Dini referans etmişsiniz; ancak dinde yer alan zürriyet, kavim gibi kavramları görmezden geldiğiniz aşikar. Diğer yandan, İngiliz, Fransız gibi başka uluslar yerine Türk sözcüğünü başlığa ekleyip diğer uluslarla ilgili fikrinizi, en sona, tek cümleyle sığdırmanız da pek manidar.

Din ve bilimi aynı potada eritme girişimine kalkışıyorsak, insanoğlunun da evrime uğradığını ve "insan" suretinin daha sonra oluştuğunu ileri sürenlere de kulak vermeniz gerekirdi: Aslında hepimiz aynı şeyden çıktıysak, köpek=balina=insan=maymun ve saire gibi bir genele giderdik. (Görüşüm değil, bilimsel ve dinsel ifadeleri birlikte sunuyorsanız yazdığınızın gidişatı bu yönde oluyor sadece)

Ayrıca, bulunulan coğrafya başta olmak üzere, insanların çeşitli şekilde değişime uğradığı, bu yönlü olarak genetik transferin sağlandığı ve birbirlerinden farklılaştığını "bilimsel" açıdan niçin kabul etmiyoruz?
"Dinsel" açıdansa: "Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstününüz O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdar olandır." (Huccurat, 49/13)

Şunun için yazdım: İster dinsel, ister bilimsel açıdan bakılsın; dediğinizin çıkış noktası masumane görünüyor olsa da, bugün de yeryüzünde gördüğünüz gibi olanaksız.