Merhabalar, 26 Ağustos günü Anıtkabir‘de inanılmaz bir çoşku vardı. Proje lideriğini Cumhur Aygün‘ün üstlendiği, gönüllü olan ilk 6000 kişi ile gerçekleştirilen Atatürk portresi herkese duygulu anlar yaşattı.
Dershane çıkışı acele ile aslanlı yoldan kayıt masalarına ulaştığımda kapıların kapanmasına 10 dakikadan az bir süre vardı. Son anda yetişmenin verdiği mutluluk ve kolumda #anitkabirdeyiz mührü ile birlikte kendimi alanda buldum. Saat 13 gibi başlayan çalışma büyük bir özveri ile devam ediyordu. Yaklaşık bir buçuk saat süren düzenlemelerden sonra hemen hemen herkes yerini almıştı. Havanın inanılmaz sıcak olmasından dolayı ben en son yerleşen grupların içerisindeydim. Marşlar ve şarkılar bir dakika bile durmadı, herkes siyahlar içerisinde portrenin ölümsüzleşeceği zamanı beklemekteydi. Çalışma esnasında Beyaz Tv muhabirine büyük tepki gösterildi. Güvenlik güçlerinin araya girmesiyle Beyaz Tv dışarı çıkarıldı. Saat 16 olduğunda yavaş yavaş finale yaklaşılmıştı. Havanın sıcağına daha fazla dayanamayanlar son anlarda baygınlık geçirdiler. Alan içerisinde bulunan sağlık görevlileri müdahale etmede gecikmedi. Bu gibi durumlar için yedek olarak bekletilen askerler eksilen yerleri doldurdu. Bu sırada dev ekrandan oluşan portreyi canlı olarak izleyen bizler daha da çoşkulandık, motive olduk. Yanımda bekleyen birkaç kişi ile kısa bir muhabbetim oldu. Mersin ve Eskişehir‘den geldiklerini öğrendim. Onları misafir etmek isteyenler olsa da gün içerisinde geri dönmekte ısrar ettiler. İnanılmaz bir dayanışma vardı. Son 10 dakikaya girildiğinde herkesin elleri yukarıda kalp yapmaları istendi.
Bizler bu şekilde beklerken Dünyanın en büyük Atatürk portresi ölümsüzleşmişti bile. Çalışma bittiğinde şapkalar havalara atıldı. Mutluluğu herkesin gözlerinde görebilmek mümkündü. Alanda çektiğim birkaç fotoğraf paylaşarak yazımı sonlandırıyorum. Çalışmada emeği geçen herkese çok teşekkürler.