1. Anlaşılabilirlik 1 numaralı iştir
Anlaşılabilirlik her arayüzün ilk ve en önemli işidir. Tasarladığınız bir arayüzü kullanarak etkin olabilmesi için insanların onun ne olduğunu anlaması, onu neden kullanması gerektiği, onun kişilere neyle etkileşimde kolaylık sağladığını anlamaları, onu kullandıklarında neler olacağını tahmin etmeleri ve onunla başarılı bir şekilde etkileşime geçmeleri gerekir. Gizem ve ertelenmiş bir memnuniyete yer olsa da akıl karışıklığına asla yoktur. Anlaşılabilirlik kişi özgüveni teşvik eder ve daha fazla kullanmasına sebep olur. Yüz tane anlaşılabilir ekran bir tane darmadağın ekrana tercih edilecektir.
2. Arayüzler etkileşim için vardır
Arayüzler insanlarla bizim dünyamız arasında etkileşimi mümkün kılmak için vardır. İzah etmek, aydınlatmak, mümkün kılmak, ilişkileri göstermek, bizi bir araya getirmek veya ayırmak, beklentilerimizi yönetmek ve hizmetlere eriştirmeye yararlar. Arayüz tasarlamak bir sanat değildir ve kendi başlarına bir abide değillerdir. Arayüzler bir işi yerine getirmekle görevlidir ve etkinlikleri ölçülebilir. Sadece fayda için de yaratılmamışlardır aslında. En iyi arayüzler ilham verir, çağrıştırır, hayrete düşürür ve dünya ile aramızdaki ilişkiyi yoğunlaştırır.
3. Ne pahasına olursa olsun dikkati muhafaza edin
Bölünme ve kesilmelerle dolu bir dünyada yaşıyoruz. Bir şeyler rahatsız etmeksizin ve dikkatimizi dağıtmaksızın huzur içinde okumak çok zor. Dikkat çok değerli. Uygulamalarınızın yüzlerini dikkat dağıtıcı öğelerle çöpe çevirmeyin. Ekranın varoluş amacını hatırlayın. Eğer birisi içeriği gözlüyorsa bırakın önce okusunlar ve sonra reklamı görsünler (eğer reklam şartsa). Dikkati onore ederseniz sadece okuyucularınız daha mutlu olmayacak, sonuçlar da daha iyi olacak. Kullanım ana hedefimiz olduğu sürece dikkat en öncelikli olandır, onu her koşulda muhafaza edin.
4. Kullanıcılara hâkim olun
İnsanların kendilerini en rahat hissettikleri zamanlar kendileri ve çevrelerinin hakimi olduklarındadır. Düşüncesizce hazırlanmış bir yazılım, kişileri gelişigüzel hazırlanmış etkileşimler, kafa karıştırıcı rotalar ve sürpriz çıktıların içine iter bırakır ve bu rahatlığı alır götürür. Sistem durumunu ve bunun sebebini gösterecek bilgilere tabi tutarak ve onlara bir sonraki adımda ne olacağına dair ipuçları vererek kullanıcıları duruma hâkim hissettirin. Aşikar olanı açıklamaktan kaçınmayın… çünkü aşikar olan genelde aslında aşikar değildir.
5. Doğrudan müdahale en iyisidir
Dünyamızdaki fiziksel nesnelere doğrudan müdahale edebildiğimiz sürece en iyi arayüz diye bir şey yoktur. Her ne kadar bu her zaman mümkün olmasa ve nesneler artan bir şekilde sadece bilgilendirici olmaya yaklaşsa da, insanlara onlarla etkileşime geçebilmeleri için arayüzler tasarlarız. Arayüzlere gerektiğinden fazla katmanlar koymak, abartılı butonlar, kromaj, grafikler, seçenekler, tercihler, pencereler, eklentiler ve başka bir sürü şey eklemek kolaydır ve sonunda önemli olanı kaçırır ve UI elemanlarıyla oynarken buluruz kendimizi. Bunun yerine, doğrudan müdahalenin asıl hedefiyle cebelleşmeliyiz… kullanıcıya bu arayüzün doğal olmadığına dair en az izi bırakarak, insanların doğal hareketlerini dikkate alacak şekilde bir arayüz tasarlamalıyız. Öyle ki, arayüzü kullanan kişiye arayüz kullanmaktan ziyade odaklandıkları nesneyle muhatap olduklarını hissettirmeliyiz.
6. Her ekranda bir tane ana eylem
Tasarladığımız her bir ekran kullanıcıya tek bir eylem sunmalı. Bu öğrenmeyi, kullanmayı ve hatta eklemeyi/değiştirmeyi kolaylaştırır. İki veya daha fazla eylem içeren ekranlar hızla karmaşık hale gelmeye eğilimlidir. Tıpkı bir makalenin yalnızca tek ve güçlü bir tezi olması gerektiği gibi, her ekran da uğruna tasarlandığı tek bir güçlü eylemi desteklemeli.
7. İkincil eylemleri ikincil olarak bırakın
Tek bir ana eyleme sahip ekranlar birden fazla ikincil eyleme sahip olabilirler. Fakat bu ikincil eylemler ikincil tutulmak zorunda! Makalenizin var olma sebebi birilerinin Twitter üzerinde paylaşması değil… o makale birileri okusun ve anlasın diye var. İkincil eylemleri daha hafif bir görsellikle veya ana eylem yerine getirildikten sonra göstererek ikincil olarak bırakabilirsiniz.
8. Doğal bir sonraki adım sağlayın
Çok az etkileşim sonuncu adımdır, kullanıcının her etkileşimine bir tane sonraki adım tasarlayın. Sonraki etkileşimin ne olduğunu tahmin edin ve buna göre tasarlayıp etkileşimi destekleyin. Tıpkı insanlar arasındaki diyaloglar gibi, her etkileşim için bir açılış tasarlayın. Kişileri istediğiniz hareketi yaptıkları için bekler durumda tutmayın, onlara doğal bir sonraki adım verin ki asıl amaçlarını tamamlayabilsinler.
9. Görünüm davranışı takip eder (nam-ı diğer form işlevi izler)
İnsanlar en çok bekledikleri şekilde davranan şeylerle rahat hissederler. Başka insanlar, hayvanlar, nesneler, yazılımlar… Birisi veya bir şey beklediğimiz yönde bir davranış sergilediğinde kendimizi onunla iyi bir iletişim içinde hissederiz. Bu durumda, tasarlanmış elementler davranışlarına benzer şekilde görünmelidir. Pratikte bu bir kişinin arayüz elemanına bir bakışta onun nasıl bir davranış sergileyeceğini anlaması anlamına geliyor. Eğer buton gibi görünüyorsa, buton gibi hareket etmeli. Sırf bir buton için çok zekâ gösterisi yapmayın, yaratıcılığınızı daha yüksek amaçlar için saklayın.
10. Uyumluluk önemlidir
Bir önceki prensibi takiben, ekrandaki birbiriyle uyum içerisinde çalışan elementler hariç elementler uyumlu görünmemelidir. Birbiriyle aynı davranışa sahip elementler aynı şekilde görünmelidir. Yeni başlayan tasarımcılar bunu sağlamak için genellikle önemli farkları aynı görsel tasarımları kullanarak belirsizleştirirler. Oysa ki farklı görsel tasarımlara genellikle çok daha uygundur.
11. Güçlü görsel hiyerarşi en iyisidir
Güçlü bir görsel hiyerarşi, bir ekranda görsel elementlerin açık ve nizami olmasıyla elde edilir. Bu da kullanıcıların aynı elementleri her defasında aynı düzende görmesi demektir. Zayıf görsel hiyerarşi gözün nereye bakması gerektiği konusunda zayıf ipuçları verir ve bu da yoruculuğa ve dağınıklığa neden olur. Büyük değişimlerin olduğu ortamlarda görsel hiyerarşiyi kurmak zordur çünkü görsel ağırlık tamamen görecelidir: her şey kalın iken hiçbir şey kalın değildir. Tek bir tane görsel olarak ağır element ekrana eklendiğinde, tasarımcı görsel ağırlık noktasını yakalamak için tüm elementlerin ağırlıklarını sıfırlamalıdır. Çoğu insan görsel hiyerarşiyi fark etmez ama tasarımı zayıflatıp güçlendirmenin en kolay yolu budur.
12. Akıllı tanzim idraki kolaylaştırır
John Maeda’nın Simplicity (Basitlik) kitabında dediği gibi, “Ekran elemanlarının akıllı tanzimi çok olanı az gösterir.” Bu insanların arayüzünüzü daha kolay ve hızlıca idrak etmesini sağlar, çünkü içerikteki doğal ilişkileri tasvir etmiş olursunuz. Elementleri gruplayın, yerleşim ve dönüşümle aralarındaki doğal ilişkiyi gösterin. İnsanlar elementlerin aralarındaki bağlantıyı düşünüp anlamak zorunda değillerdir, onlar için bunu siz yapmalısınız, bunu da akıllı tanzimle yapabilirsiniz. İnsanların bir şeyleri çözmeye zorlamayın, tasarımınız onlara bunu anlatsın.
13. Renklerle ayırmayın, renklerle aydınlatın
Işık değiştikçe fiziksel varlıkların renkleri değişir. Gün ortasında tam ışıkla gördüğümüz ağaç, arkasından aydınlatılmış ağacın görüntüsünden farklıdır. Tıpkı gerçek dünyada olduğu gibi arayüzlerimizde de renkler çok-tonlu olduğu için bir ayırıcı element olarak kullanılmamalıdır. Renkler elementleri aydınlatmak ve dikkati yöneltmek anlamında yardımı olsa da tek bir ayırıcı öğe olarak kullanılmaması gerekir. Uzun süreli okumalar veya uzun ekrana bakma süreleri için parlak tonları vurgular için saklayıp hafif veya karartılmış arkaplan renkleri kullanın. Elbette parlak arkaplan renklerinin de bir yeri var ama bunun kitle için uygun olduğundan emin olmakta fayda var.
14. Kademeli gösterim
Her ekranda sadece gerekli olan öğeleri gösterin. Eğer insanlar bir seçim yapıyorsa, seçmeleri için yeteri kadar bilgi gösterin, sonrasında detayları bir alt ekranda irdeleyin. Aşırı-anlatımcı veya herşeyi-gösteren yaklaşımdan mümkün mertebe uzak durun. İmkan olduğunda seçimleri sonraki ekranlara erteleyin ve bilgileri de yine bölerek gösterin. Bu, etkileşimleri daha net kılacaktır.
15. İnsanlara yardımı satır aralarında sunun
Mükemmel arayüzlerde yardım gerekli değildir, çünkü arayüz öğrenilebilir ve kullanılabilirdir. Bunun bir alt kademesinde, yani gerçek dünyada ise en iyi yöntem satır arası yardım tekniğidir. Gerektiği zaman ve yerde gösterilen ve diğer zamanlarda görünmeyen bir yerdedir. İnsanlara bir yerlere gidip yardım aramalarını söylemek, neyi bilmeleri ve sormaları gerektiğini onların omuzuna yüklemektir. Bunun yerine, yardım arabirimlerini gerekli yerlere serpiştirin, ne yaptığını bilen ve yardıma ihtiyacı olmayan insanları rahatsız etmediğinizden emin olun.
16. Kritik bir nokta: Sıfır noktası
Arayüzle ilk tecrübe anı çok kritik bir noktadır, yine de tasarımcılar tarafından genelde ihmal edilir. Kullanıcılarımıza tasarımlarımıza alışmaları için yapabileceğimiz en iyi yardım, sıfır noktasını çok iyi tasarlamaktır. Bu noktada henüz bir şey olmamıştır ve düz siyah bir tuval olmamalıdır. Kullanıcıya alışması için hız vermeli ve yönlendirme sağlamalıdır. Anlaşmazlık ve etkileşimin çoğu bu ilk anda gizlidir… bir defa kullanıcılar ortamın kurallarını anladıklarında, onu çok daha benimseyeceklerdir.
17. Mevcut sorunlar en değerli olanlardır
İnsanlar mevcut sorunlarına çözüm ararlar, gelecekteki olası problemlere değil. Bu yüzden, gelecekte oluşabilecek problemleri kafanızda tasarlayıp durmayın, şu anki sorunları gözlemleyin ve onları çözmeye yeltenin. Bu belki çok da eğlenceli olmayabilir ama geri dönüşü çok daha büyük olacaktır.
18. Harika olan tasarım görünmezdir
Enteresan bir durum da gerçekten harika olan tasarımların kullanıcılar tarafından kullanım esnasında fark edilmemesidir. Bunun sebeplerinden birisi kullanıcıya tasarımın başarısından dolayı asıl amacına yönelme imkânı tanınmasıdır. Çünkü bir kez ana amaçlarını gerçekleştirdiklerinde olan biteni düşünmeyeceklerdir. Bir tasarımcı için bu zor bir durumdur, çünkü tasarımlarımızın kalitesiyle alınan övgü ters orantılı olacaktır. Ama asıl iyi tasarımcılar iyi tasarımlarla tatmin olurlar ve bilirler ki mutlu kullanıcılar genelde sessiz kalır.
19. Başka uzmanlık alanlarında kendinizi geliştirin
Görsel ve grafik tasarım, tipografi, telif yazarlığı, bilgi mimarlığı ve görselleştirme… Tüm bu uzmanlık dalları arayüz tasarımının birer parçasıdır. Anında veya uzmanlaştıktan sonra düzenlenebilirler. Onlarla savaşmayın veya onlara üstten bakmayın. Onların işinize yarayan, size fayda sağlayan özelliklerini kendinize katın ve devam edin. Görünüşte sizle alakalı olmayan uzmanlıklardan da bir şeyler almaya dikkat edin… Yayımcılık, kod yazımı, kitap yapıştırmacılığı, kaykay yapmak veya karateden neler öğrenebileceğinizi kim bilebilir?
20. Arayüzler kullanılmak için varlar
Çoğu uzmanlık alanında olduğu gibi arayüz tasarımcılığında da başarı, kullanıcıların ürününüzü kullanmasıyla elde edilir. Çok güzel tasarlanmış ama rahat olmayan bir koltuk gibi, kullanıcılar ürünü kullanmayı reddederlerse tasarım başarısız demektir. Bu sebeple, arayüz tasarımı kullanılmak üzere oluşturulmuş bir ortam olduğu kadar kullanılmaya değer bir “yapıt” olarak da nitelenebilir. Arayüzün tasarımcının egosunu tatmin etmesi yetmez: kullanılması gerekir!
Kaynak: http://bokardo.com/principles-of-user-interface-design/
Çeviri: Adem İlter