Hem terör örgütünü destekliyor diye bir partiye saldırıp hemde savunduğu iddia edilen örgüt yöneticisinin ağzıyla partiye karalama haberi yaptılar.
Mantık öldü yemin ederim. Kim daha terörist siz karar verin.
Sabah Ankara temsilcisi Okan Müderrisoğlu bugün HDP’deki dengeleri sarsacak bir yazı kaleme aldı.
Sabah Gazetesi Ankara temsilcisi Okan Müderrisoğlu bugünkü yazısında HDP'deki dengeleri değiştirecek iddialara yer verdi. Öcalan'ın son dönemde iki önemli vurgu yaptığını söyledi.
Öcalan : "Ben bu toprakların ürünüyüm ama Selahattin (Demirtaş) "uluslararası proje!"
Öcalan : "Ben giderek izole olurken Selahattin göz göre göre parlatıldı!"
Şimdi, şehitlerin kefenlerinden kan sızarken, duygulardan arınarak yazmak da konuşmak da kolay değil! Siyasilerin "O, onu yapmadı", "Bu, bunu yerine getirmedi" şeklindeki beyanları nedeniyle ortalık toz duman. Ama hafızamız çok taze... Bu nedenle kritik birkaç tarihi hatırlamakta yarar var:
1- 30 Eylül 2013... Demokratikleşme Paketi... Paketin içeriği herkesin malumu. Lakin, hazırlandığı ilk haliyle hayata geçseydi çok şey değişecekti... Bilhassa seçim barajı düşürülseydi, Haziran 2015 Seçimleri, HDP üzerinden kurgulanamayacaktı. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'ndaki birkaç şerh kaldırılsaydı, Alevi yurttaşlarla birlikteliği pekiştirecek adımlar atılsaydı her şey farklı olacaktı.
2- Temmuz 2014... Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesi Yasası. "Devlet bir şey yapmadı ki silah bırakılsın" diyenlerin ikiyüzlülüğünü tescilleyecek kadar ileri adımdı.
3- Ekim 2014... Çözüm Süreci Kurulu'nun oluşturulması. Kalıcı barış yolundaki adımları ve takvimi belirleyecek Kurul, daha karar alamadan 6-8 Ekim Kobani olayları ile terör örgütünün şehir kalkışması sahnelendi...
Arada, 28 Şubat 2015'te Dolmabahçe'deki niyet beyanını, o beyanı anlamlı kılacak olan 21 Mart'ta (Nevruz) silahlı örgütün tasfiyesini amaçlayan çağrının neticesiz kalmasını saymaya gerek dahi yok.
Gelinen noktada, terör örgütü silah bırakıncaya kadar sert mücadele yaşanması kaçınılmaz. Örgütün silahlı yönü kadar siyasi yönü de var. Bu da Kandil'in, İmralı'ya rağmen silah bırakmama ısrarını anlamamızı sağlıyor. Bilindiği üzere "devlet heyeti" sorunlu anlarda da İmralı ile temasta kaldı. Son görüşmelerin ortak paydasından iki başlık çıkarmak mümkün. İmralı'nın şöyle dediği konuşuluyor:
1- "Ben bu toprakların ürünüyüm ama Selahattin (Demirtaş) "uluslararası proje!"
2- "Ben giderek izole olurken Selahattin göz göre göre parlatıldı!"
Tabii bunlar "duyum" ama "doğruluk payı" yüksek!
Haberin linki :
http://www.sabah.com.tr/gundem/2015/07/30/silah-birakmanin-maliyeti-ve-imralinin-soyledikleri#
http://www.sabah.com.tr/yazarlar/muderrisoglu/2015/07/30/silah-biraktirmanin-maliyeti-ankaranin-ic-muhasebesi-imralinin-soyledikleri