Ah siber saldırılar ahh. Nedir bizim bunlardan çektiğimiz. Huzurlu huzurlu sanal dünyada çiçekler gibi yaşamak varken korunmak (!) neden. Her an o endişeyle yaşamak, her dakika ha kırıldı ha kırılacak diye içine içine oturan şifrelerin mahzunluğu. Saçma geliyor değil mi sizlere de. Saçma gelen ya bu art niyetli, siber saldırı sorumlusu hacker' ların yaptıklarıdır ya da yazının başlangıcı sanırım :)
Asıl Sorumlu Sensin, Benim, Biziz
Dışarıda sorumlu aramaya gerek yok diye düşünüyorum arkadaşlar. Asli sorumluluk bize ait olsa gerek. Güvenlik uzmanlarının, bilim-teknoloji dergilerinin ve daha birçok kaynağının bangır bangır bağrışlarına azıcık kulak versek valahi sorunlar çok daha büyük ölçüde çözülecek gidecek. Adamlar kişisel bilgilerinizi depoladığınız alanların şifrelerini sağlam seçin, birbirinin benzeri parolalar kullanmayın diye defalarca uyarmalarına rağmen en temel bu kuralı bile hiçe sayıp, sırf eringeçlikten diye tahmin ettiğim bir yalpalama ile es geçersek, hiç ah vah etmenin lüzumu yok bir şeyler olup bittikten sonra.
Ne Yapalım Peki Kardeşim
Diyeceksiniz ki, kardeşim sadece parola ve şifrelemeyle bitiyor mu, adamlar ellerindeki art niyetli yazılımlarla saldırıyorlar çılgınlar gibi. Doğru, haklısınız. Ama ben demiyorum ki sadece şifreleme işlemlerinizi full yaparsanız sıkıntınız olmayacak. En temel işlevlerde debelenir durursak baştan, bir anlamı olmaz ki zaten bir süre sonra diğer bütün işlemlerin.
En etkili antivirüs programlarımızı çalıştıracağız, en kapsamlı dosyalama konularına şöyle bir göz gezdirip, nereden saldırı yiyebilirim diye düşünmekten kendimizi alıkoymayacağız. Bir müddet sonra zaten her şeyin otomatikleştiğini, ekleme yaptığınız iş veya kişisel bilgilerinizi daha detaylara inmeden, hazır olan kategorilendirmelere uygun yerlere en sağlam kriptolar eşliğinde yerleştirip, işin içinden en güvenli bir şekilde çıktığımızı göreceğiz. Çok karmaşık oldu değil mi ? Fark ettim ben de tamam hadi bakalım suç raporundakilere, oradan daha net fikirlere ulaşabiliriz sanırım.
Suç Raporuna Göz Atalım
Norton firmasının sonuç arzlarına göre;
Son 12 aydaki siber saldırı mağduru sayısı 7 milyonu buluyormuş. Sayıya bakın sayıya.
Ve yine sadece son 12 aydaki bu siber saldırıların toplam maliyetleri yalnız Türkiye' de 2 milyar dolar seviyelerinde arkadaşlar, ooff offf. Ayrıca siber saldırıya uğrayan her bir mağdurun kişiselde maddi kaybı 309 dolar civarlarında. Adamlar soyulmuş soğana çevirmiş bizi.
Rapora göre arkadaşlar, Türkiye' deki kullanıcıların % 59' u bilgisayarlarını hem iş hem de eğlence maksatlı kullanmaktalarmış.
Bakın daha neler neler. Kişisel e-posta hesabımızdaki bilgilerimize iş cihazlarından erişim sağlayanlarımızın oranı % 69 iken, iş cihazlarımızda da kişisel her türlü bilgilerimizi saklayanlarımızın oranı da % 42' lerde imiş.
Kullanıcılar olarak iş cihazlarımızdan, günümüzün gereksinimlerinden, olmazsa olmazları haline gelen sosyal medya hesaplarımıza erişim sağlayanlarımızın oranı % 59' larda seyrediyormuş.
Daha dikkatli olmamız gereken bir diğer konu ise kullanıcı olarak % 25' imiz hem iş hem de kişisel dosyalarımızı aynı online depolama alanlarında muhafaza etmekteymişiz.
Tablet ve akıllı telefon kullanıcıları olarak düştüğümüz hatalardan bir diğeri de bu cihazlarımıza en temel gereksinimlerden olan şifre kullanmayı, yedeklemeler yapmayı ve güvenlik yazılımına bile sahip olmayışımızdır. Bu ise küçümsenecek bir oran olmamakla birlikte % 42' imiz bu yönde ilerlemekteymişiz.
Hep kötü olaylar mı cereyan etmekte ülkemizde. Tabi ki hayır. Şuradaki yazımı göz gezdirip, gelişen Türkiye' mizin atılımlarına göz atabilirsiniz arkadaşlar.
Söz Sizde;
Görüyorsunuz halimizi arkadaşlar, ben kendimi çok usta bir güvenlik uzmanı olarak lanse etmek istemiyorum ama gerçekten bu yazıdan ve yazmama neden olan kaynaklardan aldığım bilgiler ışığında çok daha dikkatli olacağımı düşünüyorum. Siz ne düşünürsünüz bu konuda arkadaşlar ? Değerli yorumlarınızı esirgemezseniz sevinirim. Teşekkürler.
Kaynak: http://cerezlerim.blogspot.com/2013/12/norton-un-siber-suc-raporu.html
İyi Çalışmalar.