Bahsedildiği üzere insanları bir listeye sırayla koymak onları bir yarışın içine itecektir. Herkes kendisini en tepelerde görmek isteyip, hırslanacaktır.
Zirvede olma çabası için yapılan “şeyler” kişiden kişiye değişir. Hile dediğimiz olay ise tam buradan çıkmıştır. Böylelikle hilenin kardeşleri de dünyaya kara yüzünü göstermiştir.
Aklımda hala istişaresini ettiğim bir proje var. Bir sıralamanın yanlış olduğunu düşünüyorum fakat proje de tam bununla alakalı. İnsanların ilgi göstereceğini, yakın zamanda “sosyal medya” kavramı içinde kendine yer edeceğini düşündüğüm bir proje.
Bir Klout değil
Düşündüğüm sistem bir Klout veya buna benzeyen uygulamaların, insanların sosyal medyadaki hesaplarına bakıp, bazı algoritmalar uygulayarak çıkarmış olduğu puanlama sistemi değil. Daha farklı bir açıdan bakıyorum olaya. Düşündüğüm şey insanları bir sınava tabii tutmak? Ne kadar etkili olur tartışılır. Ancak bir kişinin o andaki sosyal bilgisini ölçmek adına yapılabilecek en mantıklı şey, internet üzerinden kullanıcıyı bir sınava tabii tutmak olabilir.
Biliyorum, bu beraberinde bir çok problem getirir. Yani yine hile dediğimiz olay baş gösterebilir. Ama bunun da önüne geçilebilir diye düşünüyorum. Bir soruyu kullanıcıya gösterdiğinizde, o sorunun cevaplama süresini 10-20 saniye yapabilirsiniz. Bu soruya göre de değişebilir. Amaç sosyal medyanın o anda barındırdığı içerikleri kullanıcıya sormak ve atıyorum 100 üzerinden bir puan vermek. Böylelikle kullanıcının ne kadar sosyal olduğunu, bu konularda bilgisi olduğunu ölçebiliriz.
Sınav sistemi
Sınav sistemi, istediğim zaman gireyim, sınavı yapayım ve ona göre puanım verilsin olmayacak. Daha radikal ve kuralcı olarak, belirli bir saatte sınavı başlatmak. İsteyen katılır, isteyen katılmaz. Bu kullanıcının sınav karnesine yazılır. Fakat düşünsenize, belki 10, belki 1.000, belki de 1.000.000 kişi aynı anda sosyal bir sınava giriyor. Bu onların o anki sosyal bilgisini ölçüyor. Ardından haftanın en sosyali seçiliyor.
Sınavın belirli bir gün ve saatte olması, ilk başlarda insanları zorlayabilir. Ama ardından alışılmış bir durum olacağı için o saate ve güne ait bir program yapılmayıp, sınava girileceğini düşünüyorum. Sınava herkesin aynı anda girmesi bazı hilelerin önüne geçebilir. Fakat iş yine bununla bitmiyor. Toplu bir ortamda 10-15 kişi ile bu sınava girdiğinizi düşünün. Herkes masa başında bekliyor, sınav başlıyor, soru okunup bilen kişi cevabı yüksek sesle söylüyor. Herkes doğru yada yanlış o şıkkı seçiyor. Bunu nasıl çözebiliriz diye düşündüm. Şu anda halen sınavlarda kullanılan gruplandırma sisteminin yararlı olacağına karar verdim.
Sisteme soruları girip, sınav saati geldiğinde herkes o anda aynı soruları değil de farklı soruları cevaplandıracak. Kaç tane soru girilmişse artık ona göre bir çok grup olacak. Böylelikle -belki- bu dediğimiz olayın önüne geçmiş oluruz.
İnternet gitti / Elektrikler kesildi / İşim çıktı
Sınav esnasında, sınavdan ayrılmanızı gerektirecek bir durum yaşadığınızda ise, o sınav iptal olur. Sanki hiç girmemişsiniz gibi görünebilir. Sınav karnenize de bu yazılır.
Peki sorular
Bu sınava ait soruları, seçilmiş kişiler hazırlayabilir. 5 veya 10 kişilik bir ekip, her bölümden soruları hazırlarlar. Bu soruları ise tek bir kişi (en fazla iki) toplar, birleştirir ve son halini redakte edip sisteme girer. Ekip içinde bulunan kişilerin birbirlerinin sorularını görmemesi daha iyi olur. Bu sınav her hafta yapılır. Soruları ise o hafta dünya veya Türkiye’de gerçekleşmiş olan olaylardan çıkartabiliriz.
- İnsanlar, sizin ne kadar sosyal olduğunuzu bu yöntemle görebilir.
- Herkes katılamaz, korkanlar çok olur.
- Birincilerin veya iyi bir karneye sahip olanların sosyal mecradaki ünleri artar.
- Bir kişi sosyal medya hakkında bir yorum yapıyorsa, o kişinin ne kadar bilgili olduğunu anlamak amaçlı karnesine bakılabilir.
- Bu proje ile alakalı, hafta birincilerine veya üst üste birinci olanlara ödül verilebilir.
- Etkinlikler düzenlenebilir.
