Ziyaretçilerden Şikayetçiyim!

Blogculuk hayatıma başladığımdan beri internet dünyasında en çok imrendiğim şey yabancı siteler. Yabancı sitelerin neyine özeniyorum peki? İngilizce sitelerden her gün herhangi bir konu hakkında makale okurum. Makalenin sonunda gelirim, onlarca kere yorum yazılmış, sosyal medyada yüzlerce kere paylaşılmış. Bir de Türkiye’deki duruma göz atalım. Bir makale yazıyorsun, çok fazla okunuyor, herkes beğeniyor. Buraya kadar sorun yok. Bir bakıyorsun yüzlerce kere okunan makaleye 2 yorum yazılmış. Sosyal medyada 3 kere paylaşılmış, biri de zaten blogun sahibinin paylaşımı. Arkadaşım, madem makaleyi okuyorsun. 1 yorum yazmak çok mu zor? Makaleyi beğenmediysen beğenmediğini, yanlış bulduğun noktaları açıkla. Veya “ben de şunu ekleyeyim” de. Beğendiysen teşekkür et. Twitter, Facebook, Google+ hesabında paylaş. Makaleyi biz saatlerce uğraşıp titizlikle yazalım. Sen yazıyı atlaya atlaya oku, beğendiysen de beğenmediysen de yorum yazma…. Türk internet kullanıcılarını bu konuda suçlu buluyorum. Yabancı bir sitede okuduğum bir makalenin paylaşım sayıları:

Facebook’ta 12 yazmıyor 12k (12.000) yazıyor dikkat çekmek isterim. Şunu kabul ediyorum; evet o sitelere çok fazla ziyaretçi geliyor. O kadar da paylaşılıyor. Ama oran/orantı yapalım. Planlı Eskitme makalemiz 700 kere okundu, 4 yorum geldi. Şuan bu yazıyı okuyan değerli insan. Beğendiğin yazılara yorum at, sosyal medyada paylaş. Madem beğendin niye kendine saklıyorsun makaleyi? Paylaş arkadaşların da okusun. Çok mu zor paylaşmak? Butona tıklayacaksın ve oturum açacaksın bu kadar basit. Eğer bir websiteniz yoksa anlayamayacağınız bir nokta var. Blog sahipleri yazılarını severek yazar, zaten olması gereken budur. Ama az okunursa, hiç yorum gelmezse, hiç paylaşılmazsa hevesi kaçar. En kötüsü, belki yazmayı bırakır belki de blogunu kapatır.
Sen de beğendiğin makaleler olan siteyi rüyanda görürsün.

Ben yapmadığım şeyi neden sizden isteyeyim ki? Mesela bir siteye girdim ve gözüme çarpan bir makaleyi okumaya başladım. Makaleyi gerçekten beğenirsem sitede varsa 1 adet Adsense reklamına tıklarım. Sonra da yazıya mutlaka yorum yazarım. Üstüne sayfayı da yer imlerime eklerim. (Sosyal medya hesabım yok unutmadan söyleyeyim.)

Sonra n’olur peki? Baktı ki adam para kazanıyor, yazılarını beğenerek okuyanlar var, yorum yazıyorlar ve yazıyı paylaşıyorlar. O zaman yazma hevesi gelecek ve yeni bir makale daha yazacak. Ama siz okuyup hemen sekmeyi kapatırsanız işte bu olmaz. Sonra da karşılıklı veya ücretli yorum yaptırmak zorunda kalıyoruz. Düşünün sizin bir dükkanınız var (belki de gerçekten vardır). Her gün yüzlerce kişi dükkanın önünden geçiyor. Ama kimse sizden ürün satın almıyor. Dükkanın içine ayak basan 3-5 kişi var. Bu durumda hevesiniz kırılmaz mı? Üzülmez misiniz? Belki kısa vadede “yakında müşteri sayısı artar” diye düşünürsünüz. Ama bir baktınız 3-5 müşteriyi geçemiyorsunuz halen. Çok müşterin olsa, memnun kalsalar, arkadaşlarına sizi tavsiye etseler daha iyi olmaz mıydı?

Bizi de dükkan sahibi gibi düşünün. Sen yorum atmazsan, yazıyı paylaşmazsan hevesimiz kaçabilir. Ha, biz bu işi severek yapıyoruz. Yani bu tarz şeylere uzun süre dayanabiliriz. Ama sen yazıyı okuyup diyeceklerini de içinden söylersen bunun anlamı yok. Yorum atmaktan, paylaşım yapmaktan aciz olmayın. Rica ediyorum, biz Türk blogcularını yabancı sitelere imrenmek zorunda bırakmayın. Bizim amacımız, sizlere faydalı içerikler sunabilmek, doğru bilinen yanlışları açıklamak. Makalelerimizi beğendiğinizi bize gösterin ki biz de daha fazla yazalım. Siz de görüşlerinizi belirtin. Bu yazıyı da okuduktan sonra aynı şekilde devam etmeyin lütfen. Kim uğraşacak yorum yazmayla falan demeyin. Yorum yaz Gönder’e tıkla. Bu kadar basit. Rica ediyorum, bundan sonra bu hususlara biraz daha dikkat edelim değerli ziyaretçiler. Emeğe saygı açısından yazıyı başka insanlara ulaştırın, sosyal medya hesabım yok diyorsanız yorum yazın. Bunun için 1 adet klavye yeterli zaten. Kendinize iyi bakın…

KAYNAK: http://webnoloji.net/blog/ziyaretcilerden-sikayetciyim/

bizim insanımız zorunlu olmadıkca araştırma bile yapmıyor neyin yorumundan bahsediyosun zaten. bu insanların kalitesi arttıkca artar anca. bu insanımızın içinde olan bişey bu her alanda böyle. onlar bizim insanımıza göre daha sosyal, interneti daha iyi kullanıyor ve ingilizce çok fazla insana hitab ediyor. ayrıca verdiğin örnek biraz abartı yani her yabancı blog o istatistiği alamaz. google'dan sitene gelen 10 kişiden 8i yorum yapma formunu dahi dolduracak bilgiye sahip değilse yapcak bieşy yok buna.

Kesinlikle katılıyorum. Tr internet kullanıcısı malesef tıklamaya falan çekinen insanlar ki bunun en büyük sebebi bilmemeleri ve zamanında virüscü kesimin gına getiren reklamları virüsleri vs. Ama ben de dediğiniz gibi yapıyorum. Bir site harbiden güzel işler çıkarmışsa reklamlarına tıklarım yorum paylaşım yaparım. Bence de en azından bu işle uğraşanlar birbirine destek olmalı.

Verdiğim resim bir örnekti sadece. Mesela 100.000 kere okunuyor ve 10.000 kere paylaşılıyor. Biz de gelen her 50 kişiden en azından 1'i yorum atsa her şey daha iyi olacak. Her yabancı blog o kadar paylaşım alamaz evet doğru. Ama zaten orantı yaptım. 700 kere okunan yazıya 5 yorum gelmesi normal değil. Insanların kalitesi konusunda haklısınız. Yabancılar daha sosyal, interneti daha iyi kullanan kişiler. Bizde yorum formunu doldurmaya üşenen bi ton insan var.

Kesinlikle haklısın bu konuyu duyuralım diyeceğim de bu forumu okuyanlar vb. Geneldr webmaster onlarda ancak anlıyor bu konuları...

Bu tamamen alan ile ilgili bir durum. Örneğin Onedio tarzı liste sitelerinin içerikleri çok daha fazla genel kullanıcılar tarafından paylaşılıyor. Yada örneğin bir motosiklet sitesinin içeriğini motosiklet seven bir kullanıcı çevresindeki diğer kişiler de görmesi için paylaşıyor. Şayet bu tip konuların dışındaysanız eve sosyal medya etkileşimi ve yorum etkileşimi sıfıra yakın oluyor. Bir de şu var sektörün önde gelen Webrazzi gibi sitelerin içeriklerinde bile çoğu zaman 0 yorum var. Buna göre siz de kendinizden pay biçin. Evet, acı fakat maalesef Türkiye'nin durumu bu.

Bence sorun beyin fırtınası yapmamakla ilgili. Okunan bir yazı üzerinde düşünülmüyor, yorum yapmaktan, bir fikir ileri sürmekten çekiniliyor. Biraz öz eleştiri yapalım, zaten az okuyan bir toplumuz. Günlük yaşamda düşünmeyen, eleştirmeyen, ilk söylenene inanan, aksini iddaa etmekten korkan en basit söylemle yanındaki arkadaşıyla bile konuştuğu konu sınırlı sayıda olan bir insanın internette okuduğu bir yazı için yorum yapması zaten zor... Acı ama gerçek.

Hocam internette gereksiz bilgi dikkat çekiyor bu ülkede maalesef. "Hangi hayvana benziyorsun?" yazısı, çok önemli bir noktaya değinen makaleden daha fazla yorum alıyor. Adam üşenmeden o gereksiz anketi yapıp ciddi ciddi "acaba hayvan olarak yaratılsam nolcaktım lan" diye düşünüyor. Kardeşim iyi de sana yararı ne bunun? Her site genel site olamaz ki. Herkesin de onedio kadar bütçesi yok zaten. Onların amacı fayda sağlamak değil popi olmak ve reklam parasını götürmek. Onedioya şöyle bir baksan 10%'u işe yarar içerik. Nitelikli içeriğe olan ilgi az maalesef.

%10'luk faydalı içerik bulduysan seni tebrik ederim ben onu da bulamıyorum :D Maalesef durum acı ama gerçek. Yakın zamanda artık kişisel blogum için dahi bir İngilizce sürüm meydana getirip, İngilizce devam etmeyi düşünüyorum. Türkiye'de artık kaliteli bir şeyler yaparak iyi yerlere gelmek zor.

Hocam vaktim olsa yemin ediyorum siteyi full ingilizce olarak devam ettirmek istiyorum zaten. Ama şuanki hayat şartlarımda bu mümkün değil. Toefl denen sınavı da geçtim zaten ingilizce konusunda sıkıntı yok. Niteliksiz ziyaretçiler bıktırıyor adamı.