Restoranlardaki bilmediğimiz tehlikeler

Değişen yaşam koşulları bizleri yiyecekleri hızla tüketebileceğimiz fast-food restoranlara yönlendiriyor. Bu restoranlardaki tehlikelerin farkında mıyız? İşte bazıları...



Değişen yaşam koşulları bizleri yiyecekleri hızla tüketebileceğimiz fast-food restoranlara yönlendiriyor. Bu restoranlardaki tehlikelerin farkında mıyız? İşte bazıları...

Bir süredir sosyal medya aracılığıyla restoranlardaki sinsi tehlikeler hakkında kısa bilgi mesajları yazıyorum. Takipçilerimden gelen mesajlar ve konuyla ilgili hafife alınmayacak ilgi sebebiyle, kulağınıza küpe olacağını düşündüğüm bu bilgileri bir yazı başlığı altında toplamaya karar verdim. Değişen yaşam koşulları, iş hayatında artan kadın gücü ve benzeri sebeplerle evlerde yemek pişirme alışkanlığı gün geçtikçe azalıyor. Özellikle büyük şehirlerdeki rekabet, dışarıda yemek yemeyi daha ekonomik hale bile getirdi. Biz yetişkinlerden ziyade çocukların restoranlarda sürekli yemek yemeleri, gelecek nesillerin sağlık durumu hakkında ciddi endişeler taşımama sebep oluyor. Bunların başında obezite tehlikesi geliyor. Ancak birazdan okuyacaklarınız, aslında nice tehlikelerle karşı karşıya olduğumuzun adeta birer kanıtı. Her biri ciddi araştırmalar sonunda tespit edilen bu bilgileri, daha anlaşılır ve akılda kalıcı olması için maddeler halinde yazacağım.

KİRLİ TUVALET, KİRLİ MUTFAK

Diyelim bir restorana gittiniz. Mönüyü istemeden önce tuvalete gidin. Kirli tuvalet, kirli mutfak demektir. Sıvı sabun, kağıt havlu veya el kurutucu yoksa ya da çöp kutuları yarıdan fazla doluysa dikkat! Çalışanların da kullandığı bu tuvaletlerden yayılabilecek mikropların personelin ellerinden tüm mekana yayılabileceğini unutmayın. Grip virüsü başta olmak üzere birçok virüs yaklaşık iki saat canlı kalabilir. Bundan korunmanın en iyi yolu, ellerinizi yanınızda taşıdığınız dezenfektan madde ile sıkça temizlemektir.

KUTU İÇECEKLERİ SİPARİŞ EDİN

Özellikle fast-food restoranlarda hangi içeceği seçerseniz seçin; boş bardağınız, bir çalışan tarafından büyük içecek makinalarının önüne konur ve tercihiniz doğrultusunda doldurulur. Yapılan araştırmalar, bu tip içecek makinalarının şeker ve nem oranı sebebiyle adeta birer bakteri yuvası olduğunu gösterdi. Kesinlikle kapalı kutu içecekleri tercih edin.

HAMBURGER KÖFTESİNE DİKKAT!

Yumuşacık ekmeğin arasında iştahınızı açan bu köfteler, ızgarada pişmiş görüntüsünü nasıl alıyor dersiniz? Eminim birçoğunuz gerçekten ızgarada pişirildiğini düşünüyorsunuzdur. Konu ile ilgili yapılan araştırmalar gösteriyor ki; hamburger köfteleri fabrikadan çıkmadan -ızgarada pişmiş görüntüsü verebilmesi için- şeritler halinde spreylenerek boyanıyor! Elbette bu konuda istisnalar vardır ancak adı üstünde fast-food; hızlı olmak her şeyden önemli!

TAVUKLAR YUMUŞAK

Dışarıda yenen tavuklar her zaman daha yumuşak olur. Yapılan araştırmalar bunun sebebinin tahmin ettiğiniz gibi usta ellerde hazırlanmaları olmadığını gösterdi. Tavuklar daha yumuşak olmaları için margarinde bekletiliyorlar! Mutfağında margarin kullananlarınız muhakkak vardır. Şunu bilmeniz yeterli; margarinler sağlığınız için çok ciddi tehdit oluşturan gıda maddeleridir!

LİMON KABUKLARI BAKTERİ YUVASI

Türk mutfağında çorbadan mezelere kadar birçok yemeğin üzerine limon sıkılır. Hatta salatanıza dilediğiniz kadar eklemeniz için sıkılmamış halde limonlar masanıza getirilir. Bu limonlar hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak isteyen araştırmacılar, rastgele topladıkları limonları taramadan geçirmişler. Alınan numune limonların kabuklarındaki bakteri yükünün, tüm gün sokakta gezdiğiniz ayakkabı tabanınızla eşit oranda olduğu tespit edilmiş.

YEŞİLLİĞE DİKKAT!

Fast-food restoranlarda hamburger ekmeğinizin arasından mönünüze renk katan marul ve benzer yeşillikler, taze görüntülerini koruyabilmek için bir çeşit antifriz maddesi olan propylene adlı maddeye maruz bırakılıyorlar!



Kaynak: http://turkiyeninportali.com/haber/restoranlardaki-bilmedigimiz-tehlikeler/29270/

Ben part-time bi süpermarketde çalışıyordum. Tanınmış bir yer. Adını yazarsam mahkemelik falan oluruz belki :) Akşam kapatırken manav reyonundaki sebze meyvelere bir çeşit sprey sıkıyorduk, hem parlak gösteriyor hemde yeşillikleri sabaha kadar kabartıyordu. Et reyonunda ise etlerin üzerine muşamba gibi şeffaf bi kağıt örtülüyordu, etin solmasını önlüyormuş. Ha benim sıktığım şey su değildi eminim. Aşırı tatlı birşeydi ama içinde ne var bilemiyorsun tabii. Sonra peynirler haftalık bakıma gidip geliyordu. beyazlatıyorlardı tahminimce.

Ben bir ara Kipa'da çalıştım. O zamanlar Metin Akpınar'da sahipleri arasındaydı. Şimdi İngilizler aldı ancak PHPacemisi'nin bahsettiği hiçbir işlem yapılmıyordu. Hatta, paketlerde bile tek bir küçük yırtık olsun, hepsini hemen döküp iade yapıyorduk.

Bilmeden mideye indirdiğimiz ne kadar çok şey varmış. :D

E441 der olaya noktayı koyarım.
Ikincisi restaurant olarak fastfood ayrı bir dal dünya mutfağı yada belli bir bölge mutfağı ayrı olaydır ama temizlik hijyen olarak kurallara uymayan aksatan yine çalışanlar oluyor unutmayalım adamların koyduğu prosesleri yaparsanız sorunsuz döngü devam eder
Ama yine anlamadığım her fastfood zincirindeki zeminin yağ içinde olması personelin kaya kaya ürünleri hazırlaması bu olayı görünce içim kalkıyor resmen hijyenin sıfır olduğu anlaşılıyor.

Özellikle suya dikkat edin 2 TL te yakalamaya çalışıyorlar Allah'ın suyunu da 50 krş pet şişe sana 2.50 TL oluyor aman dikkat :D

şimdi işler daha sıkı kontrol ediliyor :)
4 derece olmayan her taze ürünü çöpe atıyoruz
bazen en dandik mekan çok iyi çıkarken, bazen de en nezih ortam rezalet çıkabiliyor, dikkat etmek lazım

Ve daha bilmediğimiz ne gibi filmler dönüyor Allah bilir. Dışarıda yemek yemek büyük risk ama göz görmeyince gönül katlanır hesabı katlanıyoruz. En son Num Num'da pizzada domuz eti haberi gündeme geldi. Bakalım daha neler göreceğiz.

arkadaşlar bu num num restaurantı tarım bakanlığana şikayet edin. yaptıkları çok büyük bi terbiyesizlik. 174 numaralı telefondan veya alo174@tarim.gov.tr eposta adresinden; ben eposta gönderdim, bana cevap olarak adresle birlikte tekrar gönderin dendi.

olaya muhattap olan yerin adresi: Harbiye Mah. Abdi İpekçi Cad. No:61/A Nişantaşı İstanbul / Türkiye bunuda telefonda veya epostada belirtin.

çekinmeyin şikayet edin bunlar sağlam bi ceza alsınki başkalarıda böyle bişeye kalkışmasın.

daha geçende bi lokantaya gittim, 4 genç yemek yediler. sonra çay içmeye başladılar 3 tanesi sigaralarını yaktı. lokanta sahibine dedim, burda sigara içmek yasak değilmi. adam bana "yasak ama ben izin veriyorum". sigara dumanından zar zor yemeğimi yiyip çıktım. hemen 155 polisi aradım ve lokantayı ihbar ettim. polis bi ekibi göndereceğini söyledi.

burası muz cumhuriyeti değil. ne olursa olsun hakkınızı savunun.mağdur siz olmasanız bile. siz susarsanız ülke dingonun ahırına döner. özellikle 155,bimer(başbakanlık iletişim merkezi), şikayetvar.com,ihbarweb,rtük.... bi üç kağıt gördüğüm an bu yerlerlerden hangisine şikayet etmem gerekiyorsa oraya şikayet ederim.