Türkiye’deki dizi yelpazesine baktığımızda, her türden dizi var. Bazılarının konusu o kadar saçma ki, iki kişi birbirini seviyor ancak yine de her bölümde kavga ediyor, kimisinde tecavüz konu edinirken kimiside gençleri kötü alışkanlıklara teşvik ediyor. Çok fazla dizi var. Fakat bana sorarsanız bunların sadece %5 lik kısmı gerçekten iyi, diğerleri insanımızın edebiyat eksikliğinin dışa yansıması. Yani senaristler o kadar saçmalıyor ki dediğim gibi, birbirini seven iki kişiye her bölüm kavga ettiriyorlar. Hep zengin hayatların yansıtıldığı dizilerde mevcut. Sanki gerçek hayatta her şey güllük gülistanlık yaşıyormuşuz gibi. Kimi dizilerimizde gerçekten çok güzel. Hem toplumsal mesaj veriyorlar hemde izleyiciye gerçek televizyon keyfini sunuyorlar. Ancak maalesef bizim ülkemizde bu tür diziler tutmuyor. İçerisinde yalan,dolan,iftira,**************lık, tecavüz,intikam,kan,alkol olan diziler tutuyor. Kimisi buna insanların günlük yaşamda görmedikleri hayatları izlemek istemesine bağlıyor ancak bence böyle değil. Toplumun sorunu edebiyat eksikliği ve içerisindeki edebiyat arzusu. Kaç kişi şiir okuyor, ya da eski müzikleri dinliyor? Eski müzikler dedim çünkü günümüzde çıkan çoğu şarkı,albüm ticari amaçlı ve ben onlardan keyif almıyorum. Ha ne dinliyorum derseniz, Barış Manço, Erkin Koray, Haluk Levent, Barış Akarsu vb. Kaç kişi kitap okuyor? Okumuyoruz çünkü artık kitaplar beyaz perdeye dökülüyor ya da dizi haline geliyor. Ancak bazen öyle bir hâl alıyor ki bu diziler, kitap ile uzaktan yakından alakası kalmıyor. Senaristlerin saçmalama katsayıları artıyor.
İsmini vermek istemediğim bir diziden bahsedeyim. İlk başlarda güzel bir arkadaş çevresinin yaşantısını anlatırken zamanla, kimin kiminle çıktığını, kimin kiminle kırıştırdığı belli olmayan bir dizi haline geldi. İşte o zaman izlemeyi bıraktım.
Ne zaman kaliteli dizilerin olacağını bilmiyorum ve artık hiç umudum da kalmadı. İnsanlık karanlık bir uçuruma doğru gidiyor. Yol yakınken dönmeliyiz. Silkelenip kendimize gelmeliyiz. Çünkü olanları fark ettiğimizde çok geç kalmış olacağız. Artık olanları fark etmemiz gerekiyor. Kitap, şiir okuyup içimizdeki edebiyat ihtiyacını gidermeliyiz. Eğer içimizdeki edebiyat ihtiyacını kitap,şiir gibi güzellikler yerine saçma sapan dizilerle giderirsek, git gide değişmiş ve özümüzden kopmuş bir hâl alacağız.
Yararlı ve güzel dizilerin olduğu günleri görmek umuduyla hoşçakalın.
yazının kelime sayısı: 314
bu link bu yazının yayınlandığı bloga gider.....