Yeni yıla gireceğiz de sizin de dikkatinizi çekmiştir;muhtelif televizyon kanalında “yeni yıla ilk giren ülkeler” haberleri yine gündüz saatlerinden itibaren yayınlanacak.Ben yıllardır özellikle Avustralya’daki coşkuya bir anlam veremeden bakıyorum.Hangi yıla girildiğinin ne önemi var Allah aşkına Allah’ın dağındalar kuş uçmaz kervan yürümez,onun yerine anca bir iki kanguru zıplar,dingo havlar Avustralya’da.Kendi payıma oturup düşünüyorum taşınıyorum Avustralya’nın Nick Cave,Nicole Kidman,Naomi Watts ve de yeni yıla ilk giren ülkelerden olmak dışında bir numarasını bulamıyorum.Bir de opera binası var ki,bütün Avustralya’yı soksalar içine sığar.Ben buradan elbette necip Avustralya halkını,aborjiniyle,oraya yerleşmeye zorlanmışıyla,dünyadan tiksinip uzaklaşa uzaklaşa kendini Melbourne’da bulmuşuyla,Canberra’da sıkışıp kalmışıyla tüm kardeşlerimi tenzih ediyorum;benim derdim coğrafyayla.Düşünsenize,dünyada bir şeyler olurken hep uyudu bu Avustralyalı.
Yeni Zelanda daha feci tabii.Orası hakikaten iyice küçülen bir yer.Geçen gün bir Yeni Zelanda korku filmi izledim,olacak iş değil.Muhtemelen Yeni Zelanda’da topa tutmuşlardır.İşte beş arkadaş küçük bir Yeni Zelanda kasabasında,bir eve giriyorlar da ev sahibi bunları basıyor falan.Yavrucuğum Yeni Zelanda’da herkes birbirini tanır,hele hele beş Yeni Zelandalı rastgele bir eve girdiyse,aralarından en az üç tanesi ev sahibiyle arkadaş,biri de komşudur.Özenmeyin böyle şeylere.
Yılbaşında şişme noel baba satıldığını duydum ve ürperdim.Çok kötü şeyler geçti aklımdan,buraya aktarıp sizleri de üzmek,benim düştüğüm bedbaht ruh haline düşürmek istemiyorum.Neyseki uçan balon gibi şişme noel babaymış bunlar,berikinden değilmiş.Gerçi birileri şişme noel babalardan birini bıçaklamış diye duydum ama inanmadım.
Her yılbaşı daha çok arkadaşım “abi yok artık yılbaşında dışarı çıkılmaz,evde takılacağız biz” diyor.Gece aleminin aranan ismi,kulüplerin önünde belirdiğinde valelerin,bodyguardların sıraya girip selam durduğu Oky bile yılbaşında ne yapacaksın diye sorunca “Arkadaşlarla evde bira falan” dedi,düşünün artık.Ki ben Oky’nin 1997′ye girerken yılbaşı kutlamasının hızını alamayıp o gazla tee 1998′e girdiğini bilirim,varın gelin siz hesap edin.E peki,her geçen yıl daha da çok insan evinden çıkmazken sokaklarda,meydanlarda kim var?
Yeni yılda tüm dünyaya barış falan dilemiyorum.Dilesem ne olacak? Yine it gibi birbirlerine girecekler :D O yüzden belki bir ihtimal daha makul bir dileğim olacak bütün insanlık için.Efendim kendi payıma 2012 yılında dünyaya ve ülkemize yeteneksiz,beceriksizlerin yerine işini gerçekten bilen ustaların hakim olmasını diliyorum.Mevcut tesisatçı,fayansçı,parkeci,mutfakçı artık kafanıza göre ne usta olursa olsun,ustalardan yeteneksiz olanların yerlerini yetenekli olanlara bırakmasını diliyorum.Tabii bu durumda işini bırakması gereken ustaların oranı %98 civarında olacak ama orası ayrı.Bana kalırsa medeniyetin seviyesi ve yaşam kalitemiz bir ustanın gerçeken usta olmasına bağlı.Sıcak su musluğundan sıcak su,soğuk su musluğundan soğuk su akan bir Türkiye ve dünya istiyorum çok mu?Aslında düşündüm de,ben yine dünya barışı istesem fena olmayacak :D
Kaynak: http://aktifblogum.com/2011/12/hosgeldin-2012/