Bu yazı, SambaPOS adıyla tamamen ücretsiz ve açık kaynak kodlu bir restoran yazılımını kullanıcılara sunan Emre Eren'in kişisel blogundan (emreeren.com ) alınmıştır. Konu hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum. Ben twitterda hemen bir tweet attım. Bu kadarda ciddiyim. Kullandığı ücretsiz ve açık kaynak kodlu yazılımları hesaba katmayarak bunlara engel olmak isteyenler amaçlarına asla ulaşamayacak.
Çünkü insanlar bilgilerini birileriyle paylaşıp onlara bir şeyler öğretmek isterse.

Açık Kaynak projemiz SambaPOS’u ücretsiz dağıtıldığı için Rekabet Kuruluna şikayet eden yazılım firmasına cevabımdır

Google'da arama yaparken, Facebook'da ücretsiz şirket sayfası açarken, Androidli telefonundan müşterini ararken, bilgisayarına beleş beleş programlar indirirken kullandığın şeylerin ücretsiz yazılımlar olduğunu hiç umursamadın. Programını yazarken, sağdan soldan bulduğun kodları programına eklerken açık kaynak çok güzeldi. Bunları adamlar niye bedavaya koymuşlar diye düşünmedin bile. Stackoverflow da sorularına cevap ararken, Web Sunucularında Linux, Web sitende Joomla kullanırken, PHP ile kodlar yazarken her şeyden bedavadan faydalandın. Bu programlar sayesinde işlerini geliştirdin, tatlı tatlı büyüttün. Hatta muhtemelen şimdi bu yazıyı da beş para ödemeden kullandığın bir browser ile okuyorsun. Şu saate kadar ücretsiz programlara hiç sesin çıkmadı da şimdi ne oldu gittin devlet kapılarında SambaPOS ücretsiz dağıtılıyor diye şikayet ediyorsun?

Bilmiyor musun ki ücretsiz yazılımlar olmasa bir restorana 20.000 dolara bile bir POS kuramazsın. Bedavaya bir zip dosyası açamazsın. Bir internet sayfası bile görüntüleyemezsin. Senin adisyon açan programın program da; zip dosyası açan program değil mi? Restoran otomasyon sektöründe haksız rekabet var demişsin. Veri sıkıştırma ve yedekleme sektörü sektör değil mi? Bundan ekmek yiyen adam yok mu? Biliyorsun bunları, çok çok iyi biliyorsun ama onlar işine geliyor, SambaPOS olunca işine gelmiyor.

Tamam şikayet etmek vatandaşlık hakkındır. Edebilirsin. Ama sen Rekabet Kurulu ne işe yarar onu anlamamışsın. Herkes senin zihniyetinde olsa Microsoft’un Linux’u, Nokia’nın Androidi, Yonja’nın Facebook’u, Yahoo’nun Gmaili, Encarta’nın Vikipedia’yı, SAP’nin CompiereERP’ yi, Hürriyet gazetesinin online gazeteleri ve hatta alışveriş merkezlerinin tüm e-ticaret sitelerini kapattırması gerekirdi. Linux’un, Androidin, Chrome’un, Firefox’un, OpenOffice’in ve kim bilir faydalandığın daha bir çok yazılımın Açık Kaynak olduğunu biliyorsun değil mi? Elin ABD’lisi enayi mi neden cezalandırmıyor bunları hiç düşündün mü? Gmail 1GB bedava alan verdiğinde Yahoo tepetaklak gidiyordu. Ne yaptılar bir aç oku bakalım. Kimse kimseyi neden kapattırmadı bir düşün. Dijital dünyada ticaret, pazar, rekabet neymiş bir özümse, anla.. Bu ülkelerin neden serbest rekabeti desteklediklerini, ücretsiz yazılımlara neden ceza kesmediklerini bir öğren. Çok basit. Aç bilgisayarını bir bak kaç ücretsiz program yüklemişsin, bunlar hangi ülkede üretilmiş, elalemin yazdığı program taaa senin bilgisayarına kadar nasıl gelmiş. Belki dank eder birşeyler.

Neyse yorulma ben anlatayım. Sen yerinden kalkıp gitmezsin ama SambaPOS Türkiye’nin en ücra köşelerinde, işletmelerinde hiç bilgisayar kullanmamış yerlere ulaşır. Bu yerler SambaPOS ile işletmelerinde bilgisayar kullanmaya başlayacaklar. Baktılar yapabiliyorlar yazıcı alacaklar, ikinci POS alacaklar ve hizmet kalitelerini arttıracaklar. İşlerini büyütecek, geliştirecekler. Sonra ücretli programlar kullanmak için cesaretlenecekler, daha üst düzey sistemler kullanmak isteyecekler ve işe yarar birşeyse belki de senin programına geçecekler. Daha çok müşterinin senden program talep etmesinin yolunun işyerinde bilgisayar kullananların sayısını arttırmak olduğunu anlamıyor musun? Bir düşün bakalım hiç kitap okumayan bir adama mı daha kolay kitap satarsın yoksa kitap okuyan adama mı. Yok sen kitapçı olsan kesin ücretsiz yazı yayınlayanlara da savaş açardın. Çünkü Rekabet etmek yerine pazarda alternatifsiz kalmak istiyorsun. Çünkü insanların doğası gereği ilerleme sağladıkça hep daha iyisini talep ettiğini ve hemen her dijital ürünün bu duyguya hitap etmek için tasarlandığını bilmiyorsun. Talep yaratmak diye bir şey duydun mu hayatında? İnsanların cep telefonu, bilgisayarı mı yok ki habire daha yenisini ve daha da yenisini alıp duruyorlar.

Yani yapmanız gereken sadece SambaPOS’dan daha iyi bir ürün üretmek ve gerisini SambaPOS’a bırakmak. Bu kadar basit. 2012 yılında bunu anlamak bu kadar zor mu? Pazarı daraltmaya değil genişletmeye çalıştığımızı göremiyor musunuz?

Daha geniş pazar demişken SambaPOS Türkiye’nin en ücra köşelerine ulaşmakla kalmıyor yurtdışına da ulaşıyor. Bu program 14 dile çevrilmiş. 50 Ülkeden ziyaretçi geliyor siteye. Bu insanlar benim Türk olduğumu, Türkiye’de yaşadığımı biliyorlar. Türkiye’de üretilen yazılımların yurtdışında da kullanılmasınının ve beğenilmesinin senin de gelecekte yurtdışında satış yapabilme şansını arttırdığını düşünemiyorsun değil mi? Önümüzü kesmek daha mantıklı geliyor. Bak ülkeler ürünlerinden önce kültürlerini yayarlar. Bunu da edebiyat, film, müzik gibi eserleri kullanarak yaparlar. Aç bak bakalım fikir ve sanat eserleri kanununda bilgisayar programları ve web yazılımları neden "ilmi eser" olarak nitelendirilmiş. Fikirlerin, kültürün yazılımlar ve bu yazılımlar çerçevesinde oluşan sosyal topluluklar sayesinde nasıl yayıldığını, toplumların kültürlerini yaydıkları ülkelerde nasıl ticaret yapabildiklerini bir incele.

Yani bazen ‘derdin ne taktın kafaya yok yazılım sektörünün gelişmesiymiş, yok bilgi paylaşımıymış, yok bilişim kültürünü yaygınlaştırmakmış, yok yurtdışına açılmakmış falan dertlerine düşüyorsun’ diye düşünüyorum. Ha birileri amacımızı anlayacak, destek olacak, öğreneceğiz, gelişeceğiz, dünyada sesimizi duyuracağız diye sabırla beklerken yahu adam gitmiş Rekabet Kuruluna şikayet etmiş. Memleketin yazılım şirketinin de vizyonu bu kadar demek ki. Ne deyim. Hadi bu adamlar programı ücretsiz veriyorlar kaynak kodları niye açtılar diye hiç merak etmedin mi? Birilerinin insanlar görsün, öğrensin, kendini geliştirsin diye düşünüyor olabileceğine ihtimal bile veremezsin değil mi?

Gözünüzün önündeki perdeyi biraz aralayabilseniz, biraz dünyada neler neler oluyor görebilseniz çok şey değişecek. Ama yapmıyorsunuz. Yapın artık!.. Yarın elin ABD'lisi ücretsiz Facebook'la Google'la geldiği gibi ücretsiz Restoran bilmemnesiyle de gelip üç günde piyasayı domine eder. Sen devlet kapılarında "müşteri kaybediyorum" diye sızlanırsın ve sana gülerler...

Bu kadarını tahmin etmemiş olsam da çeşitli tepkiler alacağımı biliyordum. O zamanlar SambaPOS’u gidebileceği yerin en son noktasına kadar götürmek için sonuna kadar çalışacağımı, gücümün yettiği yere kadar inatla devam edeceğimi söylemiştim. Yine söylüyorum. Ben bu işe inandığım değerler için başladım. Bunun peşini bırakmak kendimi bırakmak olur. Sonuna kadar devam!

Merak edenler için söyleyim konuyu bir avukat dostuma aktardım. Artık neler olacak hep beraber göreceğiz.

Ekleme: Direk olarak bu sorulduğu için bir ekleme yapmak istedim. Kimin şikayet ettiğini bilmiyorum. Bilsem de açıklamazdım zaten. Bu yazıyı beni şikayet eden firmayı halka şikayet etmek için değil sektörümüzde çok yaygın bir zihniyeti eleştirmek için yazdım. Kim böyle karanlık şeyler düşünüyorsa o üzerine alınsın. Zaten projemizi takip edenler bilirler, bu projeyle amaçlarımdan bir tanesinin bu zihniyetle mücadele etmek olduğunu her fırsatta söylerim. Şimdilik konu raportörün rapor hazırlaması aşamasında. Değişiklik oldukça buradan bilgi vermeye çalışacağım.

Asıl Konu Linki: http://www.emreeren.com/2012/07/ack-kaynak-projemiz-sambaposu-ucretsiz.html