Dünyadaki en popüler reklam engelleyicisi sanılanın aksine
Adblock değil, babalardır. Kumandanın sahibi babalar, dizi ya da filmi izlerken çıtını çıkarmaz, izler gözünü ayırmadan. Fakat reklam girer girmez diğer kanala geçer ve bir başka fimle, diziye ya da maça bakar. Babalar böyle olunca, bu reklamı izletmemiz lazım diyen ajanslar, kanallar, ürün sahipleri şu sıralar çok sıradanlaşmış fakat başlarda gerçekten bana da ilginç gelen bir yönteme başvuruldu. "İzlemiş olduğunuz programda ürün yerleştirme vardır." Kulağa şimdi çok basit gelse de, yanlış hatırlamıyorsam ilk olarak Hülya Avşar'ın bir programında Pepsi Max reklamı ile başlamıştı bu ürün yerleştirme. İçeceği gözümüze kameraman öyle bir sokuyordu ki, rahatsız edici bir reklam oluyordu.
Fakat TV'de ürün yerleştirme o kadar ileri düzeye taşındı ki, bazen "reklam mıydı bu?" sorusunu da sorar olduk. Son 3 bölümünde Poyraz Karayel'de Turkcell reklamı yapılıyorken aynı zamanda birkaç hafta önce de CarteDor reklamı yapılırken, benimle birlikte izleyenlere şöyle bir baktım, sonra "oo reklama bak" dediğimde, "ne reklamı" cevabı aldım.
Peki gelişen reklamcılıkta içerik üreten web siteleri ne tür bir yol izledi?
Yıllar boyu kazancını Google Adsense ve türevleri ile kazanan site sahipleri, artık kazanç noktasını değiştirmek zorundaydı. Sitenin yüzde kırkını kaplar hale gelen reklamlar, kullanıcıların içeriklere odaklanmasını zorlaştırıyor, çerezlerle izlenen ilgi alanlarına göre reklam gören kullanıcı sürekli farklı sitelere yönleniyordu. Bu yüzden de site sahipleri içerikleri değil, içeriğin SEO'su ile ilgileniyor, robottan çıkma basit dilde yazılmış ve birçoğu da yalan olan içerikler, kullanıcı reklama tıklaması için bir aracı oluyordu. Ardından içeriğin önemini çıkaracak bir eklenti geldi, herkes basite indirgese de bu eklenti milyonlarca kullanıcı aştı ve insanlar sitenin yarısını ele geçirmiş reklamlardan kurtulmaya başladı. Artık kumanda reklam izlemeyi seven küçük kardeşin elinde değil, babanın elindeydi. Bu noktada büyük siteler, dünyanın en değerli reklamlarını yayınlayan TV'lerin taktiğine yöneldi. Büyük siteler zaten içerik konusunda sıkıntı çekmediği için, güvenilir bir içerik platformuydu. Bu noktada "Acun Ilıcalı ne yaparsa izlenir" klişesi gibi, "büyük siteler hangi içeriği girerse girsin okunur" klişesi doğdu. Bunun sayesinde artık içerikler ön plana çıkarken, içeriğin içine adblock'a yakalanmayan banner'lar koydu. Tabi bu geçici bir çözümken daha değerli bir yöntem buldu içerik sitesi. "İçerik Reklamı".
İçerik reklamını kullanan siteler, reklamı artık bir reklam ağından değil, firmanın kendisinden almaya başladı. Bu sayede birçok ziyaretçisi olan site, kendini dijital ajansa çevirerek, internetteki milyon tane içerik platformu arasından, ajanslaşmaya adım attı. Bu noktada şirketleşmeye başlayan içerik platformları, reklamdan geleni reklama gönderdi, büyüdü, kendi stratejilerini reklamların içine kattı ve güçlü bir platform oluşturdu.
Peki içeriğe reklam verilmeye başlayan bu dünyaya bir içerik daha getirmek istemeyen sahte içerikçilere ne oldu? Sitelerindeki reklam alanı yüzde 60'lara dayandı ve bazı kodlar ile AdBlock'u algılayıp, "AdBlock'u Durdurun" pop-up'ı açtı. Hiçbir site için güvendiği eklentiyi kapatmayacak olan kullanıcı bu sitelerden daha da kaçtı ve kazancını kaybeden webmaster sitesine C/P içerik bile girmez oldu.
İçeriğin ön plana çıkması ile kalitenin arttığı bir gerçek. Eskiden okunmaya değmeyen içerikler, 1 satırlık SEO'su iyi içeriği kötü yazılar size yüzlerce kazandırırken artık sadece 2 ziyaretçi kazandırabiliyor ve daha önceleri içerik yazarken yazım yanlışlarına, kelime hatalarına göz yuman ve sadece SEO'ya önem veren patronlar artık içeriğin en güzelini, en viralini istiyor. Zaten erik Haziran'da, içerik de Viral'de güzeldir.
Tamam İlkan, iyi güzel de, bu içerikleri nasıl yazacağız?
Öncelikle kendi içerik dilinize hakim olmanız gerekiyor. Kendi içeriğinizi aradan geçen yıllara rağmen farklı bir yerde alıntısıyla gördüğünüzde onu tanıyacak kadar bilmeniz lazım. Kendimden örnek veriyorum, kendi bloglamalarımda sohbet havası geçiririm. Teknoloji sitelerine içerik üretiyorsam bilgiye dayalı, bağlaçsız bir yazı yazmaya çaba gösteririm. Eğer okunmaya açık, içeriklerine yalan bilgi bile yazsam kesin okunacak bir site için yazıyorsam okuyucuyu yormadan uğraştıran yazılar yazmaya çalışırım.
Bu noktada aldığımız reklamı içeriğe yayarken, ürünün bizde bırakacağı olumlu özelliklerini cümle arasında kullanmak faydalı olacaktır. Eğer sitemiz kullanıcılar tarafından oldukça güvenilir ilan ediliyorsa, ürünle arkadaş gibi anlatmak fayda vardır. Fakat haber sitelerinde bu ters tepecektir. Haber alma ve bilgiye dayalı sitelerde ise teknik detaylar ve ürün bilgisi, kullanımında neler olacağı açık bir şekilde anlatılırsa daha faydalı olur. Haber sitenizde en çok takip edilen konuların altına da "bu habere göz atabilirsiniz" diyerek oraya yönlendirirseniz okuyucunuza reklamı kendi rızasıyla edinmesini sağlar ve o ürüne daha iyi bir geri dönüş elde edebilirsiniz.
Eğer içerik olarak reklam vermeyi planlıyorsanız bu noktada kendi yeteneğinize değil, daha önce reklam almışsa reklamı vereceğiniz siteye, eğer almamışsa reklam almış bir sitenin içerik yazarı ile anlaşmanız içeriğinizin pazarlanması konusunda size daha fazla fayda sağlayacaktır.
Kaynak:
http://icerik.ilkan.org/var-olsun-adblock/