Yazar Emrah Serbes sosyal medya hesabından yayınladığı itiraf mektubu ile takipçilerini şoke etti. Serbes geçtiğimiz hafta İzmir-Aydın otoyolunda gerçekleşen ve 2 kişinin öldüğü, 1 kişinin de yaralandığı kazayı kendisinin yaptığını imzalı bir mektup yayınlayarak açıkladı. Ünlü yazar, Torbalı Adliyesi'ne giderek teslim oldu. Serbes, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Mahkeme, Serbes'in tutuklanmasına karar verdi.
22 Eylül’de meydana gelen kazada; 34 NT 5005 plakalı otomobil, İzmir-Aydın Otoyolu Torbalı Kavşağı yakınlarında, Ayhan Özçelik (59) idaresindeki 35 TV 9335 plakalı otomobille çarpışmış; kazada sürücü Özçelik ile kızı 16 yaşındaki Zeynep Özçelik olay yerinde hayatını kaybetmişti.
Anne Nilgün Özçelik ise ağır yaralanmıştı. Olay sonrası kazaya sebep olan 34 NT 5005 plakalı aracı Kenan Doğru’nun kullandığı iddia edilmiş ve Doğru gözaltına alınmıştı.
İŞTE, O MEKTUP:
“22.09.2017 tarihinde İzmir-Aydın otobanında meydana gelen kazanın sorumlusu benim. Bu kazada aynı aileden bir baba-kız hayatını kaybetti, anne ise yoğun bakımda. Ölen genç kız, bir çocuk, 16 yaşında. Hiçbir şey bir genç kızın hayatından daha değerli değildir.
Bir rampanın ardından birden önümüze çıkan araca çarpmamak için elimden gelen bütün çabayı sarf ettim. Kaygan zemin nedeniyle yavaşlayamadığımdan direksiyonu bariyerlere kırdım. Ama çarpışmanın önüne geçemedim. Bariyerleri aşarak üç-dört takla attık ve sonunda demir tellere takılarak durduk. Açılan hava yastıkları ve aracın güvenlik sistemi nedeniyle kazayı hafif sıyrıklarla atlattık. Kaza esnasında yanımda oturan arkadaşım Kenan Doğru ile birlikte aracın sunroof’undan çıktık ve diğer aracın yanına gittik.
Araçtakilerin nabızlarına baktım anne hâlâ hayattaydı. 112’yi aradık ama ambulans olay yerine çok geç geldi. Araçtan fırlayıp yolun kenarında yatan genç kızı görünce kendimi kaybettim ve bu şok nedeniyle olay anında kazayı üstlenemedim. Kazayı yanımda oturan arkadaşım Kenan Doğru üstlendi. Şu an suçsuz olduğu halde cezaevinde yatmaktadır. Kenan’ı Beşiktaş tribününden tanırım, senelerce birbirimizi kolladık. Bu hadise nedeniyle hiç kimseye bir şey söylemeden sonuna kadar cezaevinde benim için yatabilecek bir insandır. Ama aradan günler geçtikçe bu vicdani sorumluluğu kaldıramayacağımı anladım. Savcılığa geldim ve kendim teslim oluyorum. Hayatını kaybedenleri geri getirmeyecek olsa da cezam neyse çekmeye hazırım. Hayatını kaybedenlerin yakınlarından özür dilerim. Keşke bu kazada ben ölseydim. Hayatı boyunca haktan, hukuktan, adaletten bahsetmiş biri olarak bundan sonra doğan her gün benim için azap olacak. Suçun cezasından kaçabilirsin ama vicdanın azabından kaçamazsın.”