Yaşlı Kurt Özüne Dönmüş…

Kariyeri Sam Fisher ve Jack Bauer kadar paralel giden iki adam daha var mıdır acep ? İkisi de saha ajanı olarak kariyerine başlar,ikisinin de kızının başına kötü işler gelir, en yakınlarından kazık yer,dostlarını öldürmek zorunda kalır,ülkesini kurtarmak için hain damgası yer,tek başına intikam peşine düşer,ABD başkanını kurtarır,neyse ki en sonunda değeri anlaşılır ve teşkilatın başına geçer.Bauer’in maceralarını 24′ün üçüncü sezonunda bırakmış olsam da,Fisher’la böyle ayrı düşmedik hiç.Ama üçüncü oyundan sonra resmen orta yaş krizi geçirdi Sam.“Ben hayatımla ne yapıyorum? Gizlilik mizlilik nereye kadar, acaba tam bir aksiyon oyunu mu olsam ?…” kararsızlığı içinde Conviction’da bocaladı.Neyse ki doğru yolu bulmuş.Blacklist serinin fanatiklerine tam bir özür niteliğinde ve serinin en çok içeriği,en başarılı şekilde veren oyunu.

Hikayeyle başlayalım;Kendilerine “Mühendisler” diyen bir örgüt, hiç uyarıda bulunmadan Guam’daki Amerikan üssüne saldırır.Eğer dış ülkelerdeki tüm Amerikan güçleri ABD’ye dönmezse, sırada beş büyük hedef daha vardır.Mühendis operasyonlarının isimleri ilginçtir;Amerikan Kanı,Amerikan Tüketimi,Amerikan Petrolü…Sırada ki hedeflerin ne olduğunu bulmaya çalışan ABD halkı panik içinde tam bir kaosa sürüklenirken, ilk saldırıda Guam’daki üste olan ve kadim dostu Vic’i neredeyse kaybeden SAM 4th Echolon lideri olarak Mühendisleri yakalama görevini alır.

Sam’i ilk kez bir ekiple birlikte çalışırken görüyoruz.Normalde tek tabanca çalışan ve sadece Grim’le bağı olan Sam, 4th Echelon’un uçan üssü Paladin’de konuşlanıyor ve 4 kişilik bir çekirdek takımı var: Isaac Briggs CIA’den gelen bir saha ajanı ve çatışmalarda Sam’in yanında yer alıyor.Charlie bilgisayar dahisi ve müdehisi,size özel bilgiler ve ekipmanlar sağlıyor.Anna Grimmsdottir ise ekibin beyni,bazen Sam’le ters düşse de ekibin sağlığı için her şeyini tehlikeye atıyor.Ekibin dördüncü elemanı süpriz olsun, ama önceki oyunlardan kendisini tandığımızı söylüyeyim en azından.

Geri sayımı süren Mühendis saldırıları ve bu saldırların arkasında ki zekâ insanı meraklandırıyor.Görev aralarında Paladin’de dolşarak ekibin diğer üyeleriyle konuşabiliyorsunuz.Ekibin her üyesinden ana senaryonun dışında 4th Echolon(4E) görevleri alıyorsunuz.Herkesin görev türü farklı.Grim’den tamamen görünmez olmanız gereken görevler alıyorsunuz.Charlie’nin görevleri “kaleyi koru” şeklinde.Dalga dalga gelen düşmanlara karşı dayanmanız gerekiyor.Briggs’in görevleri ise ana sernayo görevi gibi girift ve gayet güzel kurgulanmış.

Paladin’im,Güzel evim…

Son teknoloji bir üsse dönüştürülmüş devasa bir uçak olan Paladin bizim üssümüz.Burada ki SMI adlı bilgisayarla tüm görev bilgilerine ulaşabiliyorsunuz.Tek kişilik,coop ve multiplayer görevler burada tek bir haritada ve oldukça mantıklı bir şekilde harmanlanmış.

SMI’daki kırmızı noktalar ana hikâye görevleri,bunlar Mühendislerle ilgili hikâyeyi ilerletiyor.Yeşiller ise 4E(Fourth Echelon)görevleri.Ancak bu görevleri ister adamlarla konuşarak isterseniz de SMI üzerinden yapabiliyorsunuz.

YAPMA ZEKÂ!

Oyunu istediğiniz gibi oynayabilmeniz için tüm şartları sağlamış yapımcılar: İsterseniz gizlenerek,isterseniz de açık çatışmayla oynayabiliyorsunuz.Bu oynayış tarzlarının isimleri var: Bunlardan ilki Ghost; tamamen görünmez olmanızı sağlayacak taktikler kullanırsanız ve düşmanlar hiç sizi fark etmeden ilerlerseniz en yüksek puanı alıyorsunuz. Panter tarzı oynayış, bir suikastçi gibi hareket etmenizi gerektiriyor. Fark edilmeden düşmanları öldürmenize puan veriyor. Assault ise açık çatışma oynayışı. Düşmanlara karşı susturucuz silahlar ve patlayıcılarla dalmanızı sağlıyor.

Bu oynayışların en kolayı Panter tarzı. Susturuculu silahlarla ve gizlice önünüze çıkanı vura vura ilerliyorsunuz. Ghost ve Assault modlarının ise farklı zorlukları var. Ghost’ta Master seviyesine ulaşmak için mümkünse hiç fark edilmeden bölümleri geçmeniz lazım. Ortalıkta on civarı düşman dolaşırken fark edilmemek oldukça zor. Açık çatışma tarzında oynadığınızda ise, düşmanlar hızla sizi sarıyor ve el bombası dahil herşeyi kullanarak saklandığınız delikte işinizi bitiriyorlar.Şahşi fikrim, en zor ve dengesiz oynanışın Assault olduğu yönünde. Ghost ise tam eski Splinter Cell‘leri özleyenlerin kafası.

Yapay zekayı oldukça başarılı buldum, hep aynı şeyleri yapmıyorlar, bir kez kıllandılar mı sizi aramaya başlıyorlar ve kolay av olmuyorlar. Eğer yerinizden emin olurlarsa keriz gibi içeri dalmıyorlar, üçü dördü kapıyı görecek yerlere siper alıp bekliyor. Yalnız dolaşan adamlar korkarsa bir arkadaşlarını çağırıp takım oluyorlar,silahlarının ışıklarını açıyorlar,sadece yere değil,tavana ve karanlık köşelere de bakıyorlar. Yapay zekânın arka palnında gerçek bir “görüş açısı” ve “sükünet” sisteminin işlediğini hissediyorsunuz.Ama yapay zeka ne kadar iyi olursa olsun,Sam’in ekipmanları karşısında ise şanşları hiç yok!

Tabi ki görünmez olduğunuz sürece… Eğer açık çatışmaya girerseniz vay halinize, mutlaka sizi indirmenin bir yolunu buluyorlar. Normal zorluk seviyesinde bile açık çatışmada çok uzun süre hayatta kalmadım,bunun bir de Perfectionist’i var. Fark edildiğinizde normalde yakında olmayan adamlar da olay mahalline koşturuyorlar.Bu yüzden fark edildiğinizde hayatta kalmanız çok zor, özellikle de Perfectionist zorluk seviyesin oynuyorsanız. Oyun her bölümün sonunda her oynanış stiline göre puan veriyor ve her tarzda belli bir puana ulaşarak ustalaşmanız mümkün. Ama ustalaşmak için bölüm boyunca bir tarza bağlı kalmanız gerekiyor, çünkü her tarzda ustalaşacak kadar puan yok bir bölümde. Düşmanları idareli kullanmalısınız :)

ZENGİN İÇERİĞİN GETİRDİĞİ SIKINTILAR

Blacklist tüm Splinter Cell’ler arasında içerik ve oynanış açısından en zengini. Ama tabii bu yanında bazı sıkıntıları da getirmiş. Mesela kontrolde her zaman istediğiniz gerçekleşmeyebiliyor. Etkileşime girmeniz gereken kapı ve pencere gibi yerlerde fareyi tam yerine getirmeniz gerekiyor. Kapının altına getirirseniz kapı altından kamera sokma opsiyonu çıkarken, üst tarafta kapıyı açma opsiyonu çıkıyor. ama meesafeniz ve farenin nerede bulunduğunu her zaman doğru hesaplanamıyor.Sessizce dolaşırken bu bir sorun değil ama panik durumlarında yanlış bir tuş veya fare hareketi “zbaam” diye düşmanların ortasına dalmanızı sağlayabiliyor.

Veya,aynı tuşun birden fazla işe yaramasına küfür ediyorsunuz.Q normalde siper almak için birdenbire trabzandan aşağı atlamanıza sebep olabiliyor. SHIFT basılıyken koşma moduna geçiyorsunuz ve engellerin üstünden otomatik aşıyorsunuz. Ama SHIFT’le bir kapıya doğru koşarsanız, kapıyı kırıp içeriye çok şekilli bir hareketle girerek delik deşik olabilirsiniz. En komiği ise “E” tuşu. Bu hem yakın dövüşe, hem de kapıları açıp kapamaya yarıyor. Haliyle kapalı bir kapının yanında çömelip tuzak kurduğunuzda, gelen teröristi alaşğı etmeyi beklerken Sam’in birden kalkıp adamın önünde ” buyursunlaaaaarrr!” efektiyle kapıyı açması gibi komiklikle ve şakalar yaşayacaksınız.

Birde Crossbow’un oyunu fazla kolaylaştırdığını düşünüyorum. Tek bölümde biriktirebileceğiniz bir miktar olan 100 bin papele aldığınız bu silahın tüm geliştirmelerini tamaladığınızda elinizde dokuzar tane uyutucu gaz ve elektrik şoku veren oklardan oluyor, ki bu 18 ok herhangi bir bölümdeki düşmanların yarısını indirmeye yeter. Bu kadar kolay olmamalı bu işler ustaaa. Oyunu iyice zorlaştırmak isteyenler Crossbow’u kullanmasın.

SON…

İncelemenin sonuna gelirken birkaç not ile bitirmek istiyorum.Öncelikle en uzun ömürlü ve eğlenceli aksiyon oyunları;iyi tasarlanmış bir dünya kurup bu dünyanın içine gerekli mekanikleri yerleştiren ve bunları doğru kullanan bir yapay zekâ hazırladıktan sonra sizi bu dünyaya salarak kendi çözümlierinizi bulmanızı isteyen oyunlar. Blacklist’te bu başarılmış.Siper sistemi, her yere tırmanma imkanı,emrinize amâde envai çeşit alet edevat ve farklı stratejiler gerektiren asker çeşitleri bir araya gelince her karşılaşma mini bir zekâ ve çeşitlilik testine dönüyor.

Blacklist beklentilerimi aşan bir oyun oldu.Geçen yıllar boyunca Splinter Cell’le aranız soğuduysa, Blacklist yeniden gölgere dönme aşkınızı alevlendirecek, bana güvenin…

… Güvenin de, Micheal Ironside’ın o pürüzlü sesinin eksikliği Sam’i biraz karaktersiz yapmış ve yaşlandıkça görüşünün gençleşmesi iyice saçma boyutlara gelmiş olsa da… Adam 56 yaşında yahu,Pandora Tomorrow’da gençlik pınarını buldu da biz mi fark etmedik?! :)

Kaynak; Splinter Cell:Blacklist İncelemesi…