Avusturya Türkleri Şehzade Mustafa için gözyaşı döktü
Viyana-Avusturya'da yaşayan 300 bine yakın Türkiye göçmeni, dün gece Osmanlı Devleti'nin gelmiş geçmiş en sevilen şehzadesinin babası Sultan Süleyman'ın emri ile katledilişini derin üzüntü ve gözyaşları ile izledi. İzleyiciler, Ebu Suud adlı şeyhülislamın inanılmaz fetvası ile gerçekleştirilen idamda, Rus asıllı Hürrem Sultan, Hırvat asıllı Rüstem Paşa ve Sırp asıllı Sokullu Mehmet Paşanın rolü karşısında şok yaşadı. Günümüzde Türkiye'de yaşanan sorunlarının temelinde bu tür entrika ve atılan yanlış adımlar mı var sorusunu soran birçok izleyici Osmanlı tarihini bu güne kadar bize yanlış mı anlatmışlar ve hala anlatıyorlar diye mesajları aralarında paylaştıkları dikkat çekti. Bu durumu en iyi anlatan Şehzade'nin sağ kolu Taşlıcalı Yahya tarihin en hazin mersiyesinde tüm entrikaları anlattı. Babası Kanuni Sultan Süleyman tarafından boğdurulan Şehzade Mustafa'nın ölümü, halkta ve onu seven, bağlılık bildiren askerlerde büyük şaşkınlık ve üzüntüye neden olurken, hakkında en hazin mersiyelerin de yazılmasına vesile oldu. Türk edebiyatının en hazin mersiyelerinden biri olan Şehzade Mustafa Mersiyesi, Hürrem Sultan ve damadı Rüstem Paşa’nın birtakım entrikalarla Kanunî’nin tahta varis olan en büyük oğlu Mustafa’yı idam ettirmeleri sonucu yazılmıştı. Şehzade Mustafa’nın idamı esnasında kendisi de ordu mensubu bir asker olan Yahya Bey, hayatını tehlikeye atma pahasına, samimi hislerine tercüman olan meşhur mersiyesini yazmıştı. Şair, şehzadenin ölümünü, öldürülüş sebebini, çevirilen entrikaları ve bundan duyduğu derin teessürü dile getirmiş; şehzade hakkında yazılan mersiyelerin hiç birinde görülmeyen bir samimiyet ve cesaretle, Sultan Süleyman, Hürrem Sultan ve Rüstem Paşa’ya duyduğu öfkeyi yer yer açıkça ve ustaca hakaretlerle ifade etmekten çekinmemişti.
İşte Taşlıcalı Yahya Bey'in Şehzade Mustafa Mersiyesi:
Meded meded bu cihânûn yıkıldı bir yanı Ecel Celâlîleri aldı Mustafâ Han’ı
Günümüz Türkçesi: İmdat! Eyvahlar olsun! Bu cihanın bir yanı yıkıldı; [zira] ölüm eşkıyaları Şehzade Mustafa’yı yok ettiler.
Tulundı mihr-i cemâli bozuldı dîvânı Vebâle koydılar âl ile Âl-i Osmânı
Günümüz Türkçesi: Yüzünün güneşi battı, divanı dağıldı. Osmanlı sultanını hile ile günaha soktular.
Geçerler idi geçende o merd-i meydânı Felek o cânibe döndürdi şâh-ı devrânı
Günümüz Türkçesi: O savaş meydanlarının yiğidini adı geçtikçe çekiştirirlerdi. Felek zamanın padişahını o [iftiracılardan] yana döndürdü.
Yalancınun kuru bühtânı bugz-ı pinhânı Akıtdı yaşumuzı yakdı nâr-ı hicrânı
Günümüz Türkçesi: Yalancının kuru iftirası ve gizli kini gözyaşımızı akıttı, ayrılık ateşini yaktı.
Cinâyet itmedi cânî gibi anun cânı Boguldı seyl-i belâya tagıldı erkânı
Günümüz Türkçesi: O cani gibi cinayet işlemedi; [fakat kendi] canı, bela selinde boğuldu, erkânı dağıldı.
N’olaydı görmeye idi bu mâcerâyı gözüm Yazuklar ana revâ görmedi bu râyı gözüm
Günümüz Türkçesi: Keşke gözüm bu olup biteni görmeseydi… Yazıklar olsun! Gözüm bu “rây”ı [=hükmü, muameleyi] ona layık görmedi.
Tonandı aglar ile nûrdan menâre dönüp Küşâde-hâtır idi şevk ile nehâre dönüp
Günümüz Türkçesi: Nurdan bir minare gibi ak giysilerle donandı; gönlü şevk ile gündüz gibi [aydınlık]idi.
Görindi halka dıraht-ı şükûfe-dâre dönüp Yürürdi kulları önince lâlezâre dönüp
Günümüz Türkçesi: Çiçek açmış bir ağaç gibi halka göründü; kulları bir gelincik tarlası gibi önünde yürüyorlardı.
Tururdı şâh-ı cihân hiddetiyle nâre dönüp Otagı haymeleri karlu kûhsâre dönüp
Günümüz Türkçesi:Cihan Sultanı kızgınlığından ateşe dönmüş hâlde duruyordu; otağının çadırları karlı dağlara benziyordu.
Müzeyyen idi bedenlerle ak hisâre dönüp El öpmege yüridi mihr-i bî-karâre dönüp
Günümüz Türkçesi: Bedenlerle süslenmiş beyaz bir hisara benziyordu. Yerinde duramayan güneş gibi el öpmeye yürüdü.
Tutuldı gelmedi çünkim o mâhpâre dönüp Görenler agladılar ebr-i nev-bahâre dönüp
Günümüz Türkçesi: O ay parçası tutuldu; dönüp gelmeyince [bu durumu] görenler ilkbahar bulutu gibi ağladılar.
Bir ejderhâ-yı dü-serdür bu hayme-i dünyâ Dehânına düşen olur hemîşe nâpeyda
Günümüz Türkçesi: Bu dünya çadırı iki başlı bir ejderhadır. Onun ağzına düşen elbette görünmez olur.
O bedr-i kâmil ü ol âşinâ-yı bahr-i ulûm Fenâya vardı telef itdi anı tâli’-i şûm
Günümüz Türkçesi: O olgun dolunay [gibi kemâle ermiş şehzade], o ilimler denizinin aşinası yok olup gitti; onu uğursuz talih telef etti.
Dögündi kaldı hemân dâg-ı hasretiyle nücûm Göyündi şâm-ı firâkında toldı yaş ile Rûm
Günümüz Türkçesi: Yıldızlar dövünüp tamamen [şehzadenin] hasreti yarasıyla kaldı. Anadolu, onun ayrılık akşamında yandı, yaşla doldu.
Kara geyürdi Karamana gussa itdi hücûm O mâhı ince hayâl ile kıldılar ma’dûm
Günümüz Türkçesi: Gam Karaman’a hücum etti kara[lar] giydirdi. O ayı ustaca hilelerle yok ettiler.
Tolandı gerdenine hâle gibi mâr-ı semûm Rızâ-yı Hak ne ise râzî oldı ol merhûm
Günümüz Türkçesi: Zehirli yılan [gibi kement] boynuna hale gibi dolandı; o merhum [şehzade], Allah’ın takdiri ne ise razı oldu.
Hatâsı gayr-i muayyen günâhı nâmalûm Zihî şehîd-i saîd ü zihî şeh-i mazlûm
Günümüz Türkçesi: Şuçu belirsiz, günahı malum değil. Ne kutlu bir şehit ve ne büyük zulme uğramış bir şah
Yüz urdı hâke o meh aslına rücû itdi Seâdet ile hemân kurb-i Hazrete gitti
Günümüz TürkçesiO ay [gibi parlak şehzade] yüzünü toprağa koydu, aslına döndü. Mutlulukla çabucak Allah’ın huzuruna gitti.
Getürdi arkasını yire Zâl-i devr ü zemân Vücûdına sitem-i Rüstem ile irdi ziyân
Günümüz Türkçesi: Zamanın Zal’i [şehzadenin] arkasına yere getirdi, vücuduna Rüstem’in zulmü ile zarar geldi.
Döküldi gözyaşı yılduzları çoğaldı figân Dem-i memâtı kıyâmet güninden oldı nişân
Günümüz Türkçesi: Gözyaşı yıldızları döküldü, feryat çoğaldı; onun ölüm saati kıyamet gününü andırdı
Girîv ü nâle vü zâr ile toldı kevn ü mekân Akar su gibi müdâm aglamakda pîr ü cüvân
Günümüz Türkçesi: Kâinat feryat, figan ve inilti ile doldu. Genç, ihtiyar [herkes] akar su gibi durmadan ağlamakta.
Vücûd iline akın saldı akdı eşk-i revân Eyâ serîr-i seâdetde pâdişâh-ı cihân
Günümüz Türkçesi: Ey saadet tahtında [oturup duran] cihan padişahı! Dökülen gözyaşları vücut ülkesine akın salıp aktılar.
O cân-ı âdemiyân oldı hâk ile yeksân Diri kala ne revâdur fesâd iden şeytân
Günümüz Türkçesi: O insanların canı [gibi sevdiği şehzade] toprak ile bir oldu. Fitne çıkaran şeytanın diri kalması reva mıdır?
Nesîm-i subh gibi yirde koma âhumuzı Hakâret eylediler nesl-i pâdişâhumuzı
Günümüz Türkçesi: Padişahımızın soyunu tahkir ettiler. Âhımızı sabah rüzgârı gibi yerde bırakma.
Bir iki egri fesâd ehli nitekim şemşîr Bir iki nâme-i tezvîri kıldı katline tîr
Günümüz Türkçesi: Kılıç gibi eğri birkaç fesatçı, birkaç sahte mektubu [şehzadeyi] öldürmeye ok gibi kullandılar.
Gelür ezelde mukadder olan kalîl ü kesîr Hezâr kayserün oldı leyâl-i ömri kasîr
Günümüz Türkçesi: Ezelde az veya çok olarak takdir edilen [her şey başa] gelir. Binlerce kayserin ömür geceleri kısa oldu.
Eceldür âdeme derbend-i teng ü târ-ı asîr Zarûrîdür bu iki ugrar ana cüvân ile pîr
Günümüz Türkçesi: Ölüm insan için dar ve karanlık olan zorlu bir geçittir. Genç ve ihtiyar [herkesin] ona uğraması kaçınılmazdır.
Yirini zîr-i zemîn eyledi o mihr-i münîr Yirini gitdi cihândan nite ki merd-i fakîr
Günümüz Türkçesi: O parlak güneş yer altına yerleşti. Dünyadan fakir bir kimse gibi yerinerek gitti.
Bu vâkıa olumaz halka kâbil-i tabîr Ki Erdişîr-i velâyetde ola âdet-i şîrHayât-ı bâkîye irişdi rûhı ey Yahyâ Şefîkı rûh-ı Muhammed refîkı zât-ı Hüdâ
Günümüz Türkçesi: Ey Yahya! [Şehzadenin] ruhu sonsuz hayata kavuştu. Şefkatçisi Muhammet’in ruhu, yoldaşı ise Allah’ın zatı[dır]Enîsi gâyib erenler celîsi ehl-i safâ Ziyâde ide yaşum gibi rahmetin Mevlâ
Günümüz Türkçesi: Dostu gayb erenleri, oturup kalktığı kimseler safa ehli[dir]. Allah rahmetini yaşım gibi çok eylesin
Günümüz Türkçesi: Velayetin Erdişîr’inde arslan âdeti bulursun… Bu rüyanın halka yorumlanması mümkün olamaz.
Bunun gibi işi kim gördi kim işitdi aceb Ki oglına kıya bir server-i Ömer-meşreb
Günümüz Türkçesi: Ömer tabiatlı bir hükümdar oğluna kıysın… Acaba böyle bir işi kim görmüş, kim işitmiştir?
Ferîd-i âlem idi âlim idi alem idi Muhammed ümmetine mevti mevt-i âlem idi
Günümüz Türkçesi: Âlemde biricik idi, alim idi [hatta] çok alim idi. Onun ölümü Muhammet ümmetine âlemin ölümü gibi oldu.
Ziyâde mâtem idi haylî emr-i muzam idi Salâh ü zühdî kavî itikâdı muhkem idi
Günümüz Türkçesi: [Şehzadenin ölümü] büyük bir yas, pek büyük bir hadiseydi. Onun iyiliği, zühdü ve takvası kuvvetli, inancı sağlamdı.
Meşâyih ile musâhib ricâle hemdem idi Kerâmetiyle kerîmü’l-hisâl âdem idi
Günümüz Türkçesi: Şeyhlerle sohbet eder, rical ile bir arada olurdu. Kerem ve ihsanıyla yüce hasletlere sahip bir kimseydi.
Nücûm gibi cihândîde vü mükerrem idi Vücûdı muhteşem ü şevketi muazzam idi
Günümüz Türkçesi: Yıldızlar gibi dünya görmüş ve mükerrem idi. Vücudu ihtişamlı ve heybeti azametliydi.
Tevâzu ile selâmında hôd müsellem idi Aceb o bedr-i temâmun ne âdeti kem idi
Günümüz Türkçesi: Onun tevazu ile selam alıp verişi de [herkesçe] bilinirdi. Acaba o tam dolunay [gibi olgun zat]ın ne huyu kusurluydu?
Hayflar oldı ana iftirâ ile gitdi Huzûr-ı Hakk’a düâ vü senâ ile gitdi
Günümüz Türkçesi: Ona çok yazık oldu, iftira ile gitti. Allah’ın huzuruna dua ve övgülerle gitti.
Sipihrün âyenesinde göründi rûy-i fenâ Kodı bu kesret-i dünyâyı kıldı azm-i bekâ
Günümüz Türkçesi: Feleğin aynasında yokluğun yüzü göründü; [bunun üzerine şehzade] bu dünya kesreti bırakarak beka âlemine yöneldi
Garîbler gibi gitdi o yollara tenhâ Çekildi âlem-i bâlâya hemçü mürg-i Hümâ
Günümüz Türkçesi: Kimsesizler gibi o yollara yalnız başına gitti. Hüma kuşu gibi yüce âleme çekildi.
Hakîkaten sebeb-i rifat oldı düşmen ana Nasîbi olmasa tan mı bu cîfe-i dünyâ
Günümüz Türkçesi: Gerçekte düşman onun yücelmesini sağladı. Bu dünya leşi onun kısmeti olmasa buna şaşılır mı?
İlâhî cennet-i Firdevs ana durag olsun Nizâm-ı âlem olan pâdişâh sag olsun
Günümüz Türkçesi: Allah’ım! Firdevs cenneti ona mesken olsun. Âleme nizam veren padişah sağ olsun.
* Konu yanlış yere açıldıysa özür dilerim.
* Bu yazıyı hiç üşenmeden okudum , gerçekten okumaya değer. Bir devletin yıkılışının başlangıcıdır Şehzade Mustafa'nın ölümü.
=K&ft[qid]=5980378258920262792&ft[mf_story_key]=-4519953778519071716&ft[ei]=AQIrRTAg-oqoFMPvjp3uF4Ld7GZwcSnMv7F10suvHP3e6MyHNNbifjgs7eU5sN5__W2f_0tYG2hWFRzEBkuwxfO_A11tKd7_CimiKYzFI4vvQRu1kWRgz1ifkksxC-2xHAsO_ZykM6Ya4QcJ9wEu3TgYpBUhqpXzKJ9oLn3oTZTTNDNcl8bhx5qezlZYvtuxwnMR_36raKCPXLEUQuYnIU5tZuhnkvHMNoDNNMTYSVdou2zMjerS1_6hNjrUvHEm0ODQz5dqEwvIPFs87_u09cxVepwqsL40eR21EloqwxSo7NtlyTvzbANyc73hKRd_tvd0ROmlUFSOTwgRQShKnUlSLwuRn1fOaVCDS-LqDzXNH03u_lUsth0xBuILMFOnRwAPpBSffwOgetBSVd6zC6OyQxcXv-P4D52mrYFq1Io_RDPq12EIuT5v1anjmJX3cbzUJ8KlI9ehJ3-PAKaizmwgM-R2Lqe0-Xr4fRngTIOvGQFgBWzxgcD43CJjtne5OTV0jpKveR6nktVJ2ruogWNeUBXBiqq_2u5_oqcm-UZ2BDE-ByE0ArqhiUT63S-cu9FJhm0kNtNvuEb6ne8f77AROCGc5aSAhiCmFhszoqdFMTiIeoIxTptuDezZ9IpYWM7BIcnwkifq4gbtn1M_G_3EWQ92lzQm4HGlo-jQW7XHX2CXS88WspVFgje0_AVONX8v_RNpkA62WMV5K_OiyF4QAsmrpgNccI3YUkru1PucbY7RoJHf_u8C8llEyrF7GyTX2PxtKJTYRQYeu9MyVUtkTg7evK9aL5pdmxKZKI2-cIRrdo4ZcS1a790183BWGjwxwC1UcdCY8Eyk7iNrbukVMjlU5CiuTiukcVc2LTEPNo95TAMxfL0hGILgnLueRBp9Glj7S37azumB4uXL875LXO71XLCv_l8JWyz3AQRi5cLM__1CBvWt308He1tHy3p9PbK9pxMKtB1nh0zqwX8Na2A02rgr83bEYaCZzp1Emv5IgH08TwJjP99epm0eW-ItgqSSlSuZZl7C1f7dR1YNV9eo7hwAdPXV6AWOnhEIuK_L2IYIob3eOWprHLnZwVTk9P8qp3x1apRlIoU3mkF3MxPnd1s6G9LRHACpUXh0yc7Z2tTitQFhrzQ1BTz7fDKpbeYxOtgtiwxWdxCEf3xb7xEAkAMHe9aAVpZei6FE4-nSmlySPtzqkX4DdxKHxxhAkZIw2t6gvDNzk8VvTIMc3v40e3ACvjSc3dZH-5iJlr8xGXBbkTOKekbkY4TrZanpOukzIwxfswZjVjleGd38t5RBoI2giVoF5NcBBgBDFOG0klIR3OCdbYoI1ZFamfrHUnc8Pk7wNDio8OMmJZvfnPLfHjxc6_xHJfZdFXAQtRi1YqZrxb77os58YFhHxsDutFiolNuak7zzsj3JhQaiDw3tWczT8J87vRFmqOST3sUjrgd-ZZQ2ufAhpZNzx5QQ-HK63oYTKH8MjGoh87Cdy5mn_Icsf6He1DVL9V8l-0Ts-tHL7OLlDtcBuufL7tcPZOH2yO_nNYWTkyIMERfv6ZJZrAk5zw981u0vfv46UjmViREr3obllGesBatIFYYrpIE40IxkVqxWOtbq6oBgXWb4mksAEYHoYQcT7apC-axYJwDq1ijJWYukH9U9wAYd4j1KXKgliIxK9kcK-qg3q0LwHCk8FKgC1PCGkSySYkmicFXX3txm4bPw0CKD4VHJKg-RQEyzw6CRg7C827Dsxo-INkXR8kjyKm-RrB2Go8JeEy2sZ6tylTs4MwaBdKE3hyqkdl4Jzf6bVpv0Am95UoyDKCCtGQg2O-iaBoJpwnjRnc9_6pEiGocw0zb3tdebwATkqFqZui1wusJA7nKmuVo2l0nmZ-gJgUyl-cxrtg_QXJwaQn5g9NTg_KjcQgYaYU2XnZEo1qU_bPbesjfJU785eJsqSbF-L5okZ5m2yt8qX--NGCy-tyLBVr4UmnBShSFkdP4QT4qvOuQ7lb2LfwbyLiIDSJ9hS9mVznBKvjgT1mL332ijjq1AGf9FE8aSYM9pJNXrCl1zzeHZvOWuiLYSNoYNGo-xo9wqN5_mBqZa__FaRBvfW92q9giO3cpvPao3irJUk3nRl30piEBwZCe0AE6vtPwgD9zjPv4Sb0r0bsJ9gJ0D7IUTeYjcG1IEvLPSOIowgJneWGBuBmav&ft[entstream_location]=1&__md__=1"]* Yeni Vatan Gazetesi (Alıntı)