Bundan 8 yıl önce ilk kez kişisel bilgisayar sahibi olmuştum. Hemen ertesi yıl ise "blog" denilen kavramla tanışmışlığım oldu. Tabi o zamanlar "blog" kavramı popülerliğinin zirvesine erişmiş vaziyetteydi. 90'ların sonu, 2000'li yılların başında ortaya çıkan bloglar, o dönemde herkes tarafından bilinen bir ve kullanılan bir web ürünü haline gelmişti. Benim de interneti etkin olarak kullandığım bir döneme rastlayınca tabi gözümden kaçmadı. İlgimi bile kazandı. İlk blog yazımı 2008'in mart ayında ve ondan sonra daha yüzlercesini oluşturdum. Şuan 2009 arşivim hala saklı olmasına rağmen diğerleri hep kayıp. Sebebi çok açık: sürekli blog değiştirdim durdum. Orda burda yazdım. "Arşiv" denilen güzelim şeyin değerini geç anladım.
Başlarda blog yazmak benim için geçici bir heves gibiydi. Zamanın güzide blogları beni etkilemiş, habersizce yazmaya teşvik etmişlerdi. İnsanın çocuk olduğu dönemde internetle bu kadar haşır neşir olması bir çok şey kaybettirdiği gibi kazandırıyordu. "Üretmek" dünyanın en güzel hissi kanımca. Emek harcayarak bir şeyler meydana getirmek. Sonra "bu benim eserim" diyerek kendini hoşnut etmek. Çok güzel duygular bunlar. Bir de çocuk yaşta bu duyguyu kazandığınızda hayatınızın sonuna kadar bir şeyler üretmek istiyorsunuz. Aksi takdirde zamanı boşa geçmiş olarak görüyorsunuz.
Blog yazmak insana kendini ifade edebilmeyi öğretiyor. "inş cnm yaaa..." dan ötesini yazabiliyorsunuz. Dilinizi daha iyi kullanmaya/kullandırmaya başlıyorsunuz. Mesela ben çoğu arkadaşıma "dahi" anlamındaki "-de"nin ayrı yazıldığını öğrettim. Bunu belirtmekten hiç bıkmadım, hatta karşımdakini sinir edene kadar söyledim durdum. Malumatfuruşluğum o zamandan beri var efenim. :)
Blog yazmak insana okumayı sevdiriyor. Onlarca blog geziyorsunuz ve ilginizi çeken uzun uzun yazılar okuyorsunuz. Sonra bir bakmışsınız ki siz okumayı sevmişsiniz. Daha sonra elinizde bir kitapla görüyorsunuz kendinizi. En sonunda bir oturmaya 200-300 sayfalık kitapları okuyuveriyorsunuz.
Blog yazmak insana sentez yapma yeteneği veriyor. Yazmadan önce hakkında bilgi sahibi oluyorsunuz çoğu şeyin öyle değil mi? Bu bilgileri kendinizce harmanlayıp bir güzel blogluyorsunuz. Bilgiyi kullanmayı öğreniyorsunuz bir bakıma. Hem de kendi özgün cümlelerinizle yapıyorsunuz tüm bu güzellikleri.
Blog yazmak insana para kazandırıyor. Evet evet, valla kazandırıyor. Yani ben daha önce hiç bloglarımdan gelir etmek için reklam ve türevi şeyler yayınlamadım fakat bu işten ekmek yiyen çok adam tanıdım. Hala da kazanan yüzlerce insan var. Yurt dışında meslek konumuna erişti bu iş. Milyon dolarlar kaldıran kişiler mevcut. Herkes milyon dolarlar kazanamaz tabi ama internet çok büyük bir pasta. Siz ürettiğiniz takdirde karşılığını elbet veriyor. Ha, çoğu sitede "kolay yoldan para kazanmak" başlığı altında bahsedildiğini görüyorum. "Kolay yoldan para kazanmak" diye bir şey yok. Eğer içeriğin özgün ve kaliteliyse, emek veriyorsan bu iş için belli miktarda paralar kazanabiliyorsun. Yalnız son dönemde sırf para kazanmak için açılan bloglar görüyorum. Samimiyetsiz makaleler üretip bu işten kazanç elde ediyorlar. Bunları blog kültürü zedeleyen şeyler olarak görüyorum.
Blog yazmak size dolaylı yoldan da para kazandırabilir efenim. Nasıl oluyor o iş? Şöyle oluyor: kişisel blogunuz sayesinde uzmanı olduğunuz bir konuda yazdıklarınız çoğu işverenin dikkatini çekiyor. İsim vermek istemiyorum fakat blogunda ilgi çekici öyküler üretip de kitapları basılan insanlar var. Ya da en azından köşe yazarı felan oluyor ve dolaylı yoldan para kazanabiliyorlar bu sayede.
Fazla uzatmak istemiyorum. Zamanla bu konu hakkında yazmaya devam edeceğim. Söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Gözlerinizden öperim.