Son zamanlarda eğer ki haberlere göz ucuyla bile bakmışsanız duyduğunuz olay kesinlikle: "STEVE JOBS HAYATINI KAYBETTİ" olacaktır.
Aslında bu ölüm, biraz ilham kaynağı olduysa da onun yanı sıra birçok konuda düşüncelerimi haklı çıkardı.Kısa ve öz şekilde, birazcık dikkat ile varmış olduğum kanı, haklılığımı bir defa daha kanıtladı.
26 Haziran 2010 Michael Jackson hayatını kaybetti.
Bir hafta boyunda, Youtube'da video izlenmeleri katlandı.
Sayfaları beğeni rekorları kırdı.
Albüm satışları arttı.
(En Fazla) Ağustos başı unutuldu...
2 Mayıs 2011 Defne Joy Foster hayatını kaybetti.
Bu haber duyulur duyulmaz, nerede kiminle öldü dedikoduları yayıldı.
(ne kadar alakalı bilmem ama) oynadığı son dizi tekrarları konuldu.
Yaptığı program özetleri her yerde dönmeye başladı.
İsmi Google Arama ile onbinlerce kez arandı.
Ve 6 Ekim 2011 Steve Jobs hayatını kaybetti.
Daha önce adını duyan duymayan herkes, sevdalısı oldu.
Yaptıklarıyla ve teknoloji ile bağlantısı olmayan onlarca kişi sayfalarını gezdi yaptıklarını araştırdı.
Haberleri izleyen herkes üzüldü,kederlendi.
Ve yine internette aranma rekoru kırdı.
Peki o zaman soruyorum.Varsayalım ki , sürü psikoloji ile hareket etmiyorsunuz da, bu kişileri çok seviyordunuz.
O zaman neden ölmeden önce ne yaptığını araştırmadınız ?
Neden ölmeden önce hayatını filme almak istemediniz ?
Neden hayatları üzerine konuşmadınız ?
Neden kimliğini düşünmediniz ?
Kim ne derse desin, bence özellikle ülkemizde kişi öldükten sonra değerleniyor, ünleniyor.
Allah Rahmet Eylesin Steve Jobs.
Her ne kadar, tanımasakta. . .
KAYNAK :
http://ogulcanturhanlar.blogspot.com/2011/10/unluler-olur-ve-kiymete-biner.html