Bahsettiğim tehdit çok net; e-kitap fiyatlarının basılı kitap fiyatlarıyla yarışıyor olması. Ekitap fiyatları gerçek kitap fiyatları aratmayacak seviyelerde satışa sunuluyor. Ekitap deneyimini mevcut fiyatlar üzerinden kabul etmenin zorluğu bir yana, ekitap okuyucu almak gibi aşılması gereken bir ön basamak da potansiyel kullanıcıları bekletiyor.
Bu konu geçtiğimiz günlerde AB komisyonunun soruşturmasıyla gündeme geldi ve örneklerle tartışmaya açıldı. Yayınevlerinin ekitap ücretlendirmesine dair etik tartışmalar ise daha eskiye gidiyor. Kısaca açıklamam gerekirse ara süreçlerin dahil edilmediği ekitap dünyasında, yüksek fiyatlar, yayınevleri arasındaki ilişkiler ve satış modelleri tartışılıyor.
E-kitap konusunda bir çok yayın evi adım atmasına rağmen özellikle yeni kitaplarda fiyat ikilemini net olarak görebiliyoruz.
İki sistem arasında bir çok işleyiş ve süreç eksikliği olmasına rağmen bu durum fiyatlara pek yansımıyor. Örneğin basılı kitap satışında basım, depolama, dağıtım ve bu sistemi yönetmek için harcanan iş gücü ilk akla gelen gider kalemleri. E-kitap için ise bunların hiçbiri söz konusu değil ve online pazarlama daha kolay, daha hızlı ve daha ölçülebilir dönüşler sağlıyor. Buna ek olarak insanlar dijital içeriklere para harcamak konusunda o kadar da cömert değil.
Yayıncı tarafında işin hangi sistemde ilerlediğini net olarak bilmiyoruz ama internetin doğasında bu ikilemin kabul edilmeyeceğini net olarak söyleyebiliriz. Müzik sektörünün yaşadığı yenilginin e-kitap piyasasında yaşanması bence büyük bir hayal kırıklığı olur. Üstelik kitap tarafında fiziksel deneyimle online deneyim arasında önemli farklar var. Kullanıcıların fiyat konusunda zorlamasıyla, tercihlerin e-kitap piyasasının aleyhine olması hiç de sürpriz olmaz.
Sektör liderlerinin de bu konuda biraz imtiyazlı davranması ve gelecek yenilikleri takip etmesi sanırım iki taraf için de daha kârlı olacaktır. Bu konudaki tercihlerinizi ve beklentilerinizi bizimle paylaşırsanız sevinirim.
Kaynak: webrazzi
