Siteyi dün açtım arkadaşlar. Sadece hakkımızda yazısı ve 1 video var. Facebook daha önce biraz tanıtım yaptım. Bu yüzden 2-3 tane daha içerik geldi. En iyi ben size siteye yazmış olduğum hakkımızda yazısını ekleyeyim. Böylece sitenin amacını daha net anlamış olursunuz. Ayrıca siteyle ilgili her türlü destek,görüş ve eleştirilerinize açığım.
(Sitede maddi kaygı düşünülmemiştir,düşünülmeyecektir.)
-----------------------
Babamız çekeriz hep biz. Ona benzer ellerimiz. Tam düşmeye varken meylimiz, bir sesle irkiliriz. “Gel hadi, gel! Korkma, ben varım.” Bir el beliriverir minicik burnumuzun önünde, kocaman bir el. Dünyanın en güvenilir eli… Bir el uzanır her zorda olana; titrek, nasırlı,emek kokan bir el…
Babamız düşer önümüze hep. Biz, ayak izlerini takip ederiz. O izler; ne soyadıdır bize verdiği, ne ona benzeyen boyumuz ne de ondan aldığımız huyumuz. Göğsümüzdür o iz, hayata olan takatimiz. Susmayışımız haksızlığa, bağrışımız, benliğimiz…
Ne çok kare gelir gözümüze O’na dair. Mekan, kişiler, zaman yok olur onunla. Bir duygu kalır sadece, teslimiyet. Hep çocuğuzdur onun gözbebeklerinin içinde. Bir tek orda yaşar çocukluğumuz, kimse bilmese de. Bu en büyük sırdır bize armağan. Aradan yüzyıl geçse de.
Ve cenneti anaların ayaklarına serdiğimizden beri bir kuşku kemirir bizi, peki ya babam? Babanızı anlatın burada hadi! Kişiler, mekanlar ve zaman olmadan; duygunuzu anlatın. Öyle dünyaya duyurmak, evrene yaymak gibi kaygılarla değil, hatırlamak için anlatın. Duygularımız çoğalsın diye anlatın. Babamız anlar çünkü, hangi olayı taşıdığımızı gözlerimizde. Uzun uzun bakın babanızın gözlerine. İki göz arasında yeşersin tüm hayatınız. Bir fotoğraf karesi ise de artık 0, sol duvarınıza astığınız… Yine de bakın. Yaşasın her anınız gök kubbede…
-----
Sitemizin ve facebook sayfamızın tanıtımı için ufacık bir yardımda bile bulursanız bizi çok mutlu ederseniz.
Blog: www.babam.net
Face: www.facebook.com/babam.net