Çekim 101: Gelin Ses Konuşalım

İnsanlık olarak garip bir huyumuz var. Hiç farkında olmasak dahi çoğu zaman sese, görüntüden daha çok önem veriyoruz. Örneğin 240p bir görüntü izlemek neredeyse hiçbir zaman videoyu kapatma sebebimiz olmuyor. Ancak ses yoğun parazitliyse, kopmalar varsa ya da senkronu bozuksa daha fazla tahammül edemiyoruz ve kapatıyoruz içeriği. İşte bu nedenle ses üzerine detaylıca konuşmanın vakti gelmişti.

Öncelikle yenmemiz gereken şey sesin önemi. Çoğu çekim yapan insan, on binlerce liralık kameralara, binlerce liralık lensler takıyor ve yine stabilizasyon, ışık gibi işlere tonlarca harcama yapıyor. Ancak buna karşılık ses için ufacık bir bütçe bile ayırmayabiliyor. İşte bu nedenle YouTube gibi platformlara girince çok kötü ses kayıtları olan muhteşem görüntülerle karşılaşıyoruz ve tatsız bir biçimde izliyoruz. Bu yazıyla ses sorununuzu aşmanıza yardımcı olmaya çalışalım.

Ses Kalitesini Ucuz Bir Şekilde Yükseltmek

Kamera mikrofonlarından faydalanmaktan bir an önce vazgeçin eğer böyle bir alışkanlığınız varsa. Gerçekten çok ucuz bazı çözümlerle ses konusunda yaşadığınız bütün sorunları aşmanız mümkün. Örneğin kablolu bir yaka mikrofonu almak isterseniz ‘Boya’ gibi bazı markalar gerçekten iyi fiyat performans ürünleriyle sizi karşılayabiliyor. Diğer bir yandan kameraların üstüne takılan ve yalnızca yöneltildiği doğrultudan gelen sesleri almasıyla ünlü ‘shotgun’ mikrofonlar arasında da oldukça uygun fiyatlı seçenekler bulunuyor. Bu mikrofon türlerini daha başka yerlerde ‘boom’ olarak da duymuş olabilirsiniz.

“Ee, ben bütün paramı bitirdim?” diyorsanız da çözümünüz yok değil. Kamera ya da telefonun sesini kullanmaktansa bir telefon kulaklığını cep telefonunuza bağlayabilir ve onun mikrofon alanından ses kaydı alabilirsiniz. Kesinlikle daha sağlıklı olacaktır bu yol. Tek yapmanız gereken ses ve görüntüleri eşlerken sorun yaşamamak için iki cihazda da kaydı başlattıktan sonra basit bir alkış yapmanız. Bu patlama noktası sayesinde kaliteli sesinizi ve kameradan gelen kalitesiz sesinizi eşleyebilirsiniz.

İlginizi Çekebilir!

Dudak Uçuklatan Fiyatıyla 5 Pahalı Logo Tasarımı ve Bize Öğrettikleri

Bir an için internet siteniz veya çalışmalarınızda logo tasarımına ne kadar önem verdiğinizi düşünün. Şimdi, projenizin milyonlarca insana ulaştığını düşünün. İtiraf edin, başlangıçta harcadığınızdan çok daha fazlası...

Başka Çözümleriniz de Var

Eğer bulunduğunuz alan iyi bir ses kaydına müsaade etmiyorsa da çözüm yolunuz yok değil. Yeşilçam’ın o enfes filmleri 90’lı yıllara kadar sette mikrofon bulundurmuyordu. Tüm çekimler yapıldıktan sonra, stüdyoda dublaj ve ses efekti için ayrı bir süreç daha başlıyordu. Yani profesyonel ortamlarda dahi insanlar daha sonrasında seslendirme yapmaktan çekinmiyorlarken siz neden çekinesiniz?

Eğer bir anlatı barındıracaksa, çekimleriniz esnasında nelerden bahsedildiğini elinizdeki kayıtlardan duyun ve kurgu aşamasında ekstra bir seslendirme yaparak kaliteyi bir basamak yukarıya taşıyın. Emin olun başta kulağa amatör gelen bu fikir, kötü bir sesle videonuzu yayına vermekten çok daha mantıklı ve izleyiciyi mutlu eden bir formül olacaktır.

Ücretsiz Müzik ve Ses Efektlerinden Faydalanalım

Kurgu aşamasına geçtiğimizde telif hakkı bulundurmayan ya da kullanıma açık müziklerden ve efektlerden faydalanabiliriz. Bu masrafsız yöntemle videomuza ve gidişatına uygun müzikleri seçerek verdiğimiz etkiyi kolay bir şekilde yükseltebiliriz. YouTube Audio Library bu noktada devasa bir kütüphane görevi görüyor. Doğrusu çalıştığım oldukça profesyonel yapımlarda dahi çekinmeden faydalanıyorum ve size de tavsiye ederim.

Sesle ilgili kafanıza takılan sorularınızı bize yorumlardan iletebilirsiniz, ayrıca görüşlerinizi de bekliyoruz efendim. Sağlıcakla kalın.