nettebugun adlı üyeden alıntı

Çin ve Japonya arasındaki gerginlikten ötürü Japonya'da bu durumun bir şekilde dile getirilmesi, Doğu Türkistan'da olup biteni değiştirmez. Japonlar, İngilizler, Ruslar, Türkler, Araplar ve diğerleri... İsterlerse gündemlerinde yer versinler, isterlerse vermesinler. Onlar da yer verdi veya vermedi diye gerçek değişmez.

Ayrıca Ramazan'da sadece belli bir kesime inancını icra etme yasağı getirilmesi, baskı değil midir?

İnsanların zorla, istekleri dışında farklı bölgelere sürülmesi, çalıştırılması baskı değil midir?

Barışçıl yürüyüşler sırasında onlarca insanın açılan ateşle rast gele öldürülmesi şiddet değil midir?

Bu tip etkinlikler sonrası ev ev, sokak sokak Uygur avına çıkılması bastırma politikası değil midir?

Yurt içi veya yurt dışı seyahatin kısıtlandırılması ya da herkese aynı iş olanaklarının tanınmaması haksızlık değil midir?

Rabia Kadir ile ilgili düşünceler ve iddialar şöyle dursun, sizin meseleniz orada yaşayan insanlar olmamalı mıdır?

Var sayalım ki Türkiye'de büyük bir şiddet baş gösterdi. Çin, Doğu Türkistan'ı geçtiğimiz yüzyıl işgal ettiği için bu örneği veriyorum: Diyelim ki Sevr sonrası Anadolu İngiliz, Fransız, Yunan elinde kalmış olsun. Her tip baskı ve şiddet, öldürme, yaralama, işkence diz boyu. Azerbaycan'da da birileri çıkıp dese ki "ya aslında bunları temsil eden adam şöyle böyle", "aslında o kadar kötü değil durum", "Türkçe konuşuyorlar ya işte, daha ne olsun" ve benzeri böyle ithamlarda bulunsalar... Ne düşünürsünüz Azeriler hakkında? Ben yedi cetlerine saydırmayı yeğlerim.


Rahatsızlık dolayısıyla siliyorum ...