Bir dönemler benim de mağdur olduğum konulardandır. Bir heves ile gittiğim: kitap fuarları, sahaflar ve envai çeşit kitapçılar…
Eskilerde her aldığım kitabı bitirmem gerekirmiş gibi hissederdim. Kitapların bitmelerini kendime görev edinmiştim adeta.Bu konuda Walter Benjamin’in ilginç bir hikayesi var.
Paris’te kendisiyle röportaj yapmaya Benjamin’in evine giden bir muhabir, Benjamin’in çalışma odasında yeni alınmış koli halinde bir çok kitap görür ve biraz alaycı bir şekilde “ tüm bu kitapları okuyabilecek vaktiniz olduğuna inanıyor musunuz?” diye sorar.
Benjamin’de muhabire şöyle cevap verir “kitaplar yalnız okunmak için değil, aynı zamanda birlikte yaşamak içindir de. “
Bana destek olmak için bu linke tıklayarak devamını okuyabilir veya aşağıdan kaldığınız yere gidebilirsiniz.
Günümüz dünyasında onlarca yeni hastalık ortaya çıkmaktadır. Bunlardan birisi Tsundoku’dur. İlk başta hiç bir anlam ifade etmeyen bu kelime Türkçe’de “ kitap satın alıp okumama hastalığı” anlamına gelmekte.
Bu sorunun en büyük düşmanlarından birisinin toplu kitap alma seansları olduğunu düşünüyorum. :) Çoğu zaman koli koli alınan kitaplar olduğu gibi kalmakta. Bir diğer sebep okuyacak vakitleri olmayan insanlar bu eksikliği satın alarak tamamladığını düşünmeleri.
Karl Lagerfeld’in dediği gibi, “Satın aldığınız her kitapla birlikte onu okuyacak zamanı da satın almalısınız”!
Anlaşıldığı üzere bir çok sebepten ötürü bu durum nüksetmekte. Çözüm ne derseniz inanın ben de bilmiyorum. Hala kurtulabilmiş değilim.:) Lakin kitapları tek tek satın almak. Satın alacağımız kitabın arka yüzünü okumak işe yarayacaktır. Son olarak kesinlikle tavsiye üzerine olsun veya popüler kitabı okumuş olalım diye kitap alınmamalı.
Varsın hastalık bu olsun diyelim.Aldığımız kitapları bitirmek dileğiyle.