İnsanların ilk oluşumdan bu yana gayesi topluluklar kurmak, yer sahibi olmak ve sesini duyurmaktı..

Hatta Adem'in yasak olmasına rağmen yasak meyveyi yemesi dahi üstünlük kurmaya çalışmasının başka bir örneği idi.

Fakat 19. yüzyılın başlarından, bulunduğumuz ana kadar işler gerçekten
çok karıştı. İnsanlar bağımsız olmak için soyunu ve toplumunu üstün kıldı.
Bu da yetmedi bilinmeyen olağan şeyleri mucize diye çevrelerine sattı.
Şimdi ise daha önce hiç benimsenmemiş stratejiler baş göstermekte..

Realist düşüncede liderlik mevzu bahis olduğun da işini iyi yapanı tuzakçılar deviriyor, gayrı resmi iş yapanları ise güçlüler destekliyordu. Bu nedenle olacak, başlarında gerçek hayatla pek alakası olmayan olayların yansıtıldığı oyunlar, eğlenceler yapıldı daha sonra ise teknoloji ile insanlar tüm bunlardan sıkıldı.
Radyo,televizyon,sanayi derken artık BİLİŞİM sektörüde filizlenmeye başlamıştı. Kendine yeni bir üs kurmak isteyen insanlık ise, interneti yarattı..

Bu nedenden kaynaklanan bir sürü iyi ve özellikle kötü olay birbirini kovaladı. Hani yapay maddelerin doğal olanlar ile kıyaslanamayacağı söylenirdi ya, belki pozitif yönde hala haklı bir düşünce ama insan yapıtı İNTERNET negatif yönde her şeyi ezip geçti.
İyi şeyler hala yapılıyor. Hatta insanlık "LİDERLİK" kurma hırsını burada aşmış durumda. Fakat yapılan iyi şeyler insanları tekrardan birincilik vasfına itmeye yetiyor.

İnsanlar teknolojide "akılcılık" ilkesini kullanıyor. Umarız akıl insana özgüdür. Yoksa bu kadar gelişen teknoloji bizi ele geçirmeye yetip de artacak..
Ve umarız ki bu alanda yapılan tüm işler gerçekten yok edip yıkmaya değil, destekleyip yükseltmeye yönelik olur.

Başarılı projeler üretmeniz dileği ile. Blobal.net yazarı Metehan Türkdönmez...