Cumhurbaşkanlığı forsu, Mustafa Kemal Atatürk’ün isteği doğrultusunda, Deniz Matbaası Başressamı Hüsnü Tengüz tarafından tasarlandı. Hüsnü Tengüz’ün hayatı “Bayram Hediyesi” başlıklı kitabın giriş bölümünde detaylı olarak anlatılmış. Türk deniz resminin öncülerinden Tengüz’ün, Cumhurbaşkanlığı Forsu’nu tasarlamasının hikâyesi ise kitapta şu şekilde anlatılıyor.
“(…) Cumhuriyet`in ilk yıllarında, Atatürk bir devlet başkanını ağırlayacaktır. Resmi törenler için her şey hazırdır. Ancak bir ayrıntı son anda fark edilir; konuk devletin görevlileri devlet başkanlarını temsil eden bir flama hazırlamışlardır. Bizde buna mukabil bir sembol olmadığı ve ne yapılacağı Atatürk’e sorulur. Atatürk’ün talimatıyla Askeri Dikimevi’ne benzeri bir flamanın hazırlanması emredilir. İstanbul’daki Askeri Dikimevi komutanı çaresiz ne yapacağını düşünürken, Bahriye Matbaası’nın duayen ressamına müracaat edilir. Nitekim Hüsnü Bey ertesi güne kadar müsaade isteyerek, ortasında güneş ve bu güneşin etrafında 16 yıldız bulunan tasarımı hazırlayarak Dikimevi’ne gönderir.” 16 yıldız ve ortasındaki güneşten oluşur. Bu yıldızlar, sanıldığı gibi 16 Türk devletini ve güneş de Türkiye Cumhuriyeti’ni simgelemez. Ne yazık ki Cumhurbaşkanlığı’nın resmi genelağ betinde bile anlamı ve kökeni yanlış yazmaktadır.
Gerçek anlamı şudur:
Al Renk: Türkler en eski zamanlardan beri al rengi gök renk kadar çok kullanmıştır. Bunun nedeni, sanıldığı gibi kan rengi olması değildir. Gök renk gibi bu da inançsal bir seçimdi. Gök nasıl ki gökyüzünün rengi ise, al da ateşin rengidir. Türkler, çok eski dönemlerde Od Ana ve Od Ata denen iki kutsal tinin varlığına inanır, evlerinin ocaklarında yaşadığına inanırlardı. Bu nedenle ocaklarını hiç söndürmezlerdi. “Ocağı tütmek”, “baba/ata ocağı” gibi deyimlerin kökeni olan ve atalarının tinini temsil ettiğine inandıkları bu kutsallar, Türklerde ateşin ve tinsel dünyanın kutsallaştığı eski bir dönemden kalmadır. Türklerin İslam’a geçmesinden sonra da sarıklarının ortasında bulunan bölüm de al renkte olmuştur. Türkler bu nedenle Müslümanlık döneminde bile kimi kez Kızılbaş adıyla anılmıştır. Müslümanlık ile birlikte, geçmişte ateş ile özleştirilmiş al renk, kan ile özleştirilmeye başlanmıştır.
16 Yıldız: 16 sayısı, çok eskiden beri Türklerde kutsal sayılardandır. Simgedeki yıldızların 16 Türk devleti ile ilgisi yoktur. Kaldı ki Türk devletlerinin sayısı 16’dan çok daha fazladır. 16 Türk devleti düşüncesi ve bayrakları, 1960’li yıllarda ortaya atılmış bir savdır. 60’lı yıllardan önce bu düşünce yoktu. Atsız’ın bu konuda, “16 Devlet Masalı ve Uydurma Bayraklar” (Nihal ATSIZ, Ötüken, 65. sayı, 1969) adlı bir yazısı vardır. Bu görüşü ortaya atan ilk kişi 1969’da yazdığı kitap ile Akib Özbek’tir ve Özbek’in bu yorumu resmi makamlarca da kabul görmüştür. Ancak 1969’daki bu yorum, 1922’de Atatürk’ün bu simgede 16 yıldız kullanma nedeni olamaz. Bir diğer yorum ise güneşin etrafındaki 16 yıldızdan 9’unun eski Türklerin sancaklarında kullandığı 9 tuğu, 7 yıldızın ise Anadolu Türklerinin sancaklarında kullandıkları 7 tuğu temsil ettiğidir. Diğer yandan, eski Türk inancında, gök 9 kattan, yer ise 7 kattan oluşurdu. Bu nedenle evrenin toplam 16 kattan oluştuğuna inanılırdı. 16 yıldızın evreni temsil etmesi de eski bir inançtır. Ancak gerçek neden, eski Türk devlet sistemidir. Eski devlet sistemi, 8’li yapı denen bir yapıdan oluşmaktaydı. 8’li yapı, Oğuz kağan destanında da simgelenen komuta sistemini gösterir. 3 + 3 olmak üzere 6 oğul, hakan ve hatun ile 8 kişiden oluşan yönetim anlayışını simgeler. Azerbaycan bayrağındaki yıldızın 8 köşeli olmasının nedeni budur. 16 ise, bu simgede her bir unsurun iki yönü gösterecek biçimde iki yıldız ile gösterilmesi ile oluşmuştur. Güneş: Birçok toplum gibi Türkler de güneşe önem vermiştir. Oğuz Kağan destanında “Gün Han” ile simgelenirdi. Bugün Kırgızistan bayrağında, Japon bayrağında ve daha birçok yerde güneş görülebilir. Geçmişte Hititler gibi Atatürk’ün Türklerle ilişkili olduğunu düşündüğü diğer uygarlıklarda güneş önemliydi. Türklerin bu topraklardaki köklü geçmişine vurgu amacıyla konmuş olma olasılığı güçlüdür. Diğer yandan ortadaki simgenin güneş değil de Kutup Yıldızı olduğu savı da vardır. Türklerde “göğün direği” olarak bilinen, “Demirkazık” adı verilen bu yıldız da kutsaldır.
Kaynak: turkcetarih.com