Biraz gaza geldim ama şimdilik benden bu kadar dostlar, konuyu doğru kategoriye açtığımı düşünüyorum çünkü bu sözlerim benim gibi ticaret yapan insanlaradır.
Merhaba Dostlar,
Üşengeçlik toplumuzun kanayan yaralardan biri olarak, sürekli artan bir ivmede büyüyor. Bugüne kadar başımıza ne geldiyse ‘sonra yaparım, daha zamanım var, ben yapamam ki, param yok, gemi battı, uçak düştü, elektrikler kesildi, sular gitti.’ gibi bahaneler yüzünden geldi. Neden kendimizi bu kadar acınası bir psikolojiye büründürüyoruz. Elin çocuklarının yapabildiklerini neden biz yapamıyoruz. Bizim yaşamak istediğimiz hayallerimiz yok mu? Bizi başarı basamaklarını tırmanırken görmek isteyen sevdiklerimiz yok mu? En önemlisi bizde yürek yok mu? Bu konuyu üç başlık halinde inceleyeceğim;
Asla Pes Etme!
Evet arkadaşlar, en kolay yaptığımız şey bir şeyi yarım bırakmak, insanlara umut aşılamak, bir işe başlayamamak. Neden? Çünkü biz çabuk bırakıyoruz. Evet, bazen izlediğimiz yol yanlıştır ve ısrar etmenin bir manası yoktur. Ama başka bir yoldan devam edilebilir. Neden bırakıyoruz? Kaybedecek bir şeyim yok diyen insanların bile, kaybedecek birçok şeyi varken neden ilk fırsatta pes ediyoruz? Direnmek bu kadar mı zor? Değil! Gerçekten değil! Çok şükür, bu yazıyı okuyabiliyorsanız demek ki, vücudunuz işlevini kaybetmemiş henüz. Çok şükür, okuduklarınızı algılayabiliyorsanız aklınızı hala kaçırmadınız. Hayatın her türlü zorluğuna karşı dimdik durmayı bilin arkadaşlar! Bu yaşlarımıza kolay gelmedik, türlü badireler, sıkıntılar atlattık. Ama hala nefes alıyorsak, nasıl ki yaşamak zorundaysak, aynı zamanda pes etmemek zorundayız!
Engelleri Aş!
Ne yaparsam yapayım, sürekli bir sorun çıkıyor! Ben çok şanssızım! Ama bu kadarı da olmaz ki! Arkadaşlar bırakalım bunları, bu sorunlar ilk defa çıkmıyor, herkesin başına gelenler kendine göre en büyük sıkıntılar oluveriyor. Hayatımızda engel teşkil eden ne varsa en çok onlardan korkuluyor. Korkulacak bir şey yok, korku içinizde. Tıpkı cesaret gibi, tıpkı sevgi gibi… Engelin büyüklüğü fark etmez, nasıl ki yemek yemeği seven biri, yemek yemek için her şeyi yapabilir. Nasıl ki cebinizdeki son parayla yemeklik almak yerine, sigara alıyorsanız, hayallerinizin önünde duran engeli de yıkıp geçin. Korkmayın!
Hayallerine Kavuş!
Siz hiç huzurlu olduğunuz anları düşündünüz mü? Gözlerinizi kapatın ve geçmişe dönün. Tabi ki geri gelmeyecek durumlar olacaktır. Ama en azından ulaşabileceğiniz, eğer çabalarsanız yaşabileceğiniz huzurlu öğeleri toplayın o geçmişten. Ve önünüze koyun. Bu huzuru yakalamak yukarıdakileri uygularsanız hiç zor değil. Belki yorucu, belki sıkıcı, belki size birçok şey kaybettirecek. Ama sonunda bulacağınız o huzur bunların hepsine değecek!
Konuşmaya başladıysanız artık çocuk değilsiniz, nefes alıyorsanız mızmızlanmayın artık yaşamaya mecbursunuz, seviyorsanız, istiyorsanız, düşünüyorsanız, hedefliyorsanız, korkmayın! o artık sizin. Yeter ki siz isteyin. İngilizce öğrenemiyorum diyorsunuz. Ne kadar öğrenmek için uğraştın? Yazılım konusuna bir türlü vakıf olamadım, belki yanlış yapıyorsun? Bir iş yaparken canım sıkılıyor, kusura bakma kimseye gökten huzur yağmıyor! Uyumak istediğinizde önünüzde dağlar duramıyor! Neden bir şeyi başarmak istediğinizde yapamıyorsunuz? Çünkü yeteri kadar istemiyorsunuz. Yeteri kadar çaba göstermiyorsunuz. Yeteri kadar hak etmiyorsunuz.
Yanlış bir söz kullandıysam, bilmeden birinizi kırdıysam özür dilerim, dostlar
Sözlerimi eskiden duyduğum ve her seferinde dile getirdiğim çok güzel bir laf vardı onunla bitiriyorum, yanlışım varsa bilen biri düzeltsin lütfen.
Yürüdüğü yolda iz bırakmayanlar, o yoldan yürümüş sayılmazlar!