Ülkemizde çoğu emekli yurttaşımız sessiz sakin ve huzurun yaşandığı deniz, doğa ve doğal yaşam yeri aramaktadır. Bu yerlerden biri de Balıkesir ilinin Havran ilçesidir.

Havran Hakkında Genel Bilgi Arşivi? Neden Havran'a gelmelisiniz?




HAVRAN’A NEDEN GELMELİSİNİZ?

Havran’na nasıl gelinir?

Havran ilçesi Balıkesir’e 80 km uzaklıktadır. Havran’a Balıkesir merkezden kara yolu ile veya Türkiye’nin her yerinden Havran Seyit Onbaşı Havalimanına uçak ile gelebilirsiniz. Havran Edremit’e 7 km, Çanakkale’ye 143 km, İzmir’e 200 km mesafede yer alır. Demir yolu ile ulaşımda ise Havran’a en yakın demir yolu Balıkesir demir yolu istasyonudur. Havran’nın Seyit Onbaşı Havalimanı’na olan uzaklığı ise 5 km dir.

Balıkesir’in zümrüt ilçesi Edremit Körfezinin meyve bahçesi, doğal yaşam merkezi Havran ilçesine gelmeniz için bir çok sebebiniz olsa gerek.













Haberler / Havran hakkında bilgi
Havran’na nasıl gelinir?



Havran ilçesi Balıkesir’e 80 km uzaklıktadır. Havran’a Balıkesir merkezden kara yolu ile veya Türkiye’nin her yerinden Havran Seyit Onbaşı Havalimanına uçak ile gelebilirsiniz. Havran Edremit’e 7 km, Çanakkale’ye 143 km, İzmir’e 200 km mesafede yer alır. Demir yolu ile ulaşımda ise Havran’a en yakın demir yolu Balıkesir demir yolu istasyonudur. Havran’nın Seyit Onbaşı Havalimanı’na olan uzaklığı ise 5 km dir.

Balıkesir’in zümrüt ilçesi Edremit Körfezinin meyve bahçesi, doğal yaşam merkezi Havran ilçesine gelmeniz için bir çok sebebiniz olsa gerek.



Havran’a geldiğinizde neler yapabilirsiniz?

HAVRAN’A NEDEN GELMELİSİNİZ?

Havran’na nasıl gelinir?

Havran ilçesi Balıkesir’e 80 km uzaklıktadır. Havran’a Balıkesir merkezden kara yolu ile veya Türkiye’nin her yerinden Havran Seyit Onbaşı Havalimanına uçak ile gelebilirsiniz. Havran Edremit’e 7 km, Çanakkale’ye 143 km, İzmir’e 200 km mesafede yer alır. Demir yolu ile ulaşımda ise Havran’a en yakın demir yolu Balıkesir demir yolu istasyonudur. Havran’nın Seyit Onbaşı Havalimanı’na olan uzaklığı ise 5 km dir.

Balıkesir’in zümrüt ilçesi Edremit Körfezinin meyve bahçesi, doğal yaşam merkezi Havran ilçesine gelmeniz için bir çok sebebiniz olsa gerek.

Havran’a geldiğinizde neler yapabilirsiniz?

Havran ilçesine geldiğinizde Çanakkale kahramanı Havranlı Kocaseyit’in mezarını, anıtını ve akrabalarını ziyaret edebilirsiniz. Dünyanın en önemli oksijen merkezlerinden olan Kazdağları’nın uzantısı Eybek Dağı zirvesinden Edremit Körfezini seyredebilirsiniz. Havran Edremit Körfezi’nin meyve bahçesidir. Havran’a geldiğinizde meşhur incirinin, karadut ve karadut suyunun ve kirazının tadına bakabilirsiniz. Kahvaltıda bile yemek isteyeceğiniz, Havran’nın nefis, tatlı ve çok ucuz mandalinasını tadabilirsiniz. Eybek dağları etekleri, Hanlar Bölgesinde yetişen organik çileklerin tadına bakabilirsiniz. Havran’nın meşhur narlarının tadına bakabilirsiniz. Havran’nın meşhur eriğinin tadına bakabilirsiniz. Dünyanın en kaliteli zeytin ve zeytin yağlarını üretim fabrikalarında görüp, en doğal zeytin ve zeytin yağlarından yerinde satın alabilirsiniz. Doğal yaşam merkezi olan Havran Kocadağ tepesine trekking yürüyüşleri yapıp, Kocadağ’ın zirvesinden tüm körfezin müthiş manzarasını izleyebilirsiniz. Doğal süt ile yapılan Havran’nın meşhur höşmerimini tadıp satın alabilirsiniz. Geleneksel yöntemler ile mayalanan meşhur koyun keçi yoğurdu ve peynirlerini yoğurtçulardan satın alabilirsiniz. Havran’nın geleneksel düğünlerine katılıp, halkın sıcak misafirperverliğini görüp, tamamen zeytinyağ ile odun ateşinde pişirilen geleneksel yemeklerini ve keşkek yemeğini yiyebilirsiniz. Her mahallesi, her köşesi tarihin kimlik kartı gibi karşımıza dikilen, tüm medeniyetlerin izlerinin taşıdığı tarihi cumbalı evleri görebilirsiniz. Havran’da ev usulu yapılan organik turşulardan satın olabilirsiniz. Havran Hocazade konağı ve müzesini gezebilirsiniz. Çorum leblebisinin tadını geride bıraktıracak yüz yıllık leblebicilerden nefis kokulu sıcak anında kavrulmuş sakızlı, acılı, sade ve tüm leblebi çeşitlerinden alabilirsiniz. Balıkesir’de organik balcılığın merkezi olan Havran ilçesinde bir bir çeşit çiçek ve ağaç türlerinden üretilen kara kovan ve petek ballarının tadına bakabilirsiniz. Havran Kavaklı Gençlik Parkında taze alabalık yiyip, Kavaklı Parkta piknik yapıp yine aynı alanda yer alan tenis kortunda tenis oynayabilirsiniz. Taşarası Köyü’nde nefis bir köy kahvaltısı yaptıktan sonra Kozdere Köyü’ne trekking yapabilirsiniz. İnsanlık tarihinin en eski yaşam izlerinin bulunduğu İn Boğazı mağaralarını ziyaret edip, barajın klima etkisi ile serinleyebilir, barajda olta ile balık tutabilirsiniz. Doğal ortamlarda hiçbir kimyasal ilaç kullanmadan üretilen badem ve kestanelerin tadına bakabilirsiniz. Kocadağ tepesinde yer alan rüzgar güllerini seyredebilirsiniz. Çınarlı Han mesire alanında bol oksijen depolayıp piknik yapabilirsiniz. Havran’da her Cuma kurulan köylü pazarında köylülerin kendi ürettikleri, koyun ve keçi peyniri, yoğurdu, yöresel şifalı otları, mevsiminde satılan orman mantarlarını köylü sebzelerini ve köy ekmeğini satın alabilirsiniz. 600 yıllık tarihi servili mezarlıkta ‘’ Havran Kitabeleri’ni ziyaret edebilirsiniz. Geleneksel deve güreşlerini Havran şehir stadyumunda izleyebilirsiniz.



BALIKESİR’İN ZÜMRÜT İLÇESİ HAVRAN

Geçmişten Günümüze Havran

Çanakkale Zaferinin kazanılmasında büyük katkısı bulunan ve 276 kg. top mermisini kaldıran Koca Seyit Onbaşı ile yine bu savaşta kahramanca mücadele eden Ömer Çavuş Havranlıdır.

Çok eski bir yerleşim yeri olarak, Havran’nın bilinen ilk ahalileri Lelejler ve Pelasglardır M.Ö.546 ‘da Lydia Devleti, Persler tarafından yıkılınca Havran Bölgesi de Pers egemenliğine girdi. M.Ö. 334 ilkbaharında Makedonyalı İskender ile Persler arasındaki savaştan galip çıkan İskender tüm Mysia Bölgesi ‘nin ( Uludağ ile Kaz Dağları arasındaki bölge) hakimi oldu. M.Ö. 283 yılında kurulan Bergama Krallığı, bu bölgede hakimiyet kurdu. 1071 Malazgirt Zaferinden sonra Türklerin eline geçmiştir.

1175 de Eskişehir Ovası’nda toplanan 100.000 Türkmen hiçbir sultandan emir almadan Muğla, Denizli, Bergama ve Edremit havalisine gelerek kıyı kentlerine yerleştiler. Bölgedeki dağlardan birine adı verilen Eybek Bey de bu akının içinde yer almıştır. 1280 de Danişmend soyundan geldiği için bölgedeki Türkmenler tarafından büyük hürmet gösterilen Karesi Bey, kısa sürede bölgede hakimiyet kurdu.Böylece bölge kesin olarak Türklerin eline geçti.



1402 Ankara savaşında Osmanlı ordusu yenilip geri çekilince Timur’un askerleri Bursa’ya girerek hazineye el koydu. Kazdağları’na saklanan Osmanlı askerlerini ele geçirmeye çalışan Timur’un torunlarından Şeyh Nurettin Mahmut emrindeki orduyla, bunları izleyip Havran’a geldi. Ele geçiremeyince de yıllardır barış içinde yaşayan ve zenginleşen Havran ve çevresini talan edip, yakıp yıktılar. Tahribat öylesine büyüktü ki, 1890’lara kadar Osmanlı belgelerinde Havran bölgesi; “Viraneli” kaydolundu. Daha sonraları onarılarak güzelleştirilen şehre ‘Huriler Diyarı’ anlamına gelen HAVRAN ismi verilmiştir.

Antik dönemde Havranın adının “ Aureline” altın ülkesi olarak anıldığı söylenir. Altının simgesi olan Au, Latince “ Avrum“ dan gelmektedir. Havran isminin zamanla Aureline’ den ‘Altın ülkesinden gelme’ ihtimali de oldukça yüksektir.

Osmanlı döneminde Havran Bölgesi, Edremit kadılığına bağlı büyükçe bir köy (kariye ) durumunda kalmıştır.

I.Dünya Savaşı sonrası Milli Mücadelede Havranlılar, Edremit Kuvâ-yi Milliye Teşkilatına bağlı olarak kurulan Havran Heyeti ile yer almış, Havran bölüğü ile Ayvalık cephesinde 172. Alay Komutanı Ali ÇETİNKAYA komutasında diğer körfez halkı ile birlikte düşmana karşı mücadele etmişlerdir. Buna rağmen 30 Haziran- 1 Temmuz 1919 gecesi Havran’a giren Yunan birlikleri, 6 Eylül 1922’ de Balıkesir’ i kurtaran Milli Müfrezenin Balya üzerinden körfez bölgesine hareket eden bir kolu tarafından 8 Eylül 1922’ de düşman işgalinden kurtulmuştur.

HAVRAN’NIN EKONOMİK YAPISI

İlçenin sanayisi tarıma dayalı olup, Zeytin ürünleri ve sofralık zeytin alanında Türkiye İş Bankasına ait ANT GIDA( Fora Zeytincilik) firması büyük bir yatırım yapmış olup, önemli ölçüde Zeytin üretimi yapmaktadır. Dünyanın en modern ve büyük Zeytin işleme fabrikası özelliğini taşımaktadır.İlçe merkezinde yörenin zeytinlerden yüksek kaliteli zeytinyağını çıkartan 12 adet Zeytinyağı fabrikası bulunmaktadır. 2 adet Prina fabrikasın ise Zeytinyağı fabrikalarında tamamen alınamayan yağlar benzol ile yıkama tekniği ile düşük evsafta zeytinyağı olarak elde edilmektedir. 1 adet Çiçek Yağı Fabrikası ham çiçek yağını işleyerek iç pazara sunmaktadır.1 adet pamuk çekirdeği yağı ve kanola yağı işleme fabrikası ile 2 adet ağır yağların rafine olduğu fabrika bulunmaktadır.

Toplam arazinin ancak %24’ü tarım arazisi olmasına rağmen Havran tipik bir tarım ilçesidir. Tarım arazilerinin en büyüğü zeytinlik arazilerdir. Üretimi yapılan diğer meyva türleri Armut, Ayva, Badem, Ceviz, Elma, Kayısı, Şeftali, Nar, Kiraz, İncir, Vişne, Üzüm vb. olarak sıralanmaktadır.

İlçede 15 ila 20 yıldır hayvansal ürünlerin değerlendirilmeside 6 adet mandıra ile körfez ve çevre illere hizmet sunulmaktadır.

İlçe çok eski uygarlıklara yerleşim merkezliği yaptığı için Antik Mysia, Truva, Tehebe, Lyrnessos, Pers, İskender ve Helenistik devri, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı dönemi Antik Kalıntılara, Türk- İslam dönemi yapılara, tarihi çeşmelere, anıt yapı ve meskenlere sahiptir. Şifalı Derman Kaplıcalarına, yeşilliği ile göz kamaştıran hanlar, Eybek kışlası ve serhat mesire yerlerine sahiptir.

Çanakkale muharebeleri sırasında kaldırdığı 276 Kg.lik top mermisiyle ünlenen ve tarihe geçen Kocaseyit 1889 yılında Havran ilçesinin Çamlık(eski adı Manastır’dır) Köyünde dünyaya gelmiştir.Babası Cuburoğulları ailesinden Abdurrahman annesi ise aynı köyden Emine Kadın’ır.Aynı köyden Şakir kızı Emine ile evlenerek beş çocuğu dünyaya gelmiştir.Cumhuriyet döneminde “Çabuk “ soyadını aldı.

Kocaseyit Askerlik çağına gelince pek çok yaşıtıyla birlikte üzerine topçu neferi olarak,Çanakkale’de bulunan “ Mecidiye Tabyası’nda görev alır.Düşman donanmasının 18 Mart 1915 tarihinde başlattığı deniz harekatında yaptıklarıyla tarihin seyrini değiştiren olaylardan birisini gerçekleştirir.Bu tarihi o6lay şu şekilde anılmaktadır.

“Saat 05.30 sularında müttefik fildsundan bazı gemiler, kendilerini son dakikalar içinde oldukça rahatsız eden Rumeli Mecidiye’sini yeniden ve çok şiddetli bir ateş altına almışlardı.Takım Subayı Fahri Efendi’nin emri ile sığınağa koştular.Ancak; geri kalanların bir kaçı tam istihkamın içinde patlayan mermi cephaneliği uçurduğu zaman oluşan müthiş basınçla yerlere yuvarlandılar.Bir kısmı şehit olan bu erlerin geri kalanları arasında Çamlık köyünden Seyit de bulunuyordu. Kendine geldiği zaman karşısında takım arkadaşı Ali’yi gördü. Başka kimse yoktu etrafta.

- Nerede arkadaşlar? Diye sordu.

- Arkadaşlar mertebelerini buldular.14 şehit 24 yaralımız var.Ayakta bir senle ben kaldık.

Seyit kalkıp denize doğru baktı.Düşman gemileri karaya iyice sokulmuştu.Tabyanın içinde ise üçüncü toptan gayrısı yine toprağa gömülmüştü.Seyit önce gemilere,sonra topa ve sonunda yerde duran 276 Kg.lik mermilere baktı.Kendi deyimiyle mermi ona “beni namluya sür”diyordu.

Arkadaşına “Gel Ali “ dedi.”Yardım et de şu mermiyi sirtıma alayım.”

Ali Önce topun eğilip yan yatmış metaforasına(top vinci) sonra da arkadaşının yüzüne baktı.”Kaldırımazsın Seyit” dedi. “Bir deneyelim hele.

İlk mermi kısa düştü.Bir tane daha getirip nemluya sürdü.Bu seferki de kısaydı.Fakat üçüncü mermi en öndeki geminin arka tarafında ve su kesiminde patladı.Bu gemi Ocean’dı ve dümen tertibatı bozulduğu için derhal orasını harmanlamaya başladı.Etrafındaki gemiler kaçıştılar.Seyit dördüncü mermiyi almaya giderken etraf sakinleştiği için sığınaktan çıkan Batarya Kumandanı Hilmi Bey yanında iki Alman subay ile araya geldi.

-Senmiydin Seyit? Vurdun gemiyi.. dedi

Dördüncü mermi boşa gitti. Dümensiz seyreden Ocean herkesin gözleri önünde arkadan bir mayına çarparak kısa sürede sulara gömüldü.”

Kocaseyit’in muharebenin mukadderatının değişmesinde büyük önemi bulunan başarısı kısa sürede duyuldu.Kendisine mükafat olarak onbaşılık rütbesi takıldı. Ve isteği olup olmadığı sorulunca “ çift tayın” istedi. Ancak arkadaşlarının yanında çift tayın yemeği onuruna yediremedi ve birkaç gün sonra çift tayından vazgeçti.Daha sonraki günlerde fotoğrafını çekmek isterler. 276 kg.lık top mermisini o günkü gibi sırtına alması lazımdır. Ancak birkaç defa denemesine rağmen kaldıramaz.O tehlikeli zamanda mermileri kolaylıkla basamaklardan topa çıkaran bu kahraman o gün mermiyi yerinden bile oynatamamıştır.Kendisine sorulduğu zaman iman gücüyle vatan aşkıyla kendisine kuvvet geldiğini, o zaman bu mermiyi nasıl kaldırdığını kendisinin de anlayamadığını söylemişti.Fotoğraf çekmek için tahtadan bir mermi yaparak o tarihi günü ebedileştirmişlerdir.

Harbin sona ermesiyle memleketine dönen Seyit Onbaşı, bundan sonraki günlerini köyünde geçirmiştir.Odun kömürü yaparak Havran”a pazara götürür,geçimini öyle temin edermiş.Daha sonraki yıllarda Havran’da Hacı Osmanoğullarının zeytinyağı fabrikasında hamallık yapmıştır.1939 yılında zatürreye yakalanmış ve Aralık ayında köyünde vefat etmiştir.



KOCADAĞ ZİRVESİNDEN KÖRFEZİN DOYUMSUZ MANZARASI

Balıkesir ilinin Havran ilçesi Kocadağ zirvesinden Edremit Körfezini izlemek insana adeta büyük zevk veriyor. Bol oksijenin keyfinin doyasıya çıkarıldığı bu zirvede Edremit Körfezi’ne Havran Ovası’na ve Kazdağlarının muhteşem siluetini izlemek kaçırılmaması gereken fırsat olarak karşımıza çıkıyor. Trekking yürüyüşleri ve doğa sporları için bire bir olan Havran Kocadağ zirvesinden bakmak insanın ufkunu açıyor. Kazdağları Sarıkız zirvesini aratmayan muhteşem manzara karşısında körfezin yaşamına, Havran ilçesinin tümüne hakim oluyorsun. Görüş açısı olarak ; Havran ve köyleri,Ant Gıda ve Cem Zeytin işletmesini,Havran Çetinkaya Apartmanlarını, Doğa Gıdayı parmağınız ile rahat gösterebilirsiniz. Edremit ve köyleri, Ülkü Tepesindeki Türk Bayrağı, Güre, Akçay, Altınoluk, Küçükkuyu, Burhaniye’yi kuş bakışı görüyorsun. Kocadağ zirvesinin diğer eteğinde yer alan rüzgar güllerinin muhteşem dönüşünü izliyorsun. Gündüz gökyüzünün bu kadar mavi, dağların bu kadar yeşil, şehirlerin bu kadar berrak görüntüsü ancak Kocadağ zirvesinden izleyebilirsiniz. Havran Çayı’nın bir yılan gibi ovada kıvrılarak akışını izlemek, Havran Seyit Onbaşı Havalimanı pistine inen uçakları izlemek. İnsana büyük haz veriyor. Eğer teknik olarak iyi donanıma sahipseniz dürbün ile bu eşsiz manzarayı zom yaparak ayrıntıları da kaçırmayacağınız bir ortam sizleri bekliyor. Havasının bu kadar temiz, insanı yenileyen bol oksijeni, kavurucu yaz sıcaklığında doğal klima görevi gören Kocadağ Zirvesinde günün tüm yorgunluğunu orada bırakmak mümkün. Zirveye çıkarken yeni Kocadağ ve Eski Kocadağ köylerinden geçiyorsun. Yol boyu koyun ve keçi süreleri ile karşılaşmak mümkün, şehirden zirveye kadar vasıta ile gitmek için yol yapılmış. Kocadağ eteklerinden zirveye doğru çıkarken bol oksijeni hissetmeye başlıyorsunuz. Şehir hayatından bunalanlar için kaçırılmayacak seyir tepesidir burası. Kocadağ Zirvesinde sınırlı sayıda dağ evleri projesi uygulaması yapılmaktadır. Hayatın en doğal, besinlerin en organik, oksijenin bol olduğu bu zirvede bu dağ evleri projelerinden satın alma imkanı da bulabilirsiniz.

FAZLICA KÖYÜ’NDE DOĞAL YAŞAM ALANLARI OLUŞUYOR

Balıkesir Havran ilçesi her geçen gün yapılan yatırımlar ile biliniyor. Özellikle emlak yatırımlarında büyük ivme yakalayan Havran ilçesine yapılan yatırımlar her geçen gün artıyor. Temiz havası ve bol oksijeni ile yerli ve yabancı iş adamlarının dikkatini çekmeyi bilen Havran’nın dağ turizminde de büyük ivme yakalaması bekleniyor. Havran Kocadağ mevkiindeki imarlı arsalardan sonra yine aynı güzellikte, Kocadağ’ın temiz havasına eşdeğer. Fazlıca Köyü Balıkesir Edremit Kocaseyit Havalimanına 15 km uzaklıkta, Fazlıca Köy merkezine 3 km, Edremit Kalkım yoluna 3.5 km, Akçay’a 20 km, Ayvalık’a 50 km, Altınoluk’a 35 km, Hanlar yolu üzerindeki Gülsüm Ana Mesire ve piknik yerine 4 km uzaklıkta yer alıyor.

HAVRAN ÇEVRESİNDE TARİHİ VE TURİSTİK YERLER

Antandros; Kaz Dağları´nın güneyinde Altınoluk´a yakın bir tepede kurulmuştur. Kent, tepenin üzerinde bir kale ve batı yamaçlarında bir mezarlık ile çevrilmiştir. Altınoluk Beldesi sınırları içinde ki tarihi kentteki kazı çalışmaları devam etmektedir.

Altınoluk; Akçay?a 17 km uzaklıkta Körfezin kuzeyinde Kazdağı´nın güneyinde kurulu kent Antandros adıyla anılır. Bölgenin önemli turizm yörelerinden birisidir. Altınoluk Belediyesi tarafından her yıl düzenlenen "Antandros Kültür Sanat ve Yaşama Saygı Festaivali" büyük ilgi görmektedir.

Pınarbaşı; Güre Beldesi sınırları içinde Akçay´a 6 km mesafede bir piknik yeridir. Yamaçtan akan bol ve buz gibi su yaz aylarında serinlemek için ideal bir köşedir. Orman Müdürlüğü´nce işletilmektedir. Ayrıca piknik alanı içerisinde Alabalık üretilen bir çiftlik bulunmaktadır.

Şahinderesi; Kazdağları´nın Altınoluk bölgesi eteğinde bulunmaktadır. Altınoluk´u tepeden görür. Temiz kaynak suları olan bol ağaçlı bir piknik yeridir. Ayrıca konaklama tesisi ve restoranı bulunmaktadır.

Çağlayan; Kızılkeçili Köyü içinde olup Akçay´a 3 km mesafededir. Kültür Bakanlığı´nca teseillenmiş 800 yıllık çınar ağacı burada bulunmaktadır.

Hanlar (Handeresi); En çok rağbet edilen piknik yerlerindendir. Akçay´a 35 km uzaklıktadır. Ormanları ve soğuk suları ile dikkati çeker. Çevresinde lokanta ve kafeler bulunur.

Mıhlı Çayı: Akçay´a 25 km mesafede Altınoluk-Çanakkale karayolu üzerinde çevresi ormanlık bir dere kenarıdır.

Güre Gelinçamı Piknik alanı; Akçay´a 8 km mesafede halka açık piknik yeridir. Güre´den itibaren yeni açılan yol ile ulaşılabilir. Her yıl Güre Belediyesi´nce yapılmakta olan Sarıkız etkinliklerinin bir bölümü burada yapılmaktadır.

Sütüven; Zeytinli Beldesi sınırları içinde Akçay´a 5 km uzaklıkta piknik alanıdır. Manzara seyir terasları ve oyun alanları düzenlemeleri bulunmaktadır. Alanda 8 m yükseklikten dökülen ve yörenin adı ile anılan Sütüven Şelalesi bulunmaktadır.

Hasan Boğuldu; Zeytinli Beldesi sınırları içinde Sütüven piknik alanından sonra derenin karşı tarafındaki patika yolu izleyerek 1 km sonra ulaşılır. Bir şelalesi ve içinde pek çok balığın bulunduğu gölcükten oluşur.

Tahtakuşlar Etnografya Müzesi; Akçay´a 5 km Balıkesir Çanakkale E-24 karayoluna 2 km uzaklıkta asfalt yolla bağlı, doğal güzellikler içinde kurulmuş, Türkiye´nin ilk Özel Etnoğrafya Müzesi ile 1992 yılında açılan ve Türkiye´de ilk kez bir köyde kurulan bir sanat galerisidir. Galeri´de Orta Asya´dan Türkiye´ye göç eden Konar-Göçer Türk boylarının ilginç ve özgün kültür varlıkları, giyim eşyaları, aletleri, halıları ve çadırları sanat galerisinde her tür sanat yapıtları yıl boyunca sergilenmektedir.

Ayrıca Altınoluk Abdullah Efendi Konağı, Zeytinli Çay Bahçesi, Sarıkız Tepesi, Şıp Şıp Dede ve Edremit Parkı görülmeye değer yerlerdir.