Akıllı cihazlar hayatımızın hemen her alanında vazgeçilmez konumda. Ancak Huawei yeni bir dönemin kapılarını aralamayı ve “akıllı değil zeki telefon“larla, akıllı telefon segmentinin önüne geçmeyi planlıyor.
Huawei’nin yapay zeka alanındaki iddialı çalışmalarının ayak seslerini geçtiğimiz aylarda duymuştuk. Huawei Mate 10 ile beraber kendini iyiden iyiye gösterecek olan bu yeni dönemde Huawei, cihazlara katılan inovatif özellikler sayesinde yapay zeka alanındaki başarısını somutlaştırmaya hazırlanıyor. Zeka ve etkileşimdeki gelişmelerin akıllı telefon endüstrisindeki dönüşümü yönlendiren iki merkezli güç haline geleceği öngörülüyor. Etkileşim araçları ise yapay zeka teknolojisini doğrudan gerçek hayat senaryolarında kullanılabilir hale getirmenin merkezini oluşturuyor. Bu noktada yapay zeka destekli cihazların derin anlama, proaktif hizmet kapasitesi ve hayat boyu ön görme özellikleri ön plana çıkıyor. Bu öngörü ışığında hareket eden Huawei de inovasyonlarla yeni modellerini akıllı değil, zeki telefona dönüştürüyor.
Sanal asistanların gelişimiyle beraber kullanıcıların gereksinimleri ve tercihlerini daha iyi anlayan cihazlar kullanıcılara da daha gelişmiş seçenekler sunuyor. Yapay zekanın kullanıcıları derinlemesine anlayabilme özelliği de ön plana çıkarken, cihazlar arasındaki etkileşimin yapay zekayla yönetilmesi oldukça önemli bir hale geldi. Yapay zeka ile birlikte cihazlar reaktif olmaktan proaktif olmaya geçiyor. Böylelikle yapay zeka entegrasyonu bulunan cihazlar proaktif olarak kullanıcıların neye ihtiyaç duyduğunu keşfedebiliyor ve buna göre karşılıklar sağlayabiliyor.
Huawei’nin yeni nesil cihazlarının işlemcisinden arayüzüne kadar yapay zekaya hazırlıklı geldiği söyleniyor. Merakla beklenen Huawei Mate 10’un soru işaretlerini ne derece gidereceğini hep beraber göreceğiz.