Bu konuyu bu forumda açmam uygun mudur bilmem ama paylaşmak istedim. Bir arkadaşımın kaleminden çıkan bu duygu yüklü yazıyı sizin de okumanızı istedim.

Not: Hiçbir şekilde tartışma ortamı oluşturmazsanız sevinirim çünkü yaznın amacı tartışmak değil özeleştiri yapmak.

Küçük Ama Büyük Dünyada Kan Kokuyoruz



Bu satırları Gaziantep/Nizip’te vatani görevini yapan, çelik gibi sinirleri olan bir arkadaşımın ağlamaklı bir ses tonuyla Çadırkent’teki mültecilerin durumunu anlattıktan sonra yazıyorum

Hep dünyanın küçük bir yer olduğundan bahsediliyor. İnsanların İnternet, telefon, televizyon vb. iletişim araçlarıyla nasıl küreselleştiklerinden bahsediliyor. Madem bu dünya bu kadar küçük insanlar yanıbaşlarında olan vahşetleri neden görmezden geliyor?

Bu dünya öyle bir dünya ki Suriye’de rejim karşıtlarının sokaklarda, evlerde, karakollarda bir adi eşya gibi doğrandığı, kundaklara sarılı beşikleri süt kokan bebeklerin kafasının koparıldığı, sınırdan kaçmaya çalışan yaşlı, kadın, çocuk ayırt etmeksizin mermilerin yağdırıldığı bir dünya. Bu dünya iktidar hırsına düşmüş insanların elinde birbirlerine düşman olan kardeşlerin dünyasıdır.

Aynı zamanda bu dünya Amerika’da Obama’nın yaptığı demokrasi yüklü balkon konuşmasında yaşayan, Justin Bieber’le Selena Gomez’in ayrılığını tartışan, Jeniffer Lopez’İn turnelerini takip eden PSY Gangam Style ile kendinden geçen adi, vurdu duymaz, kendi sınırları içinde “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” diyenlerin dünyasıdır.

Burada mesele Baasçıları devirmeye çalışan rejim karşıtlarını övmek ya da onlara destek vermek değil mesele ellerimizdekş kandır, mesele insanlık meselesidir. Her sabah ellerimiz kanlı uyanıyoruz çünkü biz vurdum duymazların dünyasındayken İsrail seçim propagandaları için Filistin’de masum insanların kanını akıtıyor, ellerimiz kanlı çünkü Sierre Leone’ de çıkarılacak bir elmas için çocuk askerler babalarını öldürüyor, ellerimiz kanlı çünkü Arakan’da insanlar diri diri yakılıyor, ellerimiz kanlı çünkü Hindistan’da eylemler ses getirsin diye turistlere saldırılıyor, ellerimiz kanlı çünkü Irak’ta petrol kuyuları toplu mezarlara dönüyor ve Çeçenistan’ da ve Somali’ de ve ve ve ve ellerimiz kanlı çünkü…

Biz demokrasi masalları anlatıp, insan hakları hikayeleri dinlerken bizim seçtiklerimiz yani temsili demokrasimiz yani o bir guruba verilmiş bizim irademiz, pazarın devleriyle nükleer yatırımın karını paylaşıyor. Yani biz ne kadar yüksek duvarlarımız arasında zevk içinde yaşayıp ceviz kabuğu meseleleri tartışsakta, köpek hakları için sokağa dökülsekte bu küçük ama büyük dünyada ölen her insandan sorumluyuz ve ellerimiz kan kokuyor ama ruhlarımızın kokuşmuşluğundan biz farkedemiyoruz.

Kaynak : http://www.bilgisepetim.com/kucuk-ama-buyuk-dunyada-kan-kokuyoruz/