Bunun yanında ise dev şirketin telefonu gücünü son tasarladığı yonga seti olan A8 çipinden alıyor. Bu yonga setinin en büyük özelliği ise yaklaşık bir senedir rivayet edildiği gibi sonunda 64-bit teknolojisinin mobil sistemlere de gelmesinden etkilenerek 64-bit destekli olarak tasarlanması. Tabii ki Apple bunu kullanarak iOS 8’i de 64-bit olarak tasarladı ve rakiplerinden bir adım öne geçti. Depolama olarak ise 1 GB RAM ve 16/64 ve 128 GB’lık dahili depolama seçenekleri sunan cihaz kendine özgü bir çok teknoloji de barındırıyor.
Şirket ilk olarak iPhone 5S’te kullandığı parmak izi sensörünü bu modeline de taşımışken 8 MP’lik iSight ana kamerada da bir çok geliştirmeye imza atmış. Ön tarafta ise 1.2 MP çözünürlüğünde olmasına rağmen yazılımsal iyileştirmeler ile bundan çok daha kaliteli fotoğraflar sunan FaceTime HD ismi ile anılan kamera bulunuyor. Sayısal olarak özellikleri düşük görünmesine rağmen çok yüksek bir performans sağlayan iPhone’nun bu başarısı Linux üzerine kurulu olan işletim sistemi iOS’tan geliyor.
Ancak söylenmesi gereken bir şey var ki Apple bu modelinde kendi tasarım çizgisini bırakıp hem kendisini tekrar etti ve hem de marjinalliğini sekteye uğratarak diğer şirketlerden gerekenden fazla etkilendi. Bahsettiğimiz özellikler Apple iPhone 6’ya aitken aynı zamanda benzer özelliklerde Apple iPhone 6 Plus adında bir model daha olduğunu söyleyelim. Bu iki modelin farkı ise iPhone 6 4.7 inçlik bir ekrana sahipken iPhone 6 Plus 5.5 inçlik bir ekrana sahip. Bir diğer önemli fark ise ekran boyutlarıyla bağlantılı olarak çözünürlüklerinin de değişiyor olması.
Samsung’un Galaxy Note serisine en sın eklediği cihazı Note 4 ise şirketin amiral gemisi Galaxy S5’i tanıtmasından hemen sonra geldi. Tasarım açısından Note 3 ile büyük benzerlikler taşıyan cihazın dış görünüşü oldukça iyi olmasına rağmen pek bir fark yaratmıyor. Cihazın şüphesiz en çok öne çıkan özelliği quad HD çözünürlükteki (2560×1440 piksel) Samsung’un Super AMOLED teknolojisine sahip ekranı. Yazılım tarafında Google’ın açık kaynaklı mobil işletim sistemi Android’in 4.4 KitKat sürümünü kullanan cihazın son sürüm olan 5.0’a güncellenmesi bekleniyor.
Bununla birlikte boyutu nedeniyle phablet (tablet- telefon karması) sınıfına aldığımız cihaz çoklu pencere özelliği ile de öne çıkıyor. Cihazın aynı zamanda kendine özgü S Pen adında bir de “akıllı” kaleme sahip olduğunu ekleyelim. Cihazın ana kamerası 16 MP çözünürlüğe ve OIS desteğine sahipken ön kamerası ise 3.7 MP çözünürlükte. Cihazın yonga seti ise yeni yeni alışmaya başladığımız özelliklerden biri olan 8 çekirdeğe sahip. Çekirdeklerin 4 tanesi 1.9 GHz hızından çalışırken kalan 4 tanesi ise 1.3 GHz hızında çalışıyor. RAM kapasitesi ise rakibinin tam tamına 3 katı, yani 3 GB. Depolama tarafında ise 32 GB alan sunulurken 128 GB’a kadar da microSD kart desteği sağlanmış.
Cihaz bunların yanında bir de S Health adından uygulama barındırıyor. Bu uygulamanın özelliği ise size spor yaparken ya da günlük yaşantınızda yardımcı olmazı. Kalp atışı gibi hayati değerleri ölçebildiği gibi ne kadar kalori tükettiğiniz, kaç adım attığınız gibi spor yaparken işinize yarayacak değerleri de sizlere sunuyor. Cihazın henüz ülkemizde bulunmayan 4G iletişim teknolojisini desteklediğini de ekleyelim.
Yazımızı son olarak toparlamak gerekirse her iki cihazın da beklentilerin ve ihtiyaçların çok üzerinde olduğunu söyleyebiliriz. Ancak hayatın uçlara yaşamayı sevenlerin ya da gösteriş meraklılarının tercihi olan bu telefonlar için şunları söyleyebiliriz; cihazların her ikisi de her türlü beklentiyi karşılayabilecek düzeydeyken Apple’ın kararlılığını bozması, daha önce kullanmadığı ve alternatifini oluşturduğu bir çok teknolojiyi bu telefonunda kullanması bizleri biraz hayal kırıklığına uğrattı. Samsung ise aynen beklendiği gibi bir telefon ortaya koydu. Özellikleri karşılaştırdığımızda da görüyoruz ki Samsung’un Galaxy Note 4’ü rakibinden bir adım önde.
Kaynak: iPhone 6 vs Galaxy Note 4
