Para kazanmak için hiç çabalamasak, tüm zamanı kendimize ayırsak ne olacak ? Aç kalırız, gün geçtikçe işler adımıza zorlaşır. Tersini uygulasak para için çabalasak geçen zamanı görmezden gelip kendimize ayırmasak ne olacak ? Arkaya dönüp baktığımızda kaçırdıklarımıza üzüleceğiz bol paralı ama ömrü tükenmiş bir vücutta hayallerimiz ile gömüleceğiz.
Bunların arasında dengeyi kurmamız lazım.
Bi çay kaşığı hikayesi vardır bilmem bilirmisiniz ? Alıntı olarak paylaşayım
Eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğunu merak etmiş.
Kendi bulduğu cevapların hiçbirisi ona yeterli gelmemiş.
Başkalarına sormaya karar vermiş. Aldığı cevaplar tatmin etmemiş.
Mutlaka bir cevabı olmalıdır diyerek yılmadan sormaya devam etmiş. Köy köy, kasaba kasaba, ülke ülke dolaşmış. Zaman akıp geçmiş. Umudu tükenmeye başlamışken gittiği köylerden birinde, konuştuğu kişilerden biri:
- Şu karşı dağları görüyor musun? Orada yaşlı bir bilge yaşar. İstersen ona git. Belki o senin aradığın cevabı biliyordur. Sana söyler.
Adam yola koyulmuş. Uzun ve zorlu bir yolculuk geçirmiş. Nihayet bilgenin yaşadığı eve ulaşmış. Kapıyı çalmış. Bilge adamı evine davet etmiş. Hal hatırdan sonra bilge adama ne için geldiğini sormuş. Adam hayatın anlamının ne olduğunu sormuş.
Bilge adama demiş:
- Sana bunun cevabını söylerim. Cevabını söylemeden önce bir sınavı tamamlaman gerekiyor.
Adam bu öneriyi kabul etmiş. Bilge adama bir çay kaşığı vermiş. Çay kaşığına zeytinyağı doldurmuş ve adama demiş:
- Şimdi evin dışına çıkıp, bahçede bir tur at. Sonra buraya gel. Zeytinyağını dökmemek şartıyla. Bir damlası dahi dökülürse sana cevabını veremem.
Adam gözü çay kaşığında pür dikkat bahçeyi turlayıp bilgeye dönmüş.
Bilge:
- Kaşıkta yağ eksilmemiş. Bahçede neler gördün, demiş.
Adam şaşkın.
- Kaşığa dikkat etmekten bahçeyi farketmedim, demiş.
- Şimdi tekrar bahçeye çıkıp kaşık elinde bir tur at. Bu sefer bahçeyi inceleyip gel.
Adam tekrar bahçeyi turlamak için çıkmış. Ve bahçenin büyüleyici güzelliğine hayran kalmış. Geri geldiğinde bilge sormuş:
- Bahçede neler gördün?
Adam bilgeye bahçenin güzelliği karşısında büyülendiğini, bahçeye hayran olduğunu anlatmış.
Bilge gülümsemiş ve eklemiş:
- Kaşıkta bir damla bile yağ kalmadı. Hayat senin bakış açınla anlam kazanır. Sadece bir noktayı görürsen, hayatın akıp gider ve sen farkına bile varamazsın. Görebileceğin güzelliklerin tam ortasında hayatını yaşarsın. Akıp giden zamanın gözünde bir anlam kazanır. Hayatın anlamı senin bakış açında gizlidir.
Bu hikayede kaşıktaki yağ=para , bahçenin güzellikleri ise zamandır. Güzelliklere yoğunlaşırsak zamana adayalım kendimizi dersek elimiz boş parasız düşkün muhtaç bir hayata sahip oluruz, sadece paraya odaklanırsak da zaman nasıl geçti anlamadan hiç bir güzellik göremeden ömrümüzü tüketir gençliğimizden oluruz.
İnançları ayrı koyarak söyleyebilirim ki bu zaman-para dengesi aslında hayatın anlamıdır. Biraz hatalarına bakar, biraz seçimlerine. Tamamen kendi hayallerimiz ile alakalı aslında. Kimimiz para hırsıyla 60 lı 50 li yaşlarda hiç gençlik yaşamamış zenginler olacak, kimimiz hep güzelliklere dalmış 50-60 lı yaşlarda birilerine muhtaç düşkün kimseler olacak, bu dengeyi iyi kuranlarımız ise 50-60 lı yaşlarda kimseye muhtaç olmadan yaşamını sürdürebilecek aynı zamanda dünyanın güzelliklerini görmüş bu ömrünü de iyi geçirmiş kimseler olacak.
Bana sorarsanız bu seçenekler arasından kaybeden parayı seçenlerdir. Çünkü zamanı seçenin avunacak güzel bir geçmişi olacak, dengeyi kuranın zaten hem güzel geçmişi hem güzel yarını olacak, parayı seçen ise aklı başına geldiğinde ne yaptım ben deyip pişman olacak.