Daha önceleri birkaç satır yazmaya zorlanmak ne kelime, seni sorduklarında sayfalar dolusu kelimeyi yan yana getirir hiç üşenmeden yazardım. Galiba ben seni yazarken en çokta beni yazdığımı sanmışım. Yıldız Tilbe'ninde dediği gibi "Ne tuhaf şu aşk..."
Bu aralar seni soruyorlar bana, susuyorum. Anlatacak hiçbir şey kalmamış içimde, dedim ya, önceden seni sorsalar, sayfalar dolusu cümle kurardım, bıkmadan, usanmadan. Şimdi ise anlam bile veremiyorum ama bir şeyden çok eminim biliyor musun? Sen öyle tüketmişsin ki kendini bende, yok olmuşsun, susturmuşsun kendini kalbimde.
Biri kulağıma adını getirse yüreğim titrerdi önceleri. Şimdilerde mi? Tükenmişsin, yok olmuşsun neredeyse. Çok nadir geliyorsun aklıma. Geldiğin gibi de gidiyorsun, ne bir kıpırtı, ne bir titreme. Sen bende tüketmişsin kendini. Yok olmuşsun neredeyse, bitmişsin.
Geçenlerde birinden hoşlandım ne tuhaf. Önceleri yüreğim nasılda titrerdi seninle, kıpır kıpır olurdu midem, o karın boşluğumda yankılanırdı dünyanın en harika sesleri. Senden sonra ilk defa birinden hoşlandım ben böyle. Kaybetmek istemedim, içim hoşlandı böyle, gitmeseydi, neredeyse sevecektim. Tutsaydı elimden, sakın gitme, yapamam deseydi. Tutacaktım, gitmeyecektim.
Bir daha aşk mı? Olacak elbet, olacakta, artık kalbimde fazlasına yer kalmamış gibi. Kaldıramayacak sanki şu kalbim fazlasını. Ben kendimi biliyorum, belki son bir kişi daha, onu da değerlendirebilirsem senden sonra ne ala.
Önce aşkın hakkını verdim, şimdilerde de ayrılığın...
Anladım ki bir aşk bir insanı başka bir şeye de dönüştürebiliyormuş. Senden sonra kendimi bulana kadar bir hayli uğraştım ama artık sapasağlamım, eskisinden daha güçlü, daha emin.
Kendime de kızıyorum ben, seninleyken nasıl dönüştüm o kötü adama diye ama bazende susuyorum, "yaptıkları ağır geldi kaldıramadım" diyorum kendime. "Yaptıkları beni insanlıktan çıkarmışta rezil bir adam olmuşum" diyorum ama o zamanda "neden kendini durduramayacak kadar güçsüzdün de o rezil adam oldun" diyorum kendime. Sonra "kaldıramadı bünyem, o yüzden o kadar kötüydüm" diyorum. Geçiyor gidiyor...
Şu yazının bir yerine bir Yıldız Tilbe şarkısı sıkıştırmazsam, yazının başında adını andığım için çok ayıp ederim diye düşündüm. Ah be Yıldız abla, yine ne söylemişsin böyle...
Şarkıdan minik bir alıntı: Gelmiyor içimden dur demek sana, gönüllüyüm gidişine ah yolun açık ola. Gelmiyor içimden kal demek sana, bozuyorum yeminimi güle güle aşkım.
ALINTI