Bi garip adam gelmiş!

82 yılının sıcak bir Ağustos ayında dünyaya gelmişti. Zor ve sıkıntılı olan çocukluk dönemi; 15 yaşında babasının feci ve trajik bir trafik kazasında hayatını kaybetmesiyle daha da zorlaştı. Kendi halinde, içine kapanık, ağzı olup dili olmayan ve o yaşa kadar doğru dürüst sorumluluk verilmeyen özgüvensiz bir çocuk; o an itibari ile bütün sorumluluğu alarak ailesinin reisi olmuştu. O dönem kaderin ona sunduğu iki seçenek vardı.

O ……………… seçti.

Öss sınavında başarılı olup % 5'lik dilime girerek çok istediği ve hedeflediği Ankara Üniversitesini kazandı. Ankara onun hayatını değiştirecekti! Öyle de oldu! 4 yıl boyunca ailesinden hiç para almadı. Almak istese de yoktu zaten! O yüzden kendini yetiştirmeye ve ailesine de yardımcı olmaya karar verdi. Yine önünde iki seçenek vardı.

O …………………………… seçti.

İçine kapanık, kendini bile doğru dürüst ifade edemeyen o çocuk Drama ve Tiyatro eğitimleri ile sosyalliğe ilk adımı attı. Öyle ki Ankara Sanat Tiyatrosu’nda bile oynadı. Onu bazen acıklı bir sahnede ağlarken, bazen de Zoro yada Süpermen kılığında animasyonlarla tüm Türkiye’yi dolaşırken gördüler. Boş kalan zamanlarında da hayatında daha sonraları bambaşka bir farkındalık yaratacak olan Kişisel Gelişim eğitimlerine devam etti.

Sahnede olmayı çok sevmişti. Ama orada daha fazla kalmak istiyordu. Daha bol alkışın ve başarı hazzının olduğu başka bir alanı seçtiğinde kendisini Türkiye’nin en büyük Halk Dansları Derneklerinden biri olan Tuana Sanat Kulübünde buldu. Hayatında başarılarla dolu yepyeni bir sayfa açıldı. Sahneye çıktığı ilk yıl Türkiye 1.si olan ekipte dansçıydı. Trt 1 başta olmak üzere birçok gösteride görev aldı. Kültür Bakanlığı dansçısı olarak Bulgaristan, Yunanistan, Rodos, Belçika, Fransa ve Çin gibi ülkelere seyahatler yaptı. Ama Amerikaya ve İsraile hiç gitmedi! Bu ülkelerde aynı zamanda eğitimleriyle ilgili çalışmalarda da bulunmadı.

Ayrıca Türkiye'nin en çok satan gazete ve dergilerinde (Hürriyet, Milliyet, Zaman,Posta...) yazıları ve röportajları hiç yayınlanmadı. PrimeTime oranlarında en çok izlenen Kanal D, Show TV, NTV, BBC, CNN gibi Türkiye'nin en önemli kanallarındaki birçok programa asla çıkmadı. Hele evlilik programlarına hiç çıkmadı! Kendi evlilik programını yaparak mutlu bir evlilik yaptı. Şuanda da Kanal TNT'de Kurtlar Vadisi'nin Konsept Danışmanlığını ve Senaristliğini yapmıyor. Onun yerine haftada bir kez o değerli vaktinden birkaç saatini ayırıp keyifle izliyor!

Tüm bunları yapmazken hayatını değiştiren; Ankara’yı ziyarete gelen annesi oldu. O dönem özel sektörde başarılı işler yaparken; en azından kendisi öyle düşünürken öğretmen atamaları açıklandığında annesinin arzusuyla önünde yine iki seçenek vardı.

O …………………………… seçti.

Kendisini; bir anda karın kışın ortasında bembeyaz örtülerle çevrili doğuda bir dağ köyünde bekleyen, dilinden ve sözünden anlamadığı bir avuç çocuğun içinde terör belasıyla yanyana buldu. Oralarda; binlerce dolar verip teorik olarak aldığı etkili iletişimi, sabrı, özgüveni ve daha bir çok eğitimi birebir uygulama ve yaşama fırsatı buldu. Kendisine sorsanız sahnedeki etkisini ve seyirciyle kurduğu gönül köprüsünü buna bağlıyor. Hayatında yaşamadığı ve kendisine yararı olmayan hiçbirşeyi anlatmıyor. (Bazen anlatır!) Elektriksiz, susuz ve karla kapalı yollarla geçen 2,5 yıldan sonra çok sevdiği memleketine ve sevdiklerine kavuştu.

Birikimlerini ve bu genç yaşta edindiği yaşam tecrübelerini tüm Türkiye’yle paylaşmak adına Kişisel Gelişim Derneği -KİGEDER- ‘i kurdu. Ardından mantar gibi birçok dernek kuruldu. Kurucusu olduğu KİGEDER projelerinden kısa sürede onlarca, yüzlerce, binlerce, milyonlarca (henüz değil ama!) kişi eğitim ve sertifika aldı. Adım adım tüm Türkiye’yi dolaşarak eğitimler ve seminerler vermeye ve yaşam tecrübelerini paylaşmaya devam ediyor. Öyle ben uzmanım, ben profesyonelim havasında olmayan M. Burak OLGUN sorulduğunda amacının yalnızca paylaşım ve belki de insanların hayatlarında olumlu küçük bir değişiklik yapmak olduğunu söylüyor. Bu eğitimleri Türkiye’de ve anlaşıldığını düşündüğü yeryüzündeki heryerde eğitimsiz ve bilinçsiz tek bir birey kalmayıncaya kadar devam edecek.

Bu aralar ise Kişisel Gelişimden sonra en çok ilgi duyduğu alan olan webmasterlık yolunda da boş durmayarak kısa adı Webmasder olan Webmasterlar Derneği'ni kurdu. Yıllardır bilgi ve birikim edindiği ve halen kendini okyanusta bir damla olarak tarif ettiği webmasterlık yolunda da emin adımlarla kendini geliştirmek amacıyla çalışmalarına devam ediyor. Türkiye'de en az bir milyon kişiyi website sahibi yapmayı amaçlıyor.

Şimdilik en büyük hedefi ve hazırlığı: güçlü ve medeni ülkesinin 2023'de 100. yılındaki T.B.M.M'sinde yemin töreninde Konya Milletvekili olarak (Bağımsızda olur!) yemin etmek!

Babasız ve yoksulluklar içinde yetişen bir genç 28 yaşında bu kadar başarıyı bu sürede nasıl elde etmişti?

13 yıl önce o trafik kazasında babasıyla birlikte, hayattaki beklentileri ve çocukluğu da ölen bu genç nasıl olmuştu da şuanda insan ilişkilerinde mükemmel, sahnede ilgi odağı olan, sağlıklı, saygı duyulan, kendisine danışılan ve başarısızlık kelimesine hayatında yer olmayan biri haline gelmişti? Birçok şey mucize gibi görünüyordu ve hayretler içinde kalmıştım.

Kısaca anlattığım bu öykü, benim yaşam hikayemdir.

Anlatış tarzın fazla abartılı gibi.Hani yanlış anlama Allah yardımcın olsun ama kalemin iyi gelmedi gibi :) Hoşgeldin Muhammet.

Fikir ve eleştirilerin için teşekkürler kardeşim..
Ama biz Kişisel Gelişimciler doğal olarak abartılıyızdır biraz:)

Ben de tiyatro ve sinema ile ilgilendikten sonra webe adım attım. Amaçsızca (şimdi anlıyorum bunu) oradan oraya savruldum. Lisede hiç alakam olmadığı halde sayısal bölümden mezun oldum. Üniversitede hiç alakam olmadığı halde turizm-seyahat işletmeciliği okudum. Şimdi bir gazetenin yazıişleri müdürüyüm(büyük bir gazete değil, yerel) Ve kişisel gelişim ile de ilgilendim. Muhammet Bozdağ ile başladım, Melih Arat'la devam ettim. Erdal Demirkıran'da durdum.
Bu ilginç yaşam yolculuğunu keyifle ve nokta, virgül kaçırmadan okudum. Sizinle iletişim içinde olmak isterim.

Kapımız ve gönlümüz hep açık değerli kardeşim...