Babaydı..
Eş iki heceden ibaret; bir yürek sızısıydı..
Gidişin kadar yokluğun da koymuştu adeta
Adeta katlanarak misli acılar yüklemişti paslı omuzlarıma..
Döşeğinin başında kapaklanmış, yüzünü kudretsiz avuçlarının içine gömen biricik eşinin, annemin;
‘Bırakıp da gitmek var mıydı canım benim’ derkenki halini seyreyleyen gözlerimi hüzün buğusu kaplamıştı..
Gerçekten de öyleydi..Nitekim takdir-i ilahiydi..
Zira var mıydı bırakıp da gitmek.. Var mıydı varlığından usulca süzülüp yokluğuna kanatlanmak..
Feryad-u figanlar kopuyordu yüreklerde..
Başucunda bensizlik içersinde bir ben kalakalmıştık üzerinde bembeyaz bir örtüyle uzunlamasına ve çaresizce..
Hep başka insanların başına gelir zannederdim böyle şeyler..Hep başkaları yanar, başkaları yaşardı bu elem dolu firakları..
Gerçekten de başına gelince anlarmış insan..Babası göçünce yaşarmış fecir yüklü ırakları ve böylesine ulu yalnızlıkları..
Sen gittin ya babam..
Hayat kavgam daha derin manalar kazanmaya başladı sensiz yaşam sürecimde..
Sorumluluk omuzlarıma öyle bir bindirdi ki yükünü, adeta altından kalkamayacağım sandım ilk zamanlar..
Lakin seni öldürmeyen şey kuvvetlendirir derler ya babam, güçlendikçe güçlendim..
Ulu çınarlık boşluğunu zaman zaman yokluğunun gözyaşlarıyla, kimi zaman da biricik emanetlerinin gözlerinden umduğum sabır ve metanetle doldurdum..
Geçtin gittin ya babam..
Ben işte o gün, o gün adam oldum..
Ben o gün küçük baba oldum babam..
Ruhun şad olsun baba..Huzur içinde uyu..

Seni özlüyoruz..

Şiirimi babamın, 27 Mart 2010 tarihinde vefatı üzerine, O'nun anısına kaleme aldım.. Mekanın cennet olsun Babam..

Kaynak: http://www.cerezlerim.com/2014/02/yuregin-babaya-sessiz-cigligi.html