Mikro Kazançlar: Ürün, hizmet satışı üzerine aklınıza gelen tüm sektörleri buraya yerleştirebilirsiniz.
Makro Kazançlar: Medya, yayın, sözlü ya da görselle dayanan ve kitleler üzerinden elde edilen gelirleri oluşturan sektörler diyelim.
Her iki sektör birbirini destekleyici niteliktedir.
Kurduğum Temel Mantık
Mikro kazançlar bireylere ulaşmaktan, ulaşılan bireyleri satın almaya yönlendirmekten geçiyor.
Makro kazançlar bireylerin ilgi alanlarına göre kitle oluşturmaktan, oluşturulan kitle aracılığıyla diğer markaların ürün ve hizmetlerini pazarlamaktan geçiyor.
Tüm bunlar ne işimize yarayacak?
Her yıl yüz binlerce web sitesi kurmanızın önüne geçecek yegane mantık burada yatıyor.
Hangi alanlarda iyisiniz, hangi alanlarda kitlelere ulaşabilirsiniz ve ulaştığınız bu kitle sayesinde hangi markalarla iş birliği yapabilirsiniz bunu odaklanmalısınız. Opsiyonların bir sınırı yok Adsense, Youtube, sosyal medya fakat doğru hamleleri yapmak önemli.
Bizleri çevreleyen kaynaklar sınırsız fakat bunları okumak büyük önem taşıyor.
Wmaracini ele alalım. Hedef kitlesi bir şekilde bu işin içinde olan ya da bu işlere girişmek isteyen insanlar. Hedef kitlenin %20 ya da %30'una ulaştığında dahi karşınıza birçok farklı gelir modeli çıkıyor. Üyelik satışı, Adsense yayıncılığı, hosting firmaları ile anlaşmalar v.b
Elinde bulunduran kitleyi yönlendirerek de gelir elde edebiliyor, elinde bulunan kitle üzerinden de. Kuracağımız her web sitesinde, her projede bunu temel alırsak daha başarılı olabiliriz.
Sermaye Sorunu
Hedef kitlenize bağlı olarak kazançlarınız devasa rakamlara ulaşabilir. Hedef kitlenizin niceliği de büyük bir etken fakat 20 bin kişinin sizi takip etmesiyle 1 milyon kişinin sizi takip etmesi arasında dağlar kadar fark var.
Sermeye sorunu tam olarak burada doğuyor. Hedef kitlenize ulaşmanız için tanıtım büyük bir gider kalemi, tanıtımın sonucunda dahi doğru geri dönüşümü alamayabilirsiniz. O zaman en başta dikkat edilmesi gereken sunulan içeriğin kalitesi, rekabet analizi buna bağlı olarak doğru tanıtım yapıldığında doğru dönüşüm oranı alınabilir. Lakin tum aşamaya gelene kadar sermayeniz bitebilir.
Ne yapılmalı?
Sorusuna karşın verebileceğim en iyi cevap elmas yerine altın satmak olacaktır. Elmas daha niş bir kitleyi hedef alır ve aldığınız dönüşüm her zaman daha karlıdır fakat iyi bir sermaye ister çünkü rekabet oranı fazladır. Altın da daha orta düzey oyuncalar varken hedef kitlenizi oldukça geniştir iyi oyunla, iyi yerlere gelebilirsiniz.
Elbette sermayenin en az olduğu senaryoyu baz alacak olursam en akıllı yatırımı bronza yapmanızdır. Rekabet düşük, hedef kitle niş, gelir tatmin eder olacaktır.
Merak ettiğim konuya gelelim. Bu zamana kadar salt çıkarımlarımı paylaştım. Yanlış ya da eksik düşündüğüm yerler konusunda uyarmanız toplumsal fayda sağlayacaktır.
Süreçleri nasıl yönetiyorsunuz?
Sabırlı biri değilim. Anında geri dönüşüm almayı seviyorum. Uzun süreçler, zaman alan şeyler konusunda çalışabilme kabiliyetim sıfır bu yüzden her zaman yapabileceklerim sekteye uğruyor. Tüm bu sabırsızlığı nasıl aşacağım ya da kendimi motive edebileceğim konusunda bir fikir sahibi değilim.
Uzun Google araştırmaları sonucu evet çok mantıklı diyebileceğim bir içeriğe de rastlamadım. Sadece sermaye sahipleri, zengin olabilir gibi geliyor artık sıfırdan bir yerlere gelmek imkansızmış gibi.
Bunun en güzel örneği ise her şey.
100 TL ile dolara yatırım yaptığınızı varsayalım bir yılın sonunda dolar %300 değer kazansın.
100 TL en fazla 300 TL oluyor.
100.000 TL ile yatırım yapan adamın eline 300.000 TL geçiyor fakat temel anlamda bakacak olursak her ikinizde aynı oranda kazandınız.
Siz kazandığınız parayla geçinemezken sermayesi olan adam paranın içinden geçecek.
Elbette para sadece bir araç ve en değersiz enstrüman fakat olmayışı onu amaç haline getiriyor.
Gereksiz uzattım. Görüşlerinizi bekliyorum. :)