YARGITAY 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15492
KARAR NO : 2015/42
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : İSTANBUL 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/07/2014 tarih ve 2013/146-2014/171 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Kamil Ersin Ortaç tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin imtiyaz hakkı sahibi olduğu gazetenin 27/03/2013 tarihli nüshasında "Alman Usulü Adalet" ve "Neo Nazi Duruşmasında Türk Basınına Ambargo" adlı haber yazılarının yayınlandığını, bunların özel haber olduğunu, her iki haber yazının davalıya ait
www.t24 .com.tr internet sitesinde izin alınmaksızın ve kaynak gösterilmeksizin aynen yayınlandığını, ayrıca Milliyet Gazetesi'nin 29 Mart 2013 tarihli nüshasında "Gizli Servisten Açık Makale" ve "Türk Dış Politikası Liberal Karakterli" başlıklı haber yazılarının yayınlandığını, davalının aynı internet sitesinde bu haber yazılarını da izinsiz olarak ve kaynak göstermeksizin aynen kullandığını, bu haber yazılarının FSEK anlamında eser niteliğinde olduğunu, davalının izinsiz olarak kullandığı haber yazılarının FSEK 36. madde kapsamında olmadığını, eser niteliğindeki bu haber ve yazıların izinsiz olarak ve kaynak gösterilmeksizin yayınlanmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek müvekkilinin haklarına yapılan tecavüzün ref'ini, verilecek kararın gazetede ilanını, FSEK 70. maddeye göre 3.000 TL tazminata hükmolunmasını, FSEK 68. maddeye göre 1.000 TL'nin 3 katı olan 3.000 TL tazminata hükmolunmasını talep ve dava etmiş, 22/05/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 7.500 TL' ye çıkarmıştır.
Davalı vekili, T24 haber sitesinde yayınlanmış olan haberlerin, gazetecilik mesleği gereği kaynağını Anayasadan alan haber verme hakkının kullanılmasından ibaret olduğunu, bu haberlerin yazılı basımda ve internet ortamında yayın yapan diğer basın sitelerinde de yayınlanmış olduğunu, FSEK 36 ve 37. madde kapsamında olduklarını, günlük havadis ve haberlerin eser niteliğinde olmadığını, davanın dava açma yetkisi bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı tarafın mali hak sahibi olduğu haber yorumlarının davacıya ait Milliyet Gazetesinde 27/03/2013 ve 29/03/2013 tarihlerinde yayınlandıktan sonra, birebir aynı olarak davalıya ait T24 internet sitesinde izinsiz biçimde yayınlandığı, davaya dayanak olan haberlerin soyut birer günlük havadis niteliğinde olmayıp, habere konu olayların yorumlarını da içerdiği ve bu haber yorumların FSEK 2 maddesi anlamında birer ilim edebiyat eseri olduğu, FSEK 36 ve 37. maddelerinde yer alan hukuka uygun kullanım hallerinden herhangi birisinin somut olayda gerçekleşmediği, böylece davalının internet üzerindeki yayın eyleminin, davacının FSEK'ten kaynaklanan umuma iletim mali hakkının ihlal niteliğinde olduğu, izinsiz kullanılan haber yorumun özelliği, niteliği ve emsal uygulamalara göre rayiç bedel olarak alt hadden değerlendirme yapılarak 2.000 TL tutarında kabulünün oluşa ve hakkaniyete uygun düşeceği, kullanımın internet ortamında ve geniş bir kitleyi kapsayarak gerçekleşmesi ve FSEK 68. maddenin konuluş amacı da dikkate alındığında rayiç bedelin 3 katı tutarında telif tazminatına hükmedilmesinin yerinde olacağı, eser sahibi olmayan davacının FSEK anlamında manevi hakları mevcut değil ise de, davacıya ait gazetede yayınlanan bu haber yorumların davalı tarafça izinsiz kullanımının aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğu ve bu nedenle davacının genel hükümlere göre manevi tazminat talep edebileceği gerekçesiyle davanın ıslah edilmiş haliyle kısmen kabulüne, 6.000 TL telif tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının tecavüzünün bu şekilde ref'ine, fazlaya dair telif tazminatı talebinin reddine, davalının eyleminin aynı zamanda haksız rekabet teşkil etmesi nedeniyle takdiren 1.000 TL manevi tazminatın da davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair manevi tazminat talebinin reddine, karar kesinleştiğinde karar özetinin ilanına karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda, dava konusu haber yazılarının hazırlık süreci ve sunum tarzı bakımından belirli bir üslubu olduğu ve FSEK 1/B anlamında hususiyet arzeden, aynı Kanun'un 2. maddesi kapsamında ilim ve edebiyat eseri olduğu mütalaa edilmiş ise de, uyuşmazlık konusu yazıların davacı yayın kuruluşunun haber servisi tarafından hazırlanan günlük olaylara yönelik haber yorumları niteliğinde oldukları tartışmasızdır. Haber niteliğinde hazırlanan yazıların gazete okuyucusunun ilgisini çekecek tarzda ve habercilik mesleğine özgü haber diliyle yazılacağı, bu haliyle de genel anlamda yazılan açıklama ve ifadelerden farklı bir haber üslubuna sahip olacağı tabiidir. Esasen, habercilik mesleğinin genel prensipleri gereği bir olay hakkında edinilen bilgilerin ve düşüncelerin kamunun anlayabileceği biçimde doğru, kısa ve kolayca anlaşılabilir kılmak suretiyle haber diline dönüştürülmesi başlı başına 5846 sayılı FSEK 1/B maddesi anlamında hususiyet unsuru içeren ilim ve edebiyat eseri olarak kabulü sonucunu doğurmaz. Bu bakımdan, bilirkişilerden dava konusu haber yazılarının genel olarak habercilik mesleğinin gerektirdiği üslup ve sunum, bir başka deyişle gazetecilik gereği haber anlatımı, haber yazım kuralları ve haber dili dışında ayrıca 5846 sayılı FSEK 1/B maddesi anlamında haberi hazırlayan kişilerin de hususiyetini taşıyan, dolayısıyla FSEK 2. maddesi kapsamında ilim ve edebiyat eseri vasfı bulunan yazılar olup olmadığı hususunda değerlendirme içeren görüş alınıp sonucuna göre uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesinin yapılması gerekirken, eksik inceleme sonucu yazıların eser olduğundan bahisle hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.