payners adlı üyeden alıntı

Fitneye mahal vermemek için size cevap vermeyeceğim hocam. Sadece sizin gibi düşünen birine verilen güzel va açıklayıcı bir cevap yeterli sanırım.

soru :
Bazı arkadaşlarım devlet şeriatla yönetilmiyorsa devlet tağut olduğu malumatı verdiler.
Sormak istediğim eğer devlet şeriatla yönetilmiyorsa devletin kanunlarına uyabilir miyiz? Uyabilirsek bunun delillerini verebilir misiniz?


cevap:

Peygamber Efendimiz Mekke’de on üç yıl kaldı. Cafer Tayyar’ı hristiyan olan Habeşistan yönetiminin idaresine gönderdi. Medine’de anayasayı Yahudilerle beraber hazırladı.
Bunlar göstermektedir ki, İslam’ı yaşamamızı yasaklamadıktan sonra bir devletin kanunlarına tabi olmakta bir mahzur yoktur. Hatta İslam’ı yaşamamıza bazı engeller koysa ve dinimizin kurallarına ters kanunları olsa bile bunların diplomasiyle aşılmaya çalışılması gerekir. Yoksa devlete baş kaldırıp isyan etmek, kaba kuvvet kullanmak, kan dökmek bir müslümanın yapacağı şey değildir.
Tağut kelimesini siyasi ve ideolojik manada kullananlar vardır. Bunlara bir şey anlatmak kolay değildir. Dolayısıyla bu tür insanlarla vakit kaybetmeye gerek yoktur.


Selametle hocam...


Komediye devam diyorsun yani.

Madem bu kadar eminsin ayetler karşısında sergilediğin bu tavır nedir. Ben sana ayet söylüyorum sen nefsinden konuşuyorsun.

İşte böyle olur. Ayetler nefse hoş gelmeyince böle konuşmaya başlar insan. Ben kimsenin kanını dök demedim. Ben kimseye böyle inan diye baskı da yapmadım. Bu tarz sözlerle forumu kirletme.

Peygamber efendimiz 13 yıl kaldı da o müşriklerin hangi kanuna evet dedi. Hangi yaptıklarını onayladı. Her fırsatta onlara batıl üzerinde olduklarını söylemedi mi ? Her fırsatta atalarının yanlış yol üzerinde olduklarını söylemedi mi ? Peygamberimin hayatı ile bugünki insanları aynı görebilmek olağan üstü bir ruhsal bozukluğa delalettir. Bu bu inanılmaz bir şey. Sana göre 13 yıl Mekkede kalıp müşriklere "siz batıl üzerinesiniz" demekle hatta kendine gelen başkanlık teklifini reddetmekle bizzat Allahın Kuranda açıkça küfür dediği işi (hakimiyet/yasama) işlemek aynı.

Habeşistan giden Cafer efendimiz hakkında konuştukların da hayranlık verici. Yani Habeşistana gitti demek, habeşistan yasalarını kabul etti, hatta bizzat kendisi bir kanun koymaya Allahın dinde izin vermediğini meşru hale getirmeye başladı manasına geliyor ? Tek kelime. Hayranım.

Keşke azıcık ama azıcık okusaydınız ya. O zaman her şey daha kolay olurdu. Medinede anayasa hazırlandığını senden duyuyorum. Senden başka söyleyen var mı bilemiyorum. Benim bildiğim Medine ve çevresinde yaşayan yahudi, hristiyan, putperest ve müslümanların arasında yapılan bir anlaşma var. Bu anlaşmayı da bizzat Peygamber efendimiz yapmıştır. Ortada ne kanun koyma vardır ne de başka bir şey. Hatta o anlaşmada şöyle söyler. "Anlaşmazlıkların çözümünde Allah ve Rasulu'nün hükmü geçerlidir"

Buradan nasıl oluyor da yahudilerin kanuna uymayı çıkarabiliyorsun. Ben senle bir iş için sözleşsem. İşi yap paranı al desem. Bu seninle kanun çıkardığımız ya da benim senin kanununa uyduğumu mu gösterir.


Seninle benim aramdaki yegane fark bu işte. Senin sözlerin nefsinden kaynaklı. Ben ise sadece sana ayet söylüyorum. Yani neden iman ettiğini iddia ettiğin kitabın ayetini duyduğun halde inatla inkar ediyorsun anlam verilecek iş değil.

Hadi diyelim kendini temize çıkarmayı başarıyorsun. Şu sözlerin elle tutulacak yanı var mı. Devlet dini yaşamana engel kanun çıkarsa bile bla bla bla. Benim söylemediğim şeyleri söylemişim gibi yapmanı es geçiyorum. Nasıl dini yaşamaya engel kanun çıkaran insanlar müslüman oluyor.

Arapların biz sözü vardır. "uçsa da keçidir" Seninki kör bir inat ve taklit. Ben sana bir baskı veya zorlama yapmazken siz neden benim dinimin kavramlarını tahrif etmeye çalışıyorsunuz. İstediğin gibi yaşa. Hesabını Allaha vereceksin. Neden illa kendi hevanızdan çıkan bu inancın adına islam koyuyorsunuz. Tamam sen öyle düşün. Ama bu düşündüğünün adı islam değil ki. İslam ise nerede senin delilin.

Evet bir sözünde doğru söyledin. Vakit kaybı. 13 yıl boyunca müşriklere sizin inancınız yanlış diyen kendisine gelen baskanlık teklifini bile reddeden Peygamber'in bu davranışlarından Allahın dinde izin vermediği şeyleri meşru kılmanın caiz olduğu fikrine varan birisiyle konuşmak vakit kaybı. Fakat belki kaybettiğimiz vaktin karşılığında bir kişi gerçeği görür diye yazıyorum.

Ek Olarak:

Shakedown adlı üyeden alıntı

Konu amacını iyice sapmış. İçen içer içmeyen içmez, giden gider gitmeyen gitmez basit ve net.


Ustam konu aslında tam da yerine geldi. Evet içen içer. İçmeyen içmez. Kimse kimseye bu noktada bu ülkede karışamaz. İnsanların dilediği gibi inanabilir. Benim açtığım tüm konulara bakın bir tane hakaret veya nefret söylemi göremezsiniz. Şahsıma yapıldığı halde cahilliğe verdim. Mevzu içip içmemek konusunda uzamıyor. İnsanların inançlarındaki yozlaşmadan uzuyor. Ağzından çıkan söze sadık olmak ve konuştuğun gibi yaşamak gerek öyle değil mi ? Halka sizin istediğiniz gibi hükmedeceğim deyip de halkın isteğine diktatörlük etmek bu...

Ana yasadan delil vermişler. Bu yapılan yasalmış. Madem bu kadar duyarlısınız gidin Adanaya gidin bir lisenin önüne bakın kaç öğrencinin ağzında sigara var. Hani ne yapılıyor. İlla Adana değil. Okul diplerine açılan alkol ve tütün satılan dükkanlara ruhsat veriliyor ama değil mi ?

Biri demiş içip içip şöyle böyle yapıyorlar. Evet doğrudur. İster festivalle ister şahıs olarak içip içip sapıtsınlar fark mı var ? Alkol yüzünden kaç insan ölüyor yılda bilginiz var mı ? O zaman tümden alkol kullanmayı yasaklayın ülkede. Bu kararları veren insanların kendi kanunlarına sözlerine sistemlerine bile sadakatinin olmadığı gün gibi aşikar.