freelance iş ilanları

Zamanda Yolculuk... (Tüm bölümler.)

8 Mesajlar 1.262 Okunma
lstbozum
smsonayhizmeti

sluqzor sluqzor Üyeliği Durdurulmuş Banlı Kullanıcı
  • Üyelik 08.08.2018
  • Yaş/Cinsiyet 22 / E
  • Meslek Yazar
  • Konum Kahramanmaraş
  • Ad Soyad A** K**
  • Mesajlar 177
  • Beğeniler 19 / 36
  • Ticaret 1, (%100)
YORUM YAPARSANIZ BİZİ NE KADAR MUTLU ETTİĞİNİZİ TAHMİN BİLE EDEMEZSİNİZ.KONU LİNKİ BİLE BIRAKMIYORUM...

ZAMANDA YOLCULUK BÖLÜM 1(PARA)

Bir işim, geçinmeme yetecek kadar bir gelirim, bir evim bir arabam yokken sırasıyla bunlara sahip olmanın hayalini taşıyordum içimde.

Sırayla gitmeliydim, hayallerime ulaşabilmem için paraya ihtiyaç vardı. Bu para nasıl kazanılırdı: önce bir işim olmalıydı ama bu iş beni hayellerime götürecek gelire sahip olmalı. Ne yapmalıyım, ne yapmalıyım ki çok para kazanabileyim. Aslında soru temelde yanlış. Para kazanınca mutlu olacağını sanır insanlar, ama öyle değildir. Hedef paraya ulaşmak olmamalı bence, nasıl çok param olur, sorusu yerine ben nasıl mutlu olurum, olmalıdır. Yapacağın iş, seçeceğin meslek sevmediğin bir işse belki para kazandırır ama kesinlikle mutlu etmez. :)

Neyse, bu hayalle harekete geçtiniz, özel sektörde bir iş bulursanız kazanacağınız para belli, bir devlet dairesinde iş bulursanız bir üst gelire sahip olacaksınız.

Çabalıyorsunuz sınavlara giriyorsunuz ve nihayetinde tapu müdürlüğünde bir memuriyet elde ediyorsunuz.

Çok mutlusunuz, artık bir işiniz var, sigortanız olacak düzenli bir geliriniz olacak. Bu heyecanla işe başlar ay başını dört gözle beklersiniz ilk maaş yerde bulunmuş bir para gibi sevindirir ama benim ilk maaşımdan yüzde 25 kesinti olduğu için henüz ilk aydan evdeki hesabım çarşıya uymamıştı.

Olsun gelecek ay tam alırım. Alınan ilk maaşla sözler yerine getirilir henüz ilk haftada para tükenir ve henüz elinize geçmemiş ikinci ayın maaşından harcamaya başlarsınız.

2. ayın maaş zamanı gelince parayı aldığınız gibi borçlara ödersiniz, daha ilk günden elinizde 5 kuruş bile kalmamıştır. 3. ayda maaşın tamamını borçlara ödediğiniz halde borcunuz kapanmadı. İyisi mi bir kredi çekeyim şu borçları ödeyeyim bu krediyle birkaç ihtiyacımı da karşılar taksitler halinde öderim, der ve maaşınızın 5 katı tutarında kredi çekersiniz. Bu kredi sizi çok rahatlatmıştır, bir süre rahat uyursunuz ama işler boka sarmıştır, haberiniz bile yok. İlerleyen aylarda bir kredi birkaç kredi kartı daha lazım olacak.



Ulen ne hayallerle girmiştim bu işe borcum bitmek tükenmek bilmiyor, bir işim oldu, işim olunca bir ev bir araba alacak. Mutlu mesut yaşayıp gidecektim, lanet olsun keşke işsiz olsaydım, daha az sorunum vardı, diye geçirirsiniz içinizden.

Olmadı zaman makinesine girip en başa dönmek istiyorum, seçtiğim yol beni hayallerime götürmeyecek aksine mutsuz edecek.

En başa döndüm, bir iş sahibi olmak beni hayallerime götürmedi, bunun başka bir yolu olmalı.

Küfrediyorum kendime ulan keşke okulda biraz inek olsaydım. Cebimde 25 kuruş yok, kurduğum hayallere bak. Hayaller için para almıyorlar kurabilirim. Bill gatesin, fakir doğmak sizin suçunuz değil ama fakir ölmek sizin suçunuzdur, lafı aklıma geliyor, fakir ölmek istemiyorum, suçlu olmak istemiyorum.



Tamam, karar verdim. Annemin nicedir sözünü ettiği kızla evlenecek, düğünümde takılan takıları bozdurup bir iş yapacaktım, ne de olsa bütün zenginler ticaretle uğraşıyor. Evliliğimi zengin olma aracı olarak kullanacaktım. Düğünüm yapıldı evlendim, ev tuttuk eve eşyalar alındı, borçlanmışım haberim olmadan. Babam benim yerime plan kurmuş, düğün masraflarını eve harcanan paraları ödemek için benim düğünümde takılan takıları satıp borçları ödeyecekmiş. Mecbur takıları çıkarıp babama verdik.
Elimde bi bok kalmadı, elimde kalan tek şey istemeyerek evlendiğim bir karım ve bir kamyon sorumluluk. Ölmek istiyorum, ya da zaman makinesine girip yine en başa dönme hakkımı kullanacağım. Ölmekten vazgeçtim zaman makinesine girip en başa döndüm. Oh be dünya varmış, yine işsizim yine beş parasızım, 25 kuruşum da yok zaman makinesine attım.

Bu son hakkım. Bir daha geri dönemem bu sefer başarmalıyım....

ZAMANDA YOLCULUK (Bölüm 2 Simya)

Annem söylenmeye devam ediyor, Ah oğlum evde kaldın, mürüvvetini göremeyeceğim, gel he de evlendirelim seni torun sevmek istiyorum, diyor. Haklı kadın. Canım annem olacak o da olacak az sabır, önce parayı bulmalıyım.

Treni kaçırdık, en başta nasihatlere kulak asmalı okulda başarılı bir öğrenci olmalıydım. Sınıf arkadaşlarımdan doktor, mühendis vs olanlar var, altlarında lüks arabalar, yanlarında fıstık gibi eşleri, villaları var. Ah ah... Madem zamanda yolculuk yapabiliyorsun en başa dönsene diyenlere gelsin çok uzun zamanlara dönemiyorsun, henüz cihaz o kadar gelişmemiş kısa bir süre öncesine ve sonrasına gidebiliyorsun.

İki yanlış denemeden sonra üçüncüyü deneyeceğim, bir daha kendimi yırtsam zaman makinesini kullandırmaz bana aksi ihtiyar. O da test aşamasında olduğundan kullandırdı, işe yaradığını görse ikna olsa kullandırmaz bir daha.



Yatağımda uzanmış derin düşüncelere dalmışım, bazen ağlamak, bazen de gülmek geçiyor içimden acınası halime. Tapu dairesinde memur olduğumda harcamalarıma dikkat etseydim, o kadar borç altına girmeseydim, herkes gibi işten eve evden işe emekliliğimi bekleseydim, iğrenç, yapamam ben.

Millet Irağa gidip katırlarla kaçak sigara getiriyor, 1 liraya aldıkları sigara paketini 5 liraya satıyorlar. Katırlarla sınırdan kaçak yollarla geçerek yapıyorlar bu işi. Muhtemelen çok iyi kazanıyorlar. Kumar oynatanlar var kumarda çok para var, onu da devlet sevmiyor. Galiba para devletin sevmediği işlerde var. Bu da çok riskli cezaevine girebilirsin, oraya bi girince bir daha hiçbirşey eskisi gibi olmuyor. Legal işler yapanlar paralarını riske ediyor, illegal işler yapanlar hayatlarını. E riske edilen şey büyüdükçe kazanç da büyüyor.



Bir anda zengin olacağıma, hayallerime kavuşacağıma olan inancım büyüyor. Olacağım ben de zengin hatta çok zengin olacağım, mutlu olacağım. Seni yeneceğim dünya, diye geçiriyorum içimden, arkasından bir kahkaha atıyorum.

Akşam olmuş. Şu bizim serserilere takılıp birkaç bira içmek için bizim leş gibi ter, alkol, sigara kokan ortama gidiyorum. Daha içeri girer girmez kafayı buluyorsun zaten birşey içmene gerek yok, birşeyler içmeden de oturtmuyorlar. Oturdum, içtim sohbet ettik, kavga ettik, gecenin sonunda hesabı ödeyecek para yoktu dayak yedim. Evimizin kapısında açtım gözlerimi, gece yaşadıklarımı düşündüm, gülümsedim, kalktım eve girdim yatağıma uzandım, uykuya dalmışım.


Simyacı, kitabı aklıma geldi, gerçekten taş altına çevrilebilir mi. Taşları yüksek ısıda bir ateşin üstündeki tencereye koyuyorsun, içine biraz altın tozu, fosfor, karbon, nitrik asit, deve dikeni, altınbaş sapı atıyorsun 48 saat boyunca karıştırıyorsun 48 saatin sonunda saf altın elde ediyorsun. Bu altını satıp bir miktar sermaye elde edip bir laboratuvarın oluyor, daha çok altın üretiyorsun. Daha çok paran oluyor, vergi ödemediğin için devlet bu işi de sevmiyor. Tamam, para devletin sevmediği işlerde var. Acaba vergisini ödesen yaptığın işe göz yumar mı?

Anneme atıyorum kendimi, bütün yeteneğimi kullanarak biraz para tırtıklamayı başardım.

Bu parayla gerekli elementleri satın aldım ama işlemi yapabileceğim bir mekan yok.

Köprü altına gidiyorum yakıyorum ateşi koyuyorum taşları tencereye elementleri atıp karıştırıyorum, saatler geçiyor bi bok olmuyor, karıştır babam karıştır.

Kollarım yoruldu ümidi kestim, bu da olmayacak. Uyumuşum, Allahım gözlerime inanamıyorum, tencerenin içinde sapsarı bir metal, altın mı bu, olmuş mu....

Hıçkırıklara boğuluyorum, ömrümde ilk defa bir iş başarmanın sevinci var yüreğimde, yerimde duramıyorum.



Ömrümde ilk defa böyle bir duygu hissediyorum. Evet, başarmışım galiba hem de ilk denememde. Yine de bir kuyumcuya gitmeli bunun altın olduğunu teyit ettirmeliyim, altınsa hemen satmalıyım...



ZAMANDA YOLCULUK (BÖLÜM 3 Bahis)

Evet, kuyumcu elimdeki metale bir eşlem uyguladı, altın olduğunu teyit etti ve hassas tartısına koydu, tarttı.

Tartı da 332 sayısını gördüm, içim içime sığmıyordu, elime geçecek parayı daha önce hiç bir arada görmemiştim.

Çıkardı parayı saydı elime tutuşturdu, parayı saymadan cebime koydum. Şener şenin çiğköfte işinde başarılı olduktan sonraki yürüyüşle çarşının yolunu tuttum.

Üstüm başım yanık içinde, önce üst baş aldım kendime sevgili anneme ömrümde ilk defa bir hediye alacaktım. İpek bir eşarp aldım anneme, hediye paketi yaptırıp evin yolunu tuttum.


Annem gözyaşlarına boğuldu, bir yandan ağlıyor bir yandan nereden getirdin diye soruyor. E fakir alınca nereden buldun zengin alınca hayırlı olsun, der ya annem de bu kurala uyuyordu. Hiçbir şey beni mutsuz edemez, çok mutluyum, çok sevinçliyim içim içime sığmıyor. Bir dahaki sefere daha büyük bir hediye alacaktım anneme.

Kaşla göz arasında simyacı olmuşum 1 lira yatırıp onbin lira para kazandım. Elimde kalan parayla bir depo kiraladım, büyük bir ocak, sanayi tüpleri, büyükçe bir kazan satın aldım.

Gerekli elementlerden bolca satın alıp depoladım. Herşey hazır olunca daha fazla altın üretecek daha çok para kazanacaktım, derken ayak tabanımı tekmeleyen bir ayyaş beliriyor karşımda.


Ayağa kalktığım gibi sönmüş ateşin üzerinde duran kaba bir tekme savuruyorum, tekmeyi savururken ayak parmağımı kırdım galiba. Üstüm başım yanmış, rezil bir haldeyim. Hıçkıra hıçkıra ağlıyorum. Zavallı annemin haftalık pazar parasını bu aptalca işte kullandım, nasıl inandım, nasıl saçmaladım.

Evin yolunu tuttum. Annesinin biricik evladıyım, yine kızar bağırır ama yine affeder bağrına basar. Aynı şey oldu. Odama geçtim.

İnsanlar paraya ulaşmak, zengin olmak için neler yapıyor, hazine avcılığı da kestirmeden zengin olma yollarından biridir. Hırsızlar, çeteler, kadın tacirleri, organ majyaları, uyuşturucu tacirleri... Bunlardan hiçbirini yapamam.

Çetin tembeldir çalışmayı sevmez ama iyi yüreklidir, kimseye zarar veremez, ama kumar oynamayı sever.

Kumar, sanırım her insanın içinde uyuyan bir virüstür. Bu virüsü bir uyandırdın mı bir daha uyutamıyorsun. Benim içimdeki ne zaman uyandı hatırlamıyorum. Mahallede bilye oynarken mi, sakızlardan çıkan oyuncu kartları üzerine oynarken mi. Hırsızlık da vardı çetinin çocukluğunda. Mahallenin bakkalından bir lolipop alınır, ambalajı düzgün bir biçimde açılır lolipop tüketildikten sonra çamurdan bir top yapılıp kamışının üzerine oturtulup ambalajına sarılır ve bakkal amcaya götürülür, amca bunu çikolatalı lolipopla değiştirir misin, denir. Bakkal amca da oradan al yavrum, der. Komşu teyze, seni sokakta görüp oğlum al şu bir lirayı da bakkaldan bana iki ekmek al der. Ben parayı cebe atar teyzenin hesabına bakkaldan iki ekmek alırdım. Bu bir süre sonra farkedilir, olay anneye babaya intikal eder, biraz dayak, sivri bakışlar ve bir süre sonra yine hayat normale döner.

Birşeyi nerede kaybetmişsen orada aramalısın. Ganyan bayiinde, futbol bahisinde kağıt oyunlarında çok para kaybetmiştim.

Kaybettiklerim belki bir başkası için çok değildi ama benim için çok fazlaydı. Hep kestirmeden gitmek istiyordum, çalışıp kazanmakla zengin olunamayacağını düşünüyordum. Bu yüzden uzun vadeli yatırımlar yapamıyordum. Şans oyunlarından bir anda kazanıp bir servete sahip olmak ve hiç çalışmadan bu serveti tüketmek, oh ne ala, var mı böyle bir dünya. Ben de böyleydim, belki de çocukluğuma inilmesi gerekiyordu tedavi için. Yine de zengin olmak için bu yolu tutturmuştum, zengin olmak kolay değildi. Zengin olmadan mutlu olamazdım, para herşeydi, belki de ulaşmak imkansız gibi göründüğü içindi.

Evden çıktım. Cebimdeki on lirayla at yarışı oynayacaktım. Ganyan bayiine doğru yol aldım yoldaki büfeciden yarış bültenini aldım, katlayıp cebime koydum.



Altılı ganyanda 5 e para verseydiler şimdiye bina dikmiş olurdum. Burun farkıyla kaybettiğim altılı kuponlarımın biri tutsaydı ya.

Ganyan bayii kütüphane gibi bir yer. Herkes bülteni açmış büyük bir dikkatle yarışlarda koşacak atların önceki yarışlarını, yarış hazırlıklarındaki derecelerini karşılaştırıyor, arada ortak kupon yapanların tartışmaları yükseliyor.



Ben de bir masaya geçtim bülteni açtım, yarışın ilk ayağını inceliyorum. Nazlı gelin, nazlı gelini tek atıyorum birinci ayağa. ikinci ayakta hoyrat, üçüncü ayağa velocraptor ve trapperi yazıyorum. 4. ayakta havin ve helin ikilisini yazıyorum. 5. ayakta odin ve zeusu yazıyorum. altıncı ayağa da iki at yazabilirim. jijo ve gejo ikilisini de son ayağa yazdıktan sonra kuponu yatırmaya gittim. kupon 10 lira tutuyor ama cebimde altı lira var, kuponu yatırmaya yetmiyor mecburen bir at eksiltmem lazım.

6. ayaktaki gejo yu çıkarıyorum kupondan, kupon 5 lira tutuyor. Cebimde bir lira kalıyor ve yarış saatini beklemeye geçiyorum.

Bu da öncekiler gibi tutmaz, yine kuponum yanar yine ensemi kaşıya kaşıya evin yolunu tutarım, diye geçirdim içimden.

Yarış başladı, nazlıgelin yarışı uzak ara farkla kazandı, hiç yanıltmadı beni ne zaman yazsam kazandı.

İkinci ayağı beklemeye başladım. İkinci ayakta sürpriz bir at yazmışım, ganyanı yüksek, muhtemelen bu ayakta kuponum yatar, yatmasa iyi olur umutlarımı bir sonraki yarışa taşıyayım. Hoyratta yarışı zor da olsa kazanıyor, ganyan bayiindeki oyuncular kuponlarını yırtıyorlar çoğunun kuponu yattı.

İlk iki ayağı tek geçip tutturmak iyi iş. Üçüncü ayakta iki atımız var, biri favori biri plase yarış çim pistte velocraptor kumda iyidir, trapper çimde ikisi de kaliteli at, trapper son 200 metrede attığı sprintle yarışı kazanıyor üçte üç devam ediyorum.

4. ayakta eşek tabir edilen iki at yazmışım. İki attan biri kazanırsa kuponun ikramiyesi yükselecek. Helin burun farkıyla kazanıyor 4 te 4 off be olacak mı bu kupon tutacak mı, ufaktan heyecanlanmaya başladım sadece iki yarış kaldı son iki ayakta favoriler bile kazansa güzel bir para alırım.

5. ayakta odin favori zeus 4. sırada ganyan bakımından zeusa çok güveniyorum, zeus gelsin istiyorum, ikramiye yükselir ve zeus kazanıyor yarışı ganyan bayiinde kuponu devam eden kimse yok. Bir sonraki yarış yarım saat sonra parasızlıktan gejoyu kupondan çıkarmışım 18 at koşuyor ve ben de sadece jijo var.

Allahım jijo kazansın ayakları düz bassın. Ben hayalleri kurmaya başladım şu kadar verirse şöyle yaparım bu kadar verirse böyle yaparım.

Yarış saatine 5 dakika var elim ayağım titriyor, dualar ediyorum adeta yalvarıyorum ne olur jijo kazansın. Atlar padoktaki yerlerini alıyor, gözümü jijodan ayıramıyorum.

Atlar start hakemi emrine girdi, start verildi ve koşu başladı koşu 2400 metre kum pistte kupondan çıkardığım gejo yarışın liderliğini aldı 200 metre kadar fark yapmış.

Gejo koşunun liderliğini yaparken benim jijo arka grupta ortalarda bir yerde hafif tempoyla koşuyor, kanımdaki adrenalin seviyesi zirveye çıkmış burnum yanıyor, her nefes alışımda burnuma iğneler saplanıyor gibi hissediyorum. Spiker, son viraj dönüldü gejo hala on boy farkla önde gidiyor arka gruptan jijonun atakları görülüyor.

Küfrediyorum, 5 liram daha olsaydı gejoyu kupondan çıkarmasaydım, yarışın son 200 metresinde spikerin sesi yükseliyor, en dış kulvardan jijo koptu geliyor ve finishte gejoyu yakalıyor. Yarış sonucu varış hakemleri tarafından verilecek. Göğsüm yırtılacak gibi kalbim atıyor, jijo ya burun farkıyla kazandı ya da burun farkıyla kaybetti ayırt edilemiyor, belki de at başı olmuştur, yine dualar ve bekleyiş......

ZAMANDA YOLCULUK (BÖLÜM 4 Mutluluk)

Yarış sonucu açıklandı. Yarışı gejo burun farkıyla kazanmış. 500bin lira ikramiye vermiş. Ben yine kaybettim. Hıçkırıklar boğazımda düğümleniyor. Hayallerime bu kadar yaklaşmışken yine 1 ışık yılı uzaklaştım.

Evin yolunu tuttum. Evde anormal bir hareketlilik var: komşular, amcamlar, tanıdığım herkes evimizde toplanmış, annem babam yok. Otobüs durağında beklerken freni boşalan bir kamyonun altında kalarak can vermişler. Geçmişe dönmek istiyorum, bunları hiç yaşamamış olmak istiyorum.



Babamın bankada bir miktar parası, annemin altınları ve bu ev bana miras olarak kalmış.

Nakite çeviriyorum evi ve altınları. Geceleri barda gündüzleri ganyan bayiinde, bahis dükkanlarında, kumar masalarında geçiriyorum, kaybediyorum. Paranın yarısını tükettim. Kumarı oynayan kazanamıyor, oynatanlar kazanıyor. Madem öyle bundan sonra masanın karşı tarafına geçmeye karar verdim. Küçük bir dükkan kiraladım, bir bilgisayar bir yazıcı aldım ve yasadışı bahis işine girdim.


İnsanlar geliyor paralarını yatırıyor kaybedip gidiyorlar. İnsanların çalışarak kazandıkları paralar bana doğru hızla akıyor. İkinci dükkanı açıyorum, üçüncü, dördüncü... Param sürekli çoğalıyor, bir araba alıyorum arkasından bir ev. Arabayı beğenmiyorum bir üst modeliyle değiştiriyorum. Ulaşmayı arzuladığım hayallerimi gerçekleştirmeye çok yakınım. Selda ile evleniyoruz çocuklarımız oluyor, evlerim arabalarım, yazlıklarım...



Birkaç yıl önce sahip olmayı hayal ettiğim her şeye sahibim ama bunlara sahip olduktan sonra hayal ettiğim mutluluk ve huzura sahip değilim. Yeni isteklerim oluyor. Kendimi diğer zenginlerle karşılaştırıyorum ve kendimi onların yanında çok ezik görüyorum. Onların yatları var özel uçakları var, nasıl bu kadar zenginleşebilmişler, daha çok çalışmalı daha çok kazanmalıyım. Küçük şeyler, yeni bir ev almak, beni mutlu etmiyor, daha daha fazlasını istiyorum.



İllegal yollarla kazandığım paralar başıma bela oldu.

Kazandığım bu paraları aklama yoluna gitmemişim. Polis kazandığım paraların kaynağını araştırıyor, kaynağının kumar olduğunu öğreniyor.

Gayrimenkullerime tedbir konuluyor, banka hesaplarıma el konuluyor. İşyerlerim kapatılıyor. Bir anda beş parasız kalıyorum. Eşim çocukları alıp evi terk ediyor. Hakkımda davalar açılıyor, tutuklanıyorum. 6 ay tutuklu kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyorum.



Hayallerimi gerçekleştirince, çok paraya sahip olunca mutlu olacağımı sanıyordum. Para, mal-mülk beni mutlu etmemişti. Para sadece rahatlık ve konfor katmıştı hayatıma. Zamanda yolculuk yapmadan bir nevi en başa başladığım noktaya geri gelmiştim.

Keşke bu tecrübeyle 5 yıl öncesine dönebilseydim. Acaba ihtiyar hala hayattamı? makinesini geliştirebildi mi?

Beni 5 yıl öncesine gönderebilir mi?

[B]YAZAR : MAHSUM EKMEN

EDİTÖR : MİRAN EKMEN

HER GÜN 1 BÖLÜM OKUYABİLİR ELEŞTİRİLERİNİZİ BİLDİREBİLİRSİNİZ. BABAMLA BERABER YAZDIK.ONUN ESKİ TECRÜBELERİNDEN FAYDALANDIM... OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.


ARKADAŞLAR DEVAMI GELECEK BEĞENDİYSENİZ TAKİPTE KALIN LÜTFEN :) :)
[/B]
 

 

wmaraci
reklam

deryaerdil deryaerdil WM Aracı Kullanıcı
  • Üyelik 06.07.2017
  • Yaş/Cinsiyet 40 / E
  • Meslek Yazılım
  • Konum İzmir
  • Ad Soyad D** E**
  • Mesajlar 595
  • Beğeniler 84 / 223
  • Ticaret 11, (%100)
Güzel yazılmış tebrikler devamını okurum.
sluqzor

kişi bu mesajı beğendi.

sluqzor sluqzor Üyeliği Durdurulmuş Banlı Kullanıcı
  • Üyelik 08.08.2018
  • Yaş/Cinsiyet 22 / E
  • Meslek Yazar
  • Konum Kahramanmaraş
  • Ad Soyad A** K**
  • Mesajlar 177
  • Beğeniler 19 / 36
  • Ticaret 1, (%100)
deryaerdil Teşekkür ederim. Daha güzel yazmaya çalışacağız. :) İsteyenler olursa yeni bölüm gelince pm yoluyla atıyorum...
 

 

oskan oskan WM Aracı Kullanıcı
  • Üyelik 12.04.2018
  • Yaş/Cinsiyet 34 / E
  • Meslek Web Master
  • Konum İstanbul Anadolu
  • Ad Soyad O** D**
  • Mesajlar 598
  • Beğeniler 242 / 127
  • Ticaret 17, (%100)
sluqzor mesaj kutun dolu kardeşim. bana mail adresini gönder.
 

 

wmaraci
wmaraci

sluqzor sluqzor Üyeliği Durdurulmuş Banlı Kullanıcı
  • Üyelik 08.08.2018
  • Yaş/Cinsiyet 22 / E
  • Meslek Yazar
  • Konum Kahramanmaraş
  • Ad Soyad A** K**
  • Mesajlar 177
  • Beğeniler 19 / 36
  • Ticaret 1, (%100)
miranekmen3@gmail.com
 

 

Noproblem Noproblem WM Aracı Kullanıcı
  • Üyelik 19.08.2018
  • Yaş/Cinsiyet 36 / E
  • Meslek Elektrik Mühendisi
  • Konum Ankara
  • Ad Soyad A** Y**
  • Mesajlar 10
  • Beğeniler 0 / 3
  • Ticaret 0, (%0)
hocam mesaj kutunuz dolu mesaj atamıyorum size
 

 

sluqzor sluqzor Üyeliği Durdurulmuş Banlı Kullanıcı
  • Üyelik 08.08.2018
  • Yaş/Cinsiyet 22 / E
  • Meslek Yazar
  • Konum Kahramanmaraş
  • Ad Soyad A** K**
  • Mesajlar 177
  • Beğeniler 19 / 36
  • Ticaret 1, (%100)
Temizlendi atabilirsiniz :)
 

 

Weyso Weyso Seslendirme Kullanıcı
  • Üyelik 25.02.2014
  • Yaş/Cinsiyet 30 / E
  • Meslek Diğer
  • Konum Şanlıurfa
  • Ad Soyad V** Ç**
  • Mesajlar 1140
  • Beğeniler 259 / 260
  • Ticaret 5, (%100)
Seslendirmemi ister misiniz?
 

 

wmaraci
Konuyu toplam 1 kişi okuyor. (0 kullanıcı ve 1 misafir)
Site Ayarları
  • Tema Seçeneği
  • Site Sesleri
  • Bildirimler
  • Özel Mesaj Al