Yaşamları boyunca sürekli bir şeylerde mantık arayanlar aslında eğlenmenin ne demek olduğunu bilmeyenlerdir. Eğlence asla mantıklı bir şey olmadı. Eğlenmek, kocaman mantıksız bir eylem ve bu eylemi gerçekleştirmek yaşamdan alınan tadı derinleştiriyor. Yaşama isteğini arttırıyor. Çılgınlıkta bir eğlence. Hatta eğlencenin doruklara ulaşması. Yaşamak için hayata renk katmak gerekiyor. Hayata renk katmak için elindeki imkanlarla yeterince eğlenmek ve çılgın olmak gerekiyor. Normalin dışında bir şeyler yapmakta hayattan alınan zevki arttırır.

----------------------------------------

Düşünüyordum ve bu mesele çok sinir bozucu olmaya başlamıştı. Kendimden bir şeyler eksikti biliyordum. Kendimden, zihnimden. Dünyanın bir düzeni vardı. Memurlar sabahları uyanıp işlerine giderler, hafta sonlarını uyuyarak popoların da pireler uçuştuğu için kaşınarak geçirirler. Eli poposunda olan bebekler gibi uyurlar. Sonra zamanın hiç durmadığı gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalarak, iş günü geldiğinde güzel bir yaşama sahip olabilmek için ve para kazanabilmek için yıllardır düzenli olarak uyandığı saatlerinde uyanırlar, güne başladıkları ilk saatlerde dakikası dakikasına yaptıkları şeyleri tekrar ederler. Her iş günü aynı eylemleri gerçekleştirirler. İş saatleri başladığında yapılması gerekenleri yapıp günün bitmesini ve evine gidip günün geri kalanını başka şekillerde değerlendirmeyi beklerler. Bundan önce, iş saatlerinde bazen gülünç olaylar yaşarlar ve gülerler. Güldüklerinde mutlu olduklarının ve yaşamdan tat aldıklarının farkına varırlar.
(Eğlenmek gülmeyi de kapsar. Gülen insanlar aslında eğlenmektedirler.)

Ya başka insanlar dedim ? Eğlenmeyi bilenler ve sürekli çılgınlık peşinde koşan insanlar ? Bir memur mu yaşamdan daha fazla zevk alıyor yoksa başka insanlar mı ? İşte o başka insanlardan bahsetmek gerekiyor biraz. Yaşamlarında mantık aramayan insanlardan. Kız arkadaşıyla birlikte eğlence peşinde koşan yine kız arkadaşıyla birlikte yaşadıklarına sürekli gülmeyi seven ya da bir dostu ile birlikte ot kullanıp en b*ktan sohbetler eden ve gülmemenin elde olmadığı sohbetlere giren insanlardan. O an yaptıklarında mantık aramayan ve yaptıkları mantıksız olduğu için gülebilen yani eğlenebilen insanlardan. Tek bir şeye bağlı kalmadan yaşayan, sorumluluk alabilen ama sorumluluklarını eğlenerek yapan insanlardan. Çok fazla tekila içtikten sonra kusan arkadaşının geğirmesine gülen insanlardan...

Memurlar: Bu sadece bir örnek. Her memurun bu şekilde olduğunu da kast etmek istemedim. Sadece bir örnek işte. Siz buna başka bir şeyde diyebilirsiniz.

Başka insanlar: Altını doldurduğum bu "başka insanlar" sadece kafamdan geçenlerle doldu. Siz altını başka türlü doldurabilirsiniz. Daha farklı şeylerle doldurabilirsiniz. Burada önemli olan bu iki kelimenin altını size hayatta tat veren şeylerle doldurabilmek.

Charles Bukowski'den bir parça yazı;

Samimiyetle söylüyorum,yaşam beni dehşete düşürüyordu. Yemek,uyumak ve çıplak dolaşmamak için insanın yapmak zorunda olduğu şeyler ürkütücüydü. Bende yatakta kalıp içiyordum. İçitiğin zaman dünya yine ordaydı, kaybolmuyordu ama boğazına sarılmıyordu en azından.