Sokakta yürürken gözlerinizi tabelalardan alamıyor musunuz? Ya da elinize zorla sıkıştırılan afişlere bakıp kısa bir beyin fırtınasıyla “ben olsam şöyle tasarlardım” gibi düşüncelere dalıyor musunuz? En önemlisi görsel yönden facia olarak nitelendirelecek tasarımlara bakamıyor musunuz?

Yukarıdaki kriterlere uygunsanız sizde artık gerçek bir tasarımcısınız.Genellikle muzdarip olduğumuz konulardan biridir dünya’yı görsellik yönüyle ölçüp biçmek.Nedense elimizde olmadan kendi düşüncelerimizi olur olmaz yerlerde dile getirip çok bilmiş ya da ukala rolüne girmeye hak kazanan ilk insan oluruz.Yıllarca renk uyumları,tipografi,font seçimi gibi konularda kafa patlatıp hayatı olduğu gibi yaşayamıyorsunuz.Tasarımcılık insanları yaratıcılık ve zeka yönüyle tamamen etkiliyor ve dünyanızın vazgeçilmez bir parçası haline geliyor.Zamanla düşünceleriniz,olaylara bakış açınız özellikle zihinsel sınırlarınızdaki değişikliği farkediyorsunuz.Bir çok iyi yönü olmasına rağmen dezavantajlarıda var tabi ki.

Öncelikle sürekli kendinizi yenilemeli,trendleri takip etmeli ve zamanın gerisinde kalmamalısınız.Teorik yönden ne kadar donanımlı olursanız,pratikte o kadar başarılı olmanız kaçınılmaz.Diğer meslekler gibi tek dala odaklanma şansınız maalesef yok.Her entellektüel bilgi bakımından donanımlı olmak zorundasınız.Kendinizi geliştirmek,bol bol okumak ve her konuda az da olsa bilgi sahibi olmak yaratıcılığınıza pozitif yararlar sağlar.Pek tabii bu da azımsanmayacak kadar zaman ve sabır gerektiriyor.Tabi tek dalda başarılı olmak ne kadar kolay olsada,kendinizi çok yönlü geliştirmek duyusal ve zihinsel olarak pik yapmanıza muhteşem katkı sağlar.Renklerin doğasını ezbere bilmek,tek bakışla uyumsuzlukları görebilmek ve trendlere hakim olmak sizi her zaman diğer insanlardan bir adım ileriye taşıyacak.Fikirleriniz ve yapıcı kararlarınız kreatif & olgun olarak nitelendirilecek.Unutmayın başarılı bir grafiker,hayatı her yönüyle ele alabilendir.Bunun tek yolu analitik düşünmek,sınırları zorlamak ve fikirleri zekayla süslemektir.Diğer bir konu ise görselliğin sizin dünyanızla doğrudan ilintili olması.Bir restoranda önünüze gelen menü tasarımsal yönüyle bir faciaysa iştahınız bile kaçabilir! Ya da bir program sizin pratiğinizle uyuşmuyorsa kullanımı sizi epey zorlayabilir! Sonuçta yemek sipariş etmek yerine menü’de revizeler düşünüp saatlerinizi harcayabilir,bir ilhamla programın arayüzünü yeniden tasarlayabilirsiniz.Tabii bunlar elimizde olmadan yaptığımız şeyler yoksa kimse saatlerini boş yere harcamak istemez.Özellikle 24 saatin bile yetersiz geldiği grafik tasarım sektöründe! Ancak her işin ufak-büyük bir laneti vardır.

İleriye gitmek için yaşamı iyileştirme ideaları,fikirlerimizi yücelten her şey bir tasarımcının mutlak yol göstericidir.Tasarımcılar hep çok düşünür çünkü en iyi fikirlerin ortaya çıkmasının yegane yoludur.

“Dünyaya şeffaf ve kreatif bir gözle bakmak.”

Belkide gerçek tasarımcıların tek ortak yönü bu.