Ermenistan gezi notları olarak hazırladığım bu yazıda bir gezi rehberi de olabilecek Ermenistan gezi yorumları, tanıştığım insanlar, gördüklerim ve yaşadıklarım var. Ermenistan (Hayastan, Armenia) MS 301 yılında dünyanın ilk Hristiyan ülkesi oldu. Kafkasya bölgesinde Avrupa ile Asya’nın arasında, eski bir Sovyet cumhuriyeti olan ülke antik ve zengin bir tarihe ve kültüre sahip. Ülke Diaspora olarak adlandırılan, başka ülkelerde yaşayan geniş bir nüfusa sahip.

Ermenistan Hakkında Bilgi

Türkiye, Gürcistan, Azerbaycan ve İran ile komşu Ermenistan yüzölçümünün yüzde beşini Sevan Gölü (Sevana Lich) oluşturuyor. Dağlık ülkede hem çorak araziler, hem verimli topraklar, hem de ormanlar var.

Ülke genel olarak güvenli. En turistik yerleri, tarihi manastırları ve kiliseleri. Tatev, Noravank, Haghartsin, Haghpad ve Geghard gibi manastırlar, doğası çok güzel alanlarda yer alıyor. 3000 yıldan eskiye dayanan tarih ve kültür, antik mimari eserler, gezilecek yerler ve sanatı ile turist ve gezginlerin ilgisini çekiyor. Gürcistan Azerbaycan Ermenistan seyahatime çıkmadan önce evdeki Ermenistan’a dair şeylerden bazılarını gözden geçirdim.



Ermenistan Gezi Notları

Azerbaycan’da son olarak kaldığım Gence adlı kentten eski bir minibüsle Gürcistan’a döndüm, çünkü Azeri Ermeni sınırı kapalı. Tiflis otobüs terminalinde Erivan minibüsüne çantamı koydum, yarım saat sonra hareket edeceği söylendi, 4 saat sonra etti. Ermenistan’a girişte vizeyi kolayca aldım. Polis rüşvet istedi ama gülerek ve sevimli bir davranışla; ben de gülerek vermeyeceğimi söyledim, sorun yaratmadılar.



Ermenistan’da minibüsle epeyce yol aldık. Nükleer savaştan çıkmış gibi ıssız, gri, terk edilmiş Sovyet fabrikaları ve kasabalar, bozuk yollar, tek tük insanlar gördüm. Gezi planımın ilk noktası olan Erivan 1.060.000 nüfuslu bir başkent ve Ermenistan’da gezilecek yerler arasında başta geliyor.





Minibüs eski ve koltuk araları çok dar, yan durmak zorundayım. Sadece bir Rus yolcu az İngilizce konuşabiliyor. Alaverdi civarında mola verileceğini, yemek siparişinin önceden yapılacağını söyledi. Herkes şoföre ne yemek istediğini söyledi, o da telefon edip siparişi verdi. Ben zaten zor iletişim kurabildiğimiz için konuyu uzatmadan hemen bildiğim şaşlık (şiş kebap) dedim. Varınca yemekler hazır olmak üzereydi. Yol ile dağ kenarındaki küçük bir düzlükte, basit bir aile lokantası.



Erivan’a yaklaşırken saat epeyce geç oldu. İneceğimiz yerde taksi veya otobüs olup olmadığını sorup, gideceğim HospitalityClub üyesinin adresini gösterdim. Rus yolcu beni bir Ermeni adama emanet etti, “o da taksi tutacak, beraber biner, ücreti paylaşırsınız, yardımcı olacak” dedi. Gece vakti bir caddede indik, etrafta kimse yok, adam telefon ederek taksi çağırdı. “Türk?” diye sordu “yes” deyip başımı sallayarak onayladım. Tek diyaloğumuz bu oldu ve bir daha yüzüme bakmadı. Epey bekledik, tedirgin oldum.

Sonunda kaçak bir taksi geldi, adam önde, ben arkada yola koyulduk. Epey gittik, şehrin modern merkezi kısmından çıktık, karanlık ve bakımsız sokaklardan geçtik. Taksi ücreti çok tutacak diye düşündüm tabii, ama neyse ki iki kişiyiz. Arka mahallelerde çok yol aldıktan sonra durduk, adamın ailesi sokağa sandalye ve masa koymuş, çay demlemiş bekliyorlardı. Adam para vermeden ve arkasına bile dönmeden indi, “taxi money” dedim ama bakmadı bile.

Yapacak bir şey yok gecenin köründe, biz yola devam ettik. Eline adresi verdiğim halde şoför evi bulamıyor. Çok dolaştık. Evinde kalacağım kişiyi arayıp konuşturdum, tarif ediyor ama adam bulamıyor, uluslararası telefon ücreti epey yazdı tabii. En sonunda evi buldu, 20 dolar istedi, 10 dolar verdim, arkamdan bağırırken binaya kendimi attım.



Birlikte yaşayan çift Haşmik ve Mihran yaşadığıma üzüldüler ama üzerinde durmadım, seyahatte olur böyle şeyler. Gece diğer misafirler de dahil seyahatler, Ermenistan, Türkiye, kültürler hakkında konuştuk. Baktım evde Atatürk’ü anlatan İngilizce bir kitap var. Kadın (Haşmik) Atatürk’ü inceleyen, devrimlerini onaylayan biriymiş, “Ermensitan’a da Atatürk gibi bir lider gerek” dedi, Mihran ise sevmiyormuş. Haşmik bir çiçek ismi, Mihran ise ateş demek.



Ülkede bir çok kişiyle tanıştım; Haşmik, Mihran, Gohar, Gevorg, Arpine, Armen. Arkadaş olduklarımın hepsi bana çok iyi davrandı ama Ermenistan gezi meleğim Gohar oldu, her konuda yardım etti. Gohar inci anlamına geliyor. Bir gün üniversitede Robert Fisk’in soykırım konulu bir konferansını izledik. Şüphesiz tek Türk bendim. Aşağıda Cumhuriyet Meydanı, Hanrapetutyan Hraparak, Republic Square.



Tanıştığım çoğu Ermeni hayatında ilk kez bir Türk görüyor. “Buraya neden geldiniz?”, “Burada olmaktan korkmuyor musunuz?” gibi sorularla karşılaşıyorum. Korkup korkmadığımı soran mimar çocuğa “hayır korkmuyorum, ben size bir şey yapmadım, siz de bana yapmazsınız” dedim. Aşağıda Ermeni arkadaşlarla fotoğrafımın arka planında onların Ararat olarak adlandırdığı Ağrı Dağı silueti belli belirsiz görünüyor.



Ermeniler ile genelde kaynaşıyoruz. Bir gece 20 kişi barda eğleniyorduk, arkadaşlardan biri barda aşağıdaki yazıyı görüp görmediğimi sordu ve gösterdi: “Burada Türkçe müzik çalınmaz”. Fotoğrafını çekerken garson aniden el işaretiyle bu yasağı protesto ettiğini gösterdi. Tekrar çekecektim, ama “bence böyle daha iyi oldu” deyince vazgeçtim. Bu sadece tek yerde var, genel bir durum değil. Bir çok Ermeni Türk müziği seviyor ve dinliyor.



Türkiye’nin doğusundan “Batı Ermenistan” diye söz ediyorlar ve bir kısmı buraların bir gün geri alınacağından emin. Kitapçıdayken eserleri Ermeniceye çevrilen Orhan Pamuk ile ilgili ne düşündüğünü söyledi bir adam: “Ben Türkleri okumam. Dedemi ve ninemi öldürdüler, ben asla Türkleri okumam”.



Bir gece barda masada İngilizce bilmeyen iki Ermeni arkadaşın konuşmalarını, Gohar bana çaktırmadan çevirdi:

– Biliyor musun bu Türkmüş?
– Kaç gündür beraber gezip görüşüyoruz, iyi birisi, Türkiyeli olabilir ama Türk değildir.
– Ben de öyle sanıp özellikle sordum, Türkmüş.



Bu diyaloğu hiç unutmayacağım. Gecenin sonlarına doğru ikisi de bana sarılıyorlardı. Gohar söylediklerini bu kez gizlemeden çevirdi: “Sen Türksün ve iyisin”.

Bir sonraki Ermenistan gezi yazımda başkent Erivan’ı anlatacağım.

Yazı ve görseller Çelebi Alper sitesine aittir.