Bir insanın kalkışacağı iş ya da en azından hobi edineceği işle ilgili önceden yapabileceği en iyi işin tutarı karar, bir ön araştırma ve ön hazırlık olduğu düşüncesindeyim. En azından bir konuda tecrübeli, daha önce bu konuda çalışma yapmış birilerine sormak gerektiğini düşünüyorum. Nitekim böyle bir hazırlık dönemi olduktan sonra insanın en azından bir vizyonu bu vizyon doğrultusunda ise çalışma yaparken izleyeceği bir misyonu olur. Yoksa öteki türlü tamamen karambole gidilen bir hedef, deyim yerindeyse insanı ya vezir eder ya da rezil.

Konumuza gelecek olursak başlıkta geçen cümle şu ki, “Ekip biçmeden hasat beklemek” bizim için en büyük hatalardan birisidir. Buna birkaç deyim ekleyecek olursak “Ne ekersen onu biçersin”, “Emek olmadan yemek olmaz”, “Ekmek bile çiğnemeden yutulmaz” gibi Anadoludan gelen bir çok cümle kurulabilir.

Bir hikâye vardır belki bilirsiniz; Bir müşteri yaşlı bir ressamından kendisine orijinal ve güzel bir tablo yapmasını ister. Ressam hemen 15 dakika gibi kısa bir sürede tabloyu yapar ve teslim eder. Müşteri ücretini sorar ressam 10 bin TL der. Müşteri ekşir bu duruma, 15 dakikada yaptığı bu tabloya bu fiyatın fazla olduğunu söyler. Ressamın cevabı çok güzeldir, tablonun yapılış süresinin 15 dakika değil 30 yıl + 15 dakika olduğunu söyler. Bu hususta misal de, hikâye de örnekte çoktur. Bu anlamda bizim aslın çıkarmamız gereken ders şu ki, bir şeyi kazanmak istiyorsak çalışmalıyız. Çünkü başarı; emek ve ter kokusudur.
Günümüzün en popüler konularından birisi ise internetten para kazanmak diyebilirim. Çünkü bu zamanda en yoğun kullanılan araç internet olmuştur. Bir mağazaya gidip ürün bakmak yerine rahat koltuğunuzdan oturup istediğiniz ürüne ya da hizmete tüm ayrıntıları ile ulaşıp bilgi edinmeniz mümkün. Bu hususta ise yine yanılgılara düşmek olasıdır. Bu istatistikî bilgileri duyan öğrenen kişiler hemen bir internet sitesi açıp para kazanma peşine düşmektedir. Bu konuda ise internetteki reklamlar ise deyim yerindeyse yangına körükle gitmektedir. Önde gelen haber sitelerinden tutunda bilgi edindiğiniz birçok kaynak siteye kadar gördüğümüz reklamlar var; Ayda 3500 TL ek gelir kazanıyorum, gibi. Şu durumda Türkiye şartlarında 3500 TL ek gelir ise normal kazanç ne kadar olmalı? Varın doğruluğunu siz düşünün.

Vermiş olduğum örnekten sonra sorulacak bir soru olabilir. İnternetten para kazanmak mümkün müdür? Elbette mümkündür. Herkes kazanabilir mi? Elbette ki kazanabilir. Ne kadar kazanabilir? İşte bunun cevabı görecelidir. Buna örnek vermek isterdim ancak örnek dahi verilemeyecek kadar göreceli. Şöyle söyleyeyim kendi çevremde aylık 100 tl kazanan da gördüm 15 bin tl kazanan da gördüm. Bu yazımda gelmek istediğim nokta işte tam da burası. Siz bir tarlayı ekip biçersiniz ve hasat kaldırırsınız. Ancak 3 dönüm ile 5 dönümün kazancı bir olmaz. Yani bir siteye haftada 3 gün verirsiniz 100 tl, günlük 5 saat verirsiniz 15 bin tl kazanabilirsiniz. Ancak buda görecelidir. 3 dönüm tarlaya badem ekersiniz 5 dönüm tarlaya ise elma ekersiniz. Bu durumda 3 dönüm tarla size 5 dönümlük tarlanın belki de 10 katını kazandır. İşte bu örnekte pekiştirdiğim ise size anlattığım ressam hikâyesi gibidir. Bir internet sitesi açarsınız pek ilgi görmeyen bir konu üzerine olur ve günde 5 saat harcarsınız ancak ilgi gören bir konu üzerine olan ve haftada 3 gün ilgilenilen bir sitenin onda biri kadar ancak kazanırsınız. Bunu belirlemek ise bizim bilgi ve becerimize kalmış durumda.

Bu makalemde sizlere internetten nasıl para kazanılır diye bir konu üzerine bir şey anlatmıyorum. Sadece işin gerçek ve ciddi boyutlarını vurgulamak istiyorum. Şimdi önceki örneğimiz olan Badem ile Elma ekme meselesine gelecek olur isek. Bir internet sitesi açtığımızı düşünelim. Konumuz ne olabilir? Başta da anlattığım gibi ilk prensibimiz önce tutarı bir karar demiştik. Atıyorum ben film izlemeyi sevmeyen birisiyim. Genelde de kitap okurum. Film üzerine site açmak ne kadar etik ve mantıklı olur? Bu iş verimli olmaz. Ancak kitap üzerine bir site açsak ve okuduğumuz kitaplardan alıntılar, kitap hakkında düşünceler, kitaptan alıntılar ve eleştirilerle sitemize gelen ziyaretçilerin yorumlarıyla birlikte onlara verdiğimiz cevapla günlük binleri bulan bir ziyaretçi kitlesine sahip oluruz. Yoksa film sitemiz olursa ya çöplük olarak kalır ya da kimse uğramaz ıssız bir ada gibi.
Bu bizim birinci prensibimizdi, sıra geldi ikincisine. İkinci prensibimiz ise ön araştırma ve ön hazırlıktı. Kitap üzerine olacak sitemizi nasıl düzenlemeliyiz? Mesela incik boncuktan, sağında solunda yıldızlar, görselliği çok ön plana çıkaran bir site olsa mı iyi olur yoksa renk tonları gözü yormayacak, yazıyı okumaya teşvik edici sade bir site mi daha iyi olur? Elbette ikincisi. Çünkü sitemize gelecek kişiler kitap konusunda meraklı ve okumaya istekli kişilerdir. Bu tür ziyaretçiler sitemize geldiğinde yazımızı rahatlıkla okur ve sitemizi de güzel bulduklarında artık takipçimiz olur. Tekrar tekrar gelir ve bu şekilde binlerce kişi sitemizi sık sık ziyaret eden takipçi olabilir.

Yazımızın devamında ise hangi konulara değinmeliyiz onu anlatalım. Mesela kitap konusu üzerine değindik. Ancak arama motorlarında en çok hangi kitaplar aranmakta? Atıyorum roman türünde kitaplar aranıyorsa bu tür kitaplara ağırlık vermek sitemize daha çok ziyaretçi gelmesine vesile olur. Bunun yanında polisiye kitapları ilgi görmüyor diyelim, bu türe ise ağırlık vermek daha az ziyaretçi olmasına sebep olur. Şimdi diyeceksiniz ki ben polisiye kitapları seviyorum, ne olacak? Şöyle ki roman türündeki paylaşımlarınıza daha çok ağırlık vereceksiniz, polisiye kitapları da onlara üstün gelmeyecek şekilde sitenize ekleyebilirsiniz. Bu konuya değindiğimizde karşımıza çıkan konu ise arama motorlarında üst sıraya çıkmak olacaktır. Yani siz sitenizde roman türüne ağırlık verirseniz roman konularında arama yapanların sitenize gelmesi artar. Bu kitle daha çok olduğu için de ziyaretçiniz çok olur. Bu konuya ek olarak değinecek olursak hem arama motorlarının hem de ziyaretçilerin önem verdiği konu ise özgün yazıdır. Yani kopyala yapıştır yaparak sitenizi çöplüğe çevirirseniz diğer binlerce siteden farkınız kalmaz. Arama motorları özgün siteleri öne çıkarmaktadır. Kopaya yapıştır içerikli site atıyorum “Romanlar eleştirileri” anahtar kelimesinde arama sonuçlarında 50. Sırada ise özgün içerikli site “Romanlar eleştirileri” kelimesinde 5. Sırada olabilir. Bunun yanı sıra sitenize gelen ziyaretçi yeni bir şey görüp okumadığı için tekrar gelmez, özgün içerik olursa her ziyaretçi yeni bilgi olduğu için sürekli sizi takip edecektir.

Sıra geldi para kazanma kısmına. Bu aşamalardan geçen bir web sitesi gayet kaliteli, ziyaretçi kitlesine sahip ve değerli bir sitedir. Bu tür sitelere reklam vermek isteyen kişiler mutlaka olacaktır. Sitenizde Reklamlar başlıklı bir sayfa açıp orada “Bu alana şu fiyata reklam verebilirsiniz” tarzında ilan eklediğinizde kalite sitelere, kitap konusundaki sitelere, özgün içerik sahibi sitelere reklam vermek isteyen kişiler gelip size başvuru yapacaktır. Ayrıca bu tür reklam işlerinin yapıldığı ticaret forumlarına da üye olarak sitenizi tanıtabilir daha çok kitleye sitenizi duyurabilirsiniz. Google Adsense hizmetine başvurup sitenize Google’dan reklam alabilirsiniz. Sonrasında sitenizi güzel bir fiyata da satabilirsiniz.

Bu işlemleri anlattıktan sonra işin en önemli noktalarından olan kısmına geldik. Bu süreç ne kadar sürer? Bu soruya da cevap vermek gerçek anlamda zordur. Çünkü çok göreceli olabilir. Örneğin seçtiğiniz konu üzerine olan siteniz çok tutulan bir site olur 1 ay gibi bir sürede ya da orta derecede konu üzerine olan bir site olur 1 yıl beklide daha uzun süre olabilir. Yani sitenizin ziyaretçi ve diğer değerlerini takip ederek bu süreci siz değerlendireceksiniz ve ona göre bir yol izleyeceksiniz.

Bu yazımız SEO, Bilişim Teknolojisi, İnternetten Para Kazanma yolları gibi bir yazı serisinin ilkidir. İlerleyen zamanlarda konu içinde yüzeysel anlattığım ziyaretçi sayınızın takibi, site değerinizin ölçülmesi, sitenizin gidişatı gibi ve arama motorlarında üst sıraya çıkma konusunda yazıları anlatacağım. Sevgililerimle, iyi çalışmalar.

Kaynak