vardı. OKB haricinde Insomnia denilen yani Türkçesi ile Uyku Sorunları da yaşadığı düşünülüyordu. Bu yüzden tüm geceler boyu çalışmakla geçiyordu.

Tesla’nın İlginç Problemleri

Arkadaşları kendisinin 2 saatten fazla uyumadığını söylüyordu. nsomnia problemleri yoğun şekilde hayatını etkiliyordu. Kalan tüm zamanını ise problem çözerek, projeleri üzerinde çalışarak geçiriyordu. Arta kalan zamanlar, ayrıca uyku problemleri onun için bir sorun değil adeta bir lütuftu.. Yine 3 rakamına ilginç bir takıntısı olduğunu ve akşam yemeklerinde yemeğe başlamadan önce masayı silmek için tam olarak 18 mendil kullandığını da biliyoruz. Titiz bir adamdı anlaşılan.. Yuvarlak nesnelerden, takılardan, tokalaşmaktan ve saça dokunmaktan da garip bir şekilde nefret ediyordu. Burada da obsesif kişilik yapısına ait bir durum söz konusu oluyor.
Müthiş zekaların arkasındaki çok garip davranışlardan Tesla’da da vardı anlayacağınız. O nedenle başarısızlıkları çok iyi de karşılayamadı. Tesla Kulesi ile başlayan başarısızlıklar silsilesi ile geri dönülmez bir yola girmişti. Sıfırdan başlayıp zirveye ulaştığı yolda aynı hızla tekrar sıfırı tüketmişti.
Hayatını sürekli bitmek bilemeyen başarısızlıklar adeta tüketiyordu.. Ama bu çok sancılı olmuş ve bu süreçte klinik derecede akıl sağlığını da kaybetmişti ve gerçeklikle hayal dünyası arasındaki farkı da anlayamayacak noktaya gelmişti. Artık Tesla için ciddi anlamda telike çanları çalıyordu.
Bir röportajında şunları söylemişti: “Yıllardır binlerce güvercin beslemişimdir. Ama bir tanesi farklıydı.Onunla aramızda çok ilginç bir bağ vardı. Aşk bile diyebilirsiniz. Her seferinde binlerce güvercin arasından gelir o beni bulurdu. Bir gece ben yine problemler üzerinde çalışırken yanıma geldi ve bana önemli bir şey söyleyecek gibiydi.

Tesla’nın Aramızda Bir Sevgi Bağı Var Dediği Güvercini Ne Söylemişti

Tesla’nın çok sevdiği o güvercinin kendisine bir şeyler söylemek istediğini iddiaediyordu. Acaba güvercin ona ne söylemişti. Ona öleceğinden bahsetmişti. Anlamıştım bunu diyor kendisine sorulduğunda.. “Gözlerine baktım ve gözlerinden ışıklar çıktı.” diye de ekliyor. Ruh halindeki bozulmalar iyice gün yüzüne çıkıyordu.
Yaşamı Boyunca 100 Patentli İcat Üretti. 700 Farklı İcada da İmzasını Attı.
Hayatının Son Dönemi…

Tesla’nın bu sancılı hayatının bir otel odasında son bulacağını kim bilebilirdi. O otel Newyorker isimli bir oteldi. 3327 numaralı odada bu odanın parasını bile ödemeyecek duruma gelmişti ünlü bilim insanı.. Bunun nedeni de belliydi..




Westinghouse şirketi Edison ile savaşı sırasında büyük bir sıkıntıya düşmüştü. Ve Tesla’ya bu sıkıntı geçene kadar pay vermemeyi teklif ediyor. Tesla da bunu kabul ediyor ve orada, o anda tüm sözleşmeleri yırtıyor. Bahsettiğimiz anlaşmanın bugünkü fiyatı ise neredeyse 300 milyar dolar civarındadır.
Herkes ona sırt çevirdiğinde Westinghouse ona kapılarını açmıştı, ona inanmıştı. Yine kandırılmıştı. Aslında belkide Westinghouse’nin de Edison’dan farkı kalmamıştı. Onu kullanıyordu.. Belki de bu yeterliydi Nikola Tesla için…Ve paraya da ne kadar değer verdiği buradan da anlaşılabilir… elki de dünyayı değiştirdiğini görmüş ve bu yeterli olmuştu onun için… Tek amacının dünyayı iyi bir yapmak olduğunu düşündüğümüzde böyle bir karar vermesi elbette olağan.

Edison Ve Diğer Bilim İnsanları – Kollektif Bilinç

Edison’u da tam olarak gömmeden hakkını verelim isterim. Özellikle ampulün icadı konusunda biraz haksızlık ediliyor kendine. Burada bir benzetme yaparsak Thomas Edison ampul konusunda bugün Steve Jobs iphone için ne kadar önemliyse kendisi de ampul için öyledir. Tüm çalışmaları doğru bir şekilde yönlendirmiş ve ampulün icadına vesile olmuştur. Ayrıca son bir dipnot olarak da Tesla’dan önceki bilim insanlarının da isimlerini anmadan geçmeyelim.
Alternatif Akımı stabil hale getiren Tesla’ydı ama Tesla’dan önce teoride Michael Faradayve pratikte Hippolyte Pixii de bu konuda çok önemli çalışmalar yapmıştı.Kaldı ki tanık olduğumuz tüm icatlar aslında tek bir isme atfedilse de aslında öncesinde yüzlerce binlerce ismin, çalışmanın kollektif başarısıdır.
Mark Twain bu konuda şunları söylemişti: “Bir telegrafı, buhar motorunu, fonografı,fotoğrafı veya bir telefonu ya da başka herhangi önemli bir şeyi ortaya çıkaran binlerce kişidir…Ama genellikle son kişi tüm krediyi toplar ve biz de arkasındaki tüm bu insanları unuturuz.Tek yaptığı şey son parçayı oraya koymaktır.Ortaya çıkarılan tüm gelişmelerin %99’u esinlenmedir, alıntıdır diyebiliriz aslında.Bunu göz önüne alarak aslında daha alçak gönüllü olmayı öğrenmemiz gerekiyor.Ama olamıyoruz işte.
Kollektif bilincin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlamış oluyoruz. Bu konudaki Kollektif Bilinç yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.




Bitirirken






Nikola Tesla, bir Hırvat olarak dünyaya geldi, ve ABD’de yaşama elveda dedi. Bir çok kişi ve şirket onun ismini kullanarak milyonlarca hatta milyarca dolar kar elde etti. O öldüğünde geride hiçbir şey kalmamıştı. Tüm projeleri ve dökümanlarına FBI tarafından el konuldu. Ve Tesla’da yaşadı ve her canlı gibi ölümü tattı. İyi ve mutlu bir yaşam yaşadı mı ? Bence hayır, ama içi huzurlu bir şekilde gözlerini bu zor ve yalancı dünyaya kapattı diyebiliriz. Geride sonsuz bir fikir mirası, kaliteli bir insanlık, ve iyiliğin temellerini bıraktı…
Yorumlarınızı ve görüşlerinizi yorum kısmında bekliyor olacağız. Şimdilik hoşça kalın…


Bu yazı tüm hakları ile birlikte Sosyofikir.com'da yayınlanmıştır.[FONT=Arial Black]buradan[/FONT] ulaşabilirsiniz.