lostyazilim
tr.link

Türk Çayı Destek Kampanyası !

29 Mesajlar 4.087 Okunma
acebozum
tr.link

Baykus Baykus kula minnet eylemem. Kullanıcı
  • Üyelik 02.05.2013
  • Yaş/Cinsiyet 28 / E
  • Meslek Coder & Developer
  • Konum İngiltere
  • Ad Soyad G** B**
  • Mesajlar 396
  • Beğeniler 160 / 159
  • Ticaret 39, (%100)

anonymated adlı üyeden alıntı

Hocam Hayrat sitesine ben hiç güvenmiyorum. Bir de başka kaynak vermenize gerek yok inandım merak etmeyin :)

Zaten Çaykur cici demedim. Ama Lipton'dan her Türk'ün uzak durması lazım.


Hocam kusura bakmayın da Şahsi düşüncenize katılmıyorum.
Benim Şahsi fikrime göre, Bu Tarz firmalar, ülkenin ekonomisinde aşırı derecede etkili. + olarak çernobil olayı daha farklı bir olay :)
 

 

wmaraci
webimgo

FilmleriTV FilmleriTV WM Aracı Kullanıcı
  • Üyelik 23.04.2013
  • Yaş/Cinsiyet 33 / E
  • Meslek Eğitmen
  • Konum İstanbul Avrupa
  • Ad Soyad D** A**
  • Mesajlar 2077
  • Beğeniler 522 / 448
  • Ticaret 21, (%90)

LikeSend adlı üyeden alıntı

Çernobilden etkilenen ürünleri satan sadece lipton değil ki Çaykur'un ta kendisi , olay sonrası tam 1 sene boyunca denetimsiz ölçümsüz şekilde çay satışına devam etmişler.

Konu hakkında bilgiler : http://www.hayrat.net/haber/radyastonlu-cay.htm

Kaynak da of hayrat sitesi direk bölgeden yani . Zaten şu bu kaynağa da gerek yok tüm kaynaklarda aynı şeyler yazıyor saklanacak bir konu değil artık.

Sanırım Turgut Özal o dönem radyoaktif çay daha iyidir güzeldir gibi bir söz söylemişti :D belki de şehir efsanesidir ama çok insandan duydum bunu . Devletin etkisi geçti zararı yok açıklaması yaptığı dönemlerde bile yapılan ölçümler normalin 100 kat fazlası radyasyon tespit edilmiş uluslararası kaynaklar kesinlikle kimse içmesin kullanmasın diye açıklamalar yapmış. Devlet bir çok ölçümü açıklamayı halktan gizlemiş.

ODTÜ o dönem de gerçekleri söylediği raporları paylaştığı için vatan haini ilan edilmiş :D


Bu ülkenin bakanı(Cahit Aral) televizyona çıkıp radyosyonlu(!) çayı içip ben içtim ölmedim diye açıklama yapmış. Daha ötesi var mı:)
 

 

Rekomedya Rekomedya Sms Onayı Gerekli Banlı Kullanıcı
  • Üyelik 12.02.2012
  • Yaş/Cinsiyet 39 / E
  • Meslek Grafiker
  • Konum Diğer
  • Ad Soyad C** Ş**
  • Mesajlar 1930
  • Beğeniler 1527 / 1150
  • Ticaret 25, (%100)

FilmleriTV adlı üyeden alıntı

Bu ülkenin bakanı(Cahit Aral) televizyona çıkıp radyosyonlu(!) çayı içip ben içtim ölmedim diye açıklama yapmış. Daha ötesi var mı:)


aynen bu da yaşanmış :D efsanedir anlatır dururlar
 

 

Responsive Responsive Üyeliği Durdurulmuş Banlı Kullanıcı
  • Üyelik 19.07.2015
  • Yaş/Cinsiyet 29 / E
  • Meslek işsiz
  • Konum Ankara
  • Ad Soyad E** A**
  • Mesajlar 110
  • Beğeniler 86 / 53
  • Ticaret 0, (%0)
Ne diyorsunuz beyler çay içmeyelim mi şimdi
denizbabasi

kişi bu mesajı beğendi.

wmaraci
wmaraci

Rekomedya Rekomedya Sms Onayı Gerekli Banlı Kullanıcı
  • Üyelik 12.02.2012
  • Yaş/Cinsiyet 39 / E
  • Meslek Grafiker
  • Konum Diğer
  • Ad Soyad C** Ş**
  • Mesajlar 1930
  • Beğeniler 1527 / 1150
  • Ticaret 25, (%100)

Responsive adlı üyeden alıntı

Ne diyorsunuz beyler çay içmeyelim mi şimdi


Çay içmeden yaşanabileceğini düşünmüyorum :)

Sıkıntı yok içmeye devam edin, karadenizli üreticiye destek de verin üretimin daha nitelikli şekilde gelişmesini de isteyin fakat bunların hiç birini Lipton söylüyor diye yapmayın, zaten birileri söylemeden yapmamız gereken şeyler bunlar.

Şu ülkede 1 dönüm domates eken, hiç üretmeden ülke namına bir fayda sağlamadan ithalatla milyonlarca dolar para döndürenlerden çok daha hayırlıdır. Bizim milletimizin malını bizim milletimize satarak para kazanan yabancılardan da daha hayırlıdır.

Çayın fındığın ne şartlarda toplandığını bilen bilir, bunları tüketen bizim de ne şartlarda para kazandığımızı hepimiz biliyoruz, hal böyleyken dışarıdan birilerinin gelip bu çarka dahil olarak sırtımızdan kazanmaya çalışacakları 10 kuruşun 5 kuruşu bizden 5 kuruşu üreticiden çıkar. İşte buna izin vermememiz lazım. Bunları aradan kaldırmış olsak üreticimiz 5 kuruş fazlasını kazanır biz de 5 kuruş ucuz tüketmiş oluruz. Ayrıca bu hayali 10 kuruşlar da birikip birikip başka ülkelere aktarılmaz ülke içinde kalır.

Kooperatif denilen şey işte bunun önüne geçmek için türetilmiş. Bizde neredeyse kullanımı yok gibi bir şey. Olanlar da kapsamlı çalışmak yerine yine aracılara mal vererek bir şeyler yapmaya çalışan yetersiz yapılar . Üreticiler kooperatif olup ürünlerini bize ilk elden ulaştırmış olsalar, al gülüm ver gülümle dünyanın parasını kazanan komisyoncular aradan çıksa, modele uyabilecek ürünlerin tamamında minimum %30+ indirimli alışveriş yaparız ve üreticimiz de ona keza daha fazla kazanır.
 

 

narinhosting narinhosting narinhosting.com Kullanıcı
  • Üyelik 23.10.2014
  • Yaş/Cinsiyet 28 / E
  • Meslek İnternet Danışmanı
  • Konum İzmir
  • Ad Soyad Ş** N**
  • Mesajlar 1390
  • Beğeniler 217 / 455
  • Ticaret 15, (%93)

LikeSend adlı üyeden alıntı

Çernobilden etkilenen ürünleri satan sadece lipton değil ki Çaykur'un ta kendisi , olay sonrası tam 1 sene boyunca denetimsiz ölçümsüz şekilde çay satışına devam etmişler.

Konu hakkında bilgiler : http://www.hayrat.net/haber/radyastonlu-cay.htm

Kaynak da of hayrat sitesi direk bölgeden yani . Zaten şu bu kaynağa da gerek yok tüm kaynaklarda aynı şeyler yazıyor saklanacak bir konu değil artık.

Sanırım Turgut Özal o dönem radyoaktif çay daha iyidir güzeldir gibi bir söz söylemişti :D belki de şehir efsanesidir ama çok insandan duydum bunu . Devletin etkisi geçti zararı yok açıklaması yaptığı dönemlerde bile yapılan ölçümler normalin 100 kat fazlası radyasyon tespit edilmiş uluslararası kaynaklar kesinlikle kimse içmesin kullanmasın diye açıklamalar yapmış. Devlet bir çok ölçümü açıklamayı halktan gizlemiş.

ODTÜ o dönem de gerçekleri söylediği raporları paylaştığı için vatan haini ilan edilmiş :D


Bu kadar radyasyonlu çay içtide millet doğan insanların vücutlarında bir problem olması gerekmezmiydi ki 100 kat radyasyon demek çok çok fazla bir rakam :)
 

 

cihaneken cihaneken Üyeliği Durdurulmuş Banlı Kullanıcı
  • Üyelik 25.07.2014
  • Yaş/Cinsiyet 31 / E
  • Meslek Elektrik Teknisyeni
  • Konum Fransa
  • Ad Soyad C** E**
  • Mesajlar 3508
  • Beğeniler 488 / 1190
  • Ticaret 1, (%100)
Türk çayı için Lipton mu destek kampanyası oluşturuyor? İyi de Lipton Türk çayı satmıyor ki, harmanlanmış ithal çay satıyor.
Rize'de bizim çayları alan 2 firma var biri Çaykur diğeri Doğuş, ufak tefek firmalarda var fakat onlar yerli zaten.
 

 

Rekomedya Rekomedya Sms Onayı Gerekli Banlı Kullanıcı
  • Üyelik 12.02.2012
  • Yaş/Cinsiyet 39 / E
  • Meslek Grafiker
  • Konum Diğer
  • Ad Soyad C** Ş**
  • Mesajlar 1930
  • Beğeniler 1527 / 1150
  • Ticaret 25, (%100)

narinhosting adlı üyeden alıntı

Bu kadar radyasyonlu çay içtide millet doğan insanların vücutlarında bir problem olması gerekmezmiydi ki 100 kat radyasyon demek çok çok fazla bir rakam :)


Okuduklarımı hatırladıklarımı falan paylaştım . Vücudumuzun ne kadar değere ne kadar sürede ne kadar etkileneceğine yönelik net bir bilgim yok. Varsa paylaşırsan sevinirim öğrenmiş oluruz.

Bu 100 kat meselesi normal bir çay yaprağında olması gerekenle çernobil sonrası ölçülen değerler de olabilir tamamen uydurmaca abartılı da olabilir. Yanlış hatırlamış da olabilirim. Nihayetinde konunun aslı Lipton'un bu çayların satışı konusunda yalnız olmadığı Çaykurun da bu sıkıntılı çayları sattığı gerçeği idi

Şu yazıda :
http://daricahalk-der.blogcu.com/cernobil-sonrasi-radyoaktif-caylar-ve-gunumuze-etkileri/12294026

Şöyle yazıyor :

16 Aralık 1986’da çaykur genel müdürlüğü çay paketleme tesisleri’nde ölçümler yaptı. Not: harmanlanan çaylar, 15 çuval 1985 ürünü, artı 10 çuval 1986 ürününden oluşuyordu. harmanlanan çayın ortalaması 30-35 mikro röntgen’di. kazadan sonraki 8 ay boyunca Türk çayı denetlenmemişti. Sonra 1986 Aralığında, TAEK çayın 89.000 bqkg’a kadar radyasyon içerdiğini resmen itiraf etti.


Etkileri için karadenizde yaşanan kanser nedenli ölümler ispata yeter de artar, diğer ülke coğrafyasına dağılan çayların hayatımıza ne kadar etki ettiği yada etmesi gerektiğini de tam olarak bilmiyorum.

Başka bir kaynakta :

Hopa'da 2005 yılında, Türk Tabibler Birliği tarafından 1939 ev, 7831 kişiye ulaşılarak yapılan araştırma sonucu her iki kişiden birinin kanserden öldüğü ortaya çıktı. % 48'e ulaşan kanser ölüm oranı dolmaz denilen mezarlıkları doldurdu.

Nihayetinde işin ciddiyetiyle davranmamışlar. İmha edilmesi gereken on binlerce ton çay ama harmanlanarak ama eski tarih basıp piyasaya sürülerek ama bir şekilde satılmış işte. Gömülen kısmı ise profesyonelce havuzlar oluşturarak önlemler alarak değil bildiğin toprağa direk gömmüşler, bütün çevresine zarar vermeye devam etmiş.


Ayrıca Aral seneler sonra itiraf etmiş: Bakan Aral, 1992'de özel bir söyleşi sırasında şöyle dedi: “Hükümet gerçekten de Çernobil’in Türkiye üzerindeki etkileri konusundaki gerçekleri ve rakamları gizlemiştir.”
 

 

armoniy armoniy Üyeliği Durdurulmuş Banlı Kullanıcı
  • Üyelik 20.04.2015
  • Yaş/Cinsiyet 29 / E
  • Meslek Mimarlık Adayı
  • Konum İstanbul Avrupa
  • Ad Soyad A** D**
  • Mesajlar 975
  • Beğeniler 227 / 270
  • Ticaret 2, (%50)

LikeSend adlı üyeden alıntı

Okuduklarımı hatırladıklarımı falan paylaştım . Vücudumuzun ne kadar değere ne kadar sürede ne kadar etkileneceğine yönelik net bir bilgim yok. Varsa paylaşırsan sevinirim öğrenmiş oluruz.

Bu 100 kat meselesi normal bir çay yaprağında olması gerekenle çernobil sonrası ölçülen değerler de olabilir tamamen uydurmaca abartılı da olabilir. Yanlış hatırlamış da olabilirim. Nihayetinde konunun aslı Lipton'un bu çayların satışı konusunda yalnız olmadığı Çaykurun da bu sıkıntılı çayları sattığı gerçeği idi

Şu yazıda :
http://daricahalk-der.blogcu.com/cernobil-sonrasi-radyoaktif-caylar-ve-gunumuze-etkileri/12294026

Şöyle yazıyor :

16 Aralık 1986’da çaykur genel müdürlüğü çay paketleme tesisleri’nde ölçümler yaptı. Not: harmanlanan çaylar, 15 çuval 1985 ürünü, artı 10 çuval 1986 ürününden oluşuyordu. harmanlanan çayın ortalaması 30-35 mikro röntgen’di. kazadan sonraki 8 ay boyunca Türk çayı denetlenmemişti. Sonra 1986 Aralığında, TAEK çayın 89.000 bqkg’a kadar radyasyon içerdiğini resmen itiraf etti.


Etkileri için karadenizde yaşanan kanser nedenli ölümler ispata yeter de artar, diğer ülke coğrafyasına dağılan çayların hayatımıza ne kadar etki ettiği yada etmesi gerektiğini de tam olarak bilmiyorum.

Başka bir kaynakta :

Hopa'da 2005 yılında, Türk Tabibler Birliği tarafından 1939 ev, 7831 kişiye ulaşılarak yapılan araştırma sonucu her iki kişiden birinin kanserden öldüğü ortaya çıktı. % 48'e ulaşan kanser ölüm oranı dolmaz denilen mezarlıkları doldurdu.

Nihayetinde işin ciddiyetiyle davranmamışlar. İmha edilmesi gereken on binlerce ton çay ama harmanlanarak ama eski tarih basıp piyasaya sürülerek ama bir şekilde satılmış işte. Gömülen kısmı ise profesyonelce havuzlar oluşturarak önlemler alarak değil bildiğin toprağa direk gömmüşler, bütün çevresine zarar vermeye devam etmiş.


Ayrıca Aral seneler sonra itiraf etmiş: Bakan Aral, 1992'de özel bir söyleşi sırasında şöyle dedi: “Hükümet gerçekten de Çernobil’in Türkiye üzerindeki etkileri konusundaki gerçekleri ve rakamları gizlemiştir.”


Kazım Koyuncu örneği .
Rekomedya

kişi bu mesajı beğendi.

Rekomedya Rekomedya Sms Onayı Gerekli Banlı Kullanıcı
  • Üyelik 12.02.2012
  • Yaş/Cinsiyet 39 / E
  • Meslek Grafiker
  • Konum Diğer
  • Ad Soyad C** Ş**
  • Mesajlar 1930
  • Beğeniler 1527 / 1150
  • Ticaret 25, (%100)

cihaneken adlı üyeden alıntı

Türk çayı için Lipton mu destek kampanyası oluşturuyor? İyi de Lipton Türk çayı satmıyor ki, harmanlanmış ithal çay satıyor.
Rize'de bizim çayları alan 2 firma var biri Çaykur diğeri Doğuş, ufak tefek firmalarda var fakat onlar yerli zaten.


Sayende ithal çay ile harman yaptıklarını da öğrenmiş olduk :) tükettiğimiz bir çay markası olmadığından bunu bilmiyordum. Ama hem harman yapıyormuş hem de ayrıca %100 Türk çayından paketleri de varmış.


Sayfalarında şöyle yazmışlar :


1986 yılında ülkemizde çay üretiminin özel sektöre açılmasıyla birlikte Lipton, Rize'nin Pazar ilçesinde faaliyete geçirdiği fabrikası ile Türk çayseverleri "Dünya Kalitesi" ile buluşturdu.

Lipton, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bazı pazarları yarattı: 1989'da poşet çay, 1990'da ise demlik poşet çay piyasaya sürüldü.

1991 yılında Earl Grey poşet, 1992'de Golden Ceylon demlik poşet, 1993'te ise Golden Ceylon paket ve Earl Grey teneke kutu çayların lansmanını yapan Lipton, ikinci fabrikasını 1994 yılında kurdu. English Breakfast ve Golden Ceylon poşet çaylarının 1996 yılında Türk çayseverlerin beğenisine sunulmasının ardından, 1998 yılında da üçüncü fabrika faaliyetine başladı. Earl Grey poşet çaylar da 1998 yılında piyasaya çıktı.

2004 yılında yüzde yüz Türk harmanı Doğu Karadeniz çayının raflardaki yerini almasının ardından, 2005 yılında da yepyeni bitki ve meyve çayları, ve aromalı çaylar tüketicisiyle buluştu.

2008 yılında Lipton Berrak Yeşil Çay'ları yenileyerek tüketici ile buluşturduktan sonra 2009 yılında Lipton çok sevilen Doğu Karadeniz lezzetini Demlik ve Bardak Poşet formatında piyasaya sürdü.

Yenilikleriyle pazara liderlik eden Lipton, 2010 yılında, sınırlı sayıda üretilen, seçkin çay harmanının, gül yaprakları ve tarçın kabuklarıyla taçlandırdığı Lipton Soft Cashmere'i tüketicilerin beğenisine sundu.

2011 yılında Piramit Poşet çayları bitki ve meyve çayları kategorisinde lanse eden Lipton; pazardaki bu yepyeni formatı 5 farklı lezzet ile tüketicilere sundu. Piramit şekli sayesinde içindeki bitki ve meyve parçalarına daha geniş bir demlenme alanı sunarak, bitki ve meyvelerin lezzetlerinin daha iyi hissedilmesini sağlayan Lipton Piramit Poşet Çaylar çay keyfine keyif katıyor.

2011 yılında Piramit Poşet Çayların ardından Lipton, Doğu Karadeniz Demlik Poşet Çayları yeni açılıp kapanabilen koruyucu paketlerde piyasaya sundu. Yeni paketler, çayların ayrı bir kavanoza aktarılmasına gerek bırakmadan; tazeliğini uzun süre koruyor.

Lipton'un en yeni ürünleri Lipton Earl Grey Dökme Çay ve Lipton İlk Hasat Dökme Çay, en keyifli anlarını bir bardak çayla tamamlamak isteyenlere demleme çayda da Lipton farkını yaşatıyor.

Her işin bir uzmanı var!

Keyifle yudumladığınız Lipton çayı, çayseverlere ulaşıncaya kadar bir çok kontrol aşamasından geçiyor. 200 değişik noktada çay alımı gerçekleştiren ve yaklaşık 6 bin çay üreticisinin mahsulünü Türk damak tadına göre işleyen Lipton, harmanlamada gerçek bir ustalık sergiliyor.

Çeşitli bahçelerden toplanan yaş çaylardan üretilen kuru çaylar, tadım uzmanlarının kontrolünden geçtikten sonra tat, koku ve renk kriterlerine göre tasnif edilir. Daha sonra Kenya, Endonezya ve Seylan'dan getirilen ünlü çaylarla harmanlanır.

Bu harmanlardan alınan örnekler düzenli olarak Pazar'da ve İngiltere'deki Lipton laboratuvarlarında kalite ve tat kontrolünden geçirilirler. Uluslararası Lipton kalitesi onaylandıktan sonra, Rize'deki harmanlar paketlenmek üzere fabrikaya gönderilir.

Kaynak : http://www.lipton.com.tr/cay-hakkinda/detay/822174/cay-bilgileri-lipton-turkiye
 

 

wmaraci
wmaraci
Konuyu toplam 1 kişi okuyor. (0 kullanıcı ve 1 misafir)
Site Ayarları
  • Tema Seçeneği
  • Site Sesleri
  • Bildirimler
  • Özel Mesaj Al