Merhaba kardeşim, böyle bir düşünceye sahip olduğun için öncelikle seni tebrik etmek istiyorum.
Ben de tıpkı senin gibi düşünmeye başladığımda 5. sınıfın sonlarıydı. Malum asgari ücretle çalışan bir babanın 3 çocuğundan biri olmak her zaman için zordur. O dönemde evimizin yakınlarında bulunan sanayide bir hırdavatçıda çalışmaya başladım. İlk aldığım haftalığı da hiç unutamam, bana çok fazla bir para gibi gelmişti. O haftalığı aldığım günden beri de babamdan tek kuruş para almadım. Çoğuna inandırmak zor bu durumu, ama gerçekten hiç almadım. Şu an Tokat'ta üniversite okuyorum, ailemin bu şehirde olmamasına rağmen hem onlardan yine para almamaya devam ediyorum hem de biriktirdiğim paradan da yemiyorum. Öyle çok pinti bir adam da değilimdir, Allah affetsin babamın maaşından daha çok para harcadığım zamanlar oldu. Sen şimdi soracaksın iyi de nasıl oldu diye. Cevaplayayım: Etrafımdaki kişiler kadar rahat değilim. Yaz tatili benim için çoğu zaman tatil olmadı, çünkü karne aldığımız gün internet kafeye giderdik, sonraki cumartesi günü de işe başlardım. Babamdan para alma fikri bana hep itici geldi, çünkü kendi kazandığımın çok kıymetli olduğunu gördüm. Bereketli bir kere, çünkü emek var. 5. sınıftan sonra yazları çalıştım, parayı biriktirdim, okula giderken de rahatça harcadım. Bu benim için de iyi oldu. Çünkü babasından para alanlara nazaran çok daha iyi durumdaydım. Bunun yanı sıra çalışıp bir de bursluluk sınavını kazandım. İşte bu hayata karşı ilk zafer :) Daha sonra liseye geçtim, bu aldığım para biraz sönük kalmaya başladı, ya da bana öyle gelmiştir. Cumartesi günleri çalışmaya başladım. Patron da iyi adamdı Allah razı olsun, 35-40 lira verirdi. Bendekini de üstüne koyunca maddi sıkıntım kalmadı. Lise bitti üniversite kazandım, bir de şehir dışı olunca para kaygısı bastırdı. Çünkü bu yaşıma kadar babamdan para istememişim şimdi istersem her şeyden önce kendimi kötü hissederim. Bu nedenle ek bir iş aramaya başladım. Derken makale yazarlığı ile tanıştım. Makale yazarlığından bir zamanlar günde 10 lira falan kazanırdım. Ama bu da iyi bir paraydı çünkü ayda 300 lira yapıyor, 300 lira da bir eğitim kredisine bedel. Bu konuda kendimi geliştirdim, işimi temiz yapmaya başladım. Bir zamanlar komisyoncularla çalışırdım, şimdi ise işlere yetişemez oldum. Komisyoncu nedir diye sorarsan 1 liraya iş alıp sana 50 kuruşa yazdırarak kâr eden kişidir. Şu anda bu forumda en çok tanınan makalecilerden biriyim, benden çok ticaret puanı olan 3-5 makaleci ya vardır ya da yoktur. Okuldan eve 15.00'da geliyorum, 19.00'a kadar yaklaşık 6 bin kelime, yani 60 liralık yazı yazıyorum. Hafta sonu daha da arttığı oluyor. Bazen hafta içi de daha fazla yazıyorum. Eğer sen bu anlamda para kazanmaya karar verdiysen sana da makale yazarlığını tavsiye ederim. Birçok yerde çalışmış biri olarak bu işi iyi bulmamın en temel sebebi başında bir patron olmayışıdır. Patron sensin, işine geleni yaz para kazan, işine gelmeyeni yazma :) Her zaman iş olmayabilir, fakat o zaman da kendin yazarsın, konuları sen belirlersin. Yani bir anlamda birikim yapmış olursunuz. Daha sonra bunları satarak para kazanırsın. Bu iş iyi bir iş, Makalepaneli söylüyor dikkate al :) Sağlıcakla..