devamiyolda.com Hakkında
Ortak paydada buluşan iki doğa , seyahat , kahve ve klasik tutkunu..
Günümüzde gezi bloglarının sayısının hızla artmasını insanların özgürlüklerine geri dönmek istemeleriyle ve kurumsal hayattan hızla uzaklaşmak istemekleriyle bağrıştırabiliriz. Çalışma hayatına atılmış insanların kendilerine zaman ayıramayışı, uzun çalışma saatleri, hayat gailesi insanları minimal olana yaşadığımız kısa sürede daha çok gezip görmeye ve gördüklerini insanlarla paylaşma isteğine sürüklüyor. Gezip gördüklerini paylaşma yöntemlerinden önde geleni ise gezi blogları. Bir çok insan da gezi blogları sayesinde, gezip görmeye öğrenmeye, daha çok bilgi edinmeye, hayatın tadına varmaya özeniyor. Aynı zamanda da cesaretleniyor. Daha önce hiç yurt dışına çıkmamış biri, bir başka gezginin tecrübelerini okuyarak kendine pay çıkarıp cesaretleniyor ve yola çıkıyor.
Yola çıkan insanlar artık lüks otellerden çok doğaya yönelmeyi, insanlarla bağ kurmayı, minimal yaşamayı ve kamp yapmayı tercih ediyor. Kamp yapmanın huzuruna ve özgürlüğüne alışansa çok zor bırakıyor. Bazen üşüsen bazen sıcaktan bunalsanda her kampın tadı başka oluyor. Ormanda tek kaldığında hayvanlardan korunmayı, yan tarafta ateşi tütmeyen birini gördüğünde yardım etmeyi ya da sıcacık bir çayı paylaşmayı öğretiyor kamp. Her seferinde yeni bir şey katıyor insana. En başa döndürüyor seni yani hayatta kalma mücadelesini başlatıyor. Kamp ateşini yakıyorsun doğayı dinliyorsun hava kararıyor ve yıldızlar işte şehirden kaçmanın tadı burada başlıyor. Hiç göremediğin yıldızlar bir anda ışığın oluyor, yakınına geliyor ve senin için parlıyor. Konfor alanından uzaklaşmanın hiç bu kadar güzel olabileceğini tahmin eder miydiniz?
Kamp sabahlarının en güzel yanı ise kahvaltılardır. Ateşinizi hemen yakarsınız üzerinde suyunuzu ısıtıp çayınızı kahvenizi demlersiniz ve sofranızı kurarsınız. Doğanın ortasında nasıl bir kahvaltı olabilir ki demeyin çünkü insan isteyince her yere en güzelinden kahvaltısını kurar. Kahvaltı demek illaki mükemmel bir sofra, büyük masalar, doyasıya açık büfe demek değildir. Bazen gittiğiniz en salaş yerde yediğiniz bir menemen aklınızdan çıkmayabilir. Bazense sevdiklerinizle paylaştığınız kahvaltıyı hiçbir şeye değişmezseniz. Yani nerede nasıl olursa olsun kahvaltının mutlulukla direkt bağlantısı olduğu kesin. Dostlarınızın eksik olmadığı sofralarınız olsun.
Günümüzde gezi bloglarının sayısının hızla artmasını insanların özgürlüklerine geri dönmek istemeleriyle ve kurumsal hayattan hızla uzaklaşmak istemekleriyle bağrıştırabiliriz. Çalışma hayatına atılmış insanların kendilerine zaman ayıramayışı, uzun çalışma saatleri, hayat gailesi insanları minimal olana yaşadığımız kısa sürede daha çok gezip görmeye ve gördüklerini insanlarla paylaşma isteğine sürüklüyor. Gezip gördüklerini paylaşma yöntemlerinden önde geleni ise gezi blogları. Bir çok insan da gezi blogları sayesinde, gezip görmeye öğrenmeye, daha çok bilgi edinmeye, hayatın tadına varmaya özeniyor. Aynı zamanda da cesaretleniyor. Daha önce hiç yurt dışına çıkmamış biri, bir başka gezginin tecrübelerini okuyarak kendine pay çıkarıp cesaretleniyor ve yola çıkıyor.
Yola çıkan insanlar artık lüks otellerden çok doğaya yönelmeyi, insanlarla bağ kurmayı, minimal yaşamayı ve kamp yapmayı tercih ediyor. Kamp yapmanın huzuruna ve özgürlüğüne alışansa çok zor bırakıyor. Bazen üşüsen bazen sıcaktan bunalsanda her kampın tadı başka oluyor. Ormanda tek kaldığında hayvanlardan korunmayı, yan tarafta ateşi tütmeyen birini gördüğünde yardım etmeyi ya da sıcacık bir çayı paylaşmayı öğretiyor kamp. Her seferinde yeni bir şey katıyor insana. En başa döndürüyor seni yani hayatta kalma mücadelesini başlatıyor. Kamp ateşini yakıyorsun doğayı dinliyorsun hava kararıyor ve yıldızlar işte şehirden kaçmanın tadı burada başlıyor. Hiç göremediğin yıldızlar bir anda ışığın oluyor, yakınına geliyor ve senin için parlıyor. Konfor alanından uzaklaşmanın hiç bu kadar güzel olabileceğini tahmin eder miydiniz?
Kamp sabahlarının en güzel yanı ise kahvaltılardır. Ateşinizi hemen yakarsınız üzerinde suyunuzu ısıtıp çayınızı kahvenizi demlersiniz ve sofranızı kurarsınız. Doğanın ortasında nasıl bir kahvaltı olabilir ki demeyin çünkü insan isteyince her yere en güzelinden kahvaltısını kurar. Kahvaltı demek illaki mükemmel bir sofra, büyük masalar, doyasıya açık büfe demek değildir. Bazen gittiğiniz en salaş yerde yediğiniz bir menemen aklınızdan çıkmayabilir. Bazense sevdiklerinizle paylaştığınız kahvaltıyı hiçbir şeye değişmezseniz. Yani nerede nasıl olursa olsun kahvaltının mutlulukla direkt bağlantısı olduğu kesin. Dostlarınızın eksik olmadığı sofralarınız olsun.
Web site adresi: devamiyolda.com
Site Hakkında Yorumlar