Son zamanlarda CHP kanadından birçok söylemde bulunuldu. Yapılan açıklamalarda CHP Lideri Kılıçdaroğlu yeni Cumhurbaşkanı adayı olacağı söylemlere yansıdı. Gelin birlikte konuyu yakından, yapılan söylemler ve düşünceler eşliğinde ele alalım..
Veli Ağbaba: “Bizim adayımız altılı masayı kuran Türkiye’de adalet gününden başlayarak 16 nisan’dan başlayarak toplumun bütün kesimlerini gündeme getiren, onlarla kol kola giren genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu”
Muhalefet Cumhurbaşkanı Adayını Neden Açıklamıyor?
Siyasetin 2023 seçimlerine kitlenecek iyi günler yaklaşıyor. Başkan erdoğan’ın karşısına kim çıkacak? 1 numaralı soru, bu iktidar bildiğimiz gibi Başkan Erdoğan, 20 yıldır milletin gözü önünde ve kendisinin neyi, neden nasıl yaptığını biliyoruz. Muhalefetse netleşmeden kaçıyor. Ne kadar az bilinirse o kadar çok oy alırız havasındalar. Biri öne çıkarsa onu sevmeyenler kaçar, diye düşünüyorlar. Ülkeyi nasıl yöneteceklerini dair ortaya tek bir görüş koymaları da bu yüzden. Çünkü yöntemlerini açık ettiklerinde muhalif çevrelerden de buna itirazlar gelebileceğini öngörüyorlar.
Devlet Düzeni Nasıl Olmalı? Nasıl Belirlenmeli?
Ekonomide devletçilik mi, liberal yaklaşımlar mı belirsiz? Ülke güvenliği ve terörle mücadelede mevcut konseptte devamlı kimse bilmiyor. Dış politika tercihlerinde hali hazırdaki Ankara merkezli ve türkiye’nin çıkarlarını önceleyen tavırlar sürdürülecek mi? Izah eden yok, muhalefet belirsizliğe oynama stratejisiyle yol alabileceğini sanıyor ama yanılıyor.
CHP’li Bir Belediye Başkanının Sözlerine bakacak olursak:
“İttifakın en büyük partisi Cumhuriyet Halk Partisi. Bu ittifakın kurucusu bugüne gelmesini sağlayan Kemal Kılıçdaroğlu, doğal olarak bizim adayımız ve doğal adayımız da Kemal Kılıçdaroğlu bunu söyleyelim ama altını masanın alacağı karar önemli. Ama 1 kez daha malatya’da ifade edelim ki ifade edelim ki Cumhuriyet Halk partisi’nin partilerin en alttaki üyesinden en üstteki MK sına kadar hepsinin üzerinde eksiksiz, firesiz birleştiği, uzlaştığı aday Kemal kılıçdaroğlu’dur. Partimize de adaylık tartışması bu kadardır. Onun dışındaki trollerin lafları, sözleri bizi çok ilgilendirmiyor.”
Pandaminin yıkıcı etkisiyle dünyaya yeni bir denge arayışına girerken, insanlık halinde macera kovalayacak hali kalmadı. Krizler, savaşlar, afetler birbiri ardına geliyor. Yaşamsal endişeler hiç olmadığı kadar gündelik hayat üzerinde ağırlığını hissettiriyor. Böylelikle yönetim tercihleri söz konusu olduğunda güçlü, bilinir, tecrübeyi yansıtan ve en önemlisi güven verebilen yapılar öne çıkıyor. Hemen her gün çok büyük sorulara cevap arıyoruz. Acaba üçüncü Dünya Savaşı kapıda mı? Küresel ekonomi çöküşe mi sürükleniyor? Iklim krizi, yeni salgın hastalık riskleri, gıda yoksunluğu, küresel göç dalgalarına yol açabilecek ne kadar olumsuzluk varsa hepsi yakın ve açık tehlike olarak gözümüzün önünde yaz mevsimindeyiz geçecek.
Kış bastırınca Rusya eğer avrupa’nın kazanı keserse ne olacak, hangi manzaralarla karşılaşacağınız Türkiye tüm bu risk ve tehditler karşısında neyi, nasıl, kimlerle ne şekilde yapacağını bilmeyen biliyorsa da gizleyen 1 zihniyet de hiçbir yere varamaz. Çin ve abd devlet başkanları telefon görüşmesi yaptılar.
Bu görüşmede Çin açıkça Abd’ye meydan okudu ve ateşle oynarsan yanarsın dedi. Tayvan üzerinden tırmandıracak 1 krizin sıcak savaşa dönüşme ihtimali büyük.
Çok büyük fırtınalı denizde dev dalgalar arasındaki gemiler misali tüm devletler batma tehlikesine karşı direnç kazanma peşinde. Nasıl olmasınlar? Özetin de özeti macera kovalayacak halimiz yok. Memleketi tesadüflere bırakabileceğimiz bir süreçte değiliz. Heves zamanı değil yani. insanın kendisine yakıştırdığı ila insana gerçekten yakışan arasındaki makas açıklığına heves denir. Türkiye değerlendirilemeyen fırsatların riske, yönetilemeyen risklerin krize dönüşebileceği böyle bir küresel atmosferde, birilerinin heveslerine kurban edilecek ülke değil.
