2012 yılından bu yana sigortasız çalışan, bir dönem işsiz kalan işçilerin evlerine borç kâğıtları gelmeye başladı.
“Sağlık güvencesi olmayan kimse kalmayacak” yalanıyla hayata geçirilen GSS yasası ile sigortalı çalışan işçiler ve 25 yaş altındaki öğrenciler dışındaki herkesi devlet düzenli olarak borçlandırdı. Sigortasız çalışan veya işsiz işçilerin gelir beyanları sonucu aylık gelirleri hesaplandı ve geliri asgari ücretin 1/3 ünden fazla olan herkes devlete belirlenen tutarı ödemek zorunda bırakıldı.
Ödenmeyen her ay için bu güne kadar borçlar katlanarak arttı. Gelir beyanında bulunmayan işçiler ise en yüksek orandan borçlandırıldı. Şimdi ise işçiler evlerine gelen binlerce liralık borç kâğıtlarıyla şoke oluyorlar.
Mesela yeni mezun olmuş işsiz bir işçi artık hayata borçla başlıyor. İşsizler iş bulma stresi ve geçinme sorunu yetmezmiş gibi bir de her ay biriken borçla karşı karşıya kalıyorlar. İşçilerin işsiz olduklarını bildirmeleri de bir şeyi çözmüyor çünkü devlet gelir beyanında bulunulmadığı zaman harcanan miktarı işçinin geliriymiş gibi sayıp borçlandırmaya devam ediyor. Sigortasız çalışan işçiler ise, sigortalarının yatırılmaması kendi tercihleriymiş, hiç mağdur olmuyorlarmış gibi bir de devletin GSS soygunuyla sarsılıyorlar. Üstelik bu borcu ödeyen işçiler de sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanamıyorlar. Yine muayene ücretleri, tektik ücretleri, katkı paylarını ödemek zorunda kalıyorlar. Bu para sadece hastanede hasta kaydı açabilmenin ötesine geçmiyor. Üstelik “ben yararlanmak istemiyorum” deme tercihi de bulunmuyor.
Bugünlerde işçiler hastanelere gittiklerinde borçları olduğu için kapıdan çevriliyorlar. Zaten üç kuruş maaşla zar zor geçinirken ya da hâlâ işsizlikle boğuşurken üzerine bir de bu tutarı nasıl ödeyecekleri endişesiyle boğuşuyorlar. Askerden henüz dönmüş bir işçi bir anda 1500 lira tutarında bir borçla karşılaşabiliyor. 2012 den sonra 6 ay işsiz kalmış bir işçi tam iş bulduğuna sevinecekken, karşısına 2300 lira tutarında bir acı fatura çıkartabiliyorlar. Bu yasa geri çekilmediği müddetçe bundan sonraki günlerde daha trajik durumların yaşanacağı şimdiden belli.
Milyonlarca işsiz, sigortasız işçi bu uygulamanın mağduru olmuş durumda. Şimdiden ödenmemiş primlerin faizleriyle beraber 6 milyar liraya yaklaştığı söyleniyor ve hükümet utanmazca bu ödenmeyen tutarları nasıl tahsil edebileceğinin üzerine planlar yapıyor. Taksitlere bölmek, faizleri silmek gibi konular gündemde. Ama bunlar işçilerin mağduriyetini giderme değil cebindeki üç kuruşu alma yoludur! Prim borcu biriktikçe işçilerde biriken öfkeyi yatıştırma çabalarıdır! Oysa sağlık haktır ve ücretsiz olmalıdır.
Bizler biliyoruz ki, GSS soygunu sermaye sınıfının ne ilk saldırısı ne de sonuncusu olacak. Her geçen gün ağırlaşan çalışma koşullarımız, artan saldırılar karşısında durabilmek ancak örgütlü gücümüzle mümkün olur.
(Alıntıdır)
BORCUNUZU ÖĞRENMEK İÇİN TIKLAYINIZ