Adını Fight Club, baş karakterini ve içeriğini ise Rocky Balboa’dan almış olan Punch Club, yakın bir zaman içinde öncesinde adını sanını hiç duyurmamış olmasına rağmen bomba gibi indi oyun dünyasına. Youtube ve Twitch gibi platformlarda oyunları takip ediyorsanız, yakın zamanda çıkan bu oyunu mutlaka duymuşsunuzdur.

Oyunun Tanıtımı

Punch Club adı her ne kadar Street Fighter ya da Tekken gibi bir dövüş oyununu andırsa da, aslında Punch Club bir dövüş similasyonu. Oyunda, amacı Rocky’i andırır bir şekilde dünya şampiyonu olmak isteyen bir boksörü oynuyorsunuz. Hayalinizi gerçekleştirmek için çıktığınız bu yolculukta başınıza kirli dövüşlerden tutun, mafya için çalışmaya hatta kanalizasyonda ninja kaplumbağa dövmeye kadar birçok şey gelecek. Eğer tüm zorlukları atlatabilirseniz, dünya şampiyonu ünvanını elde edebileceksiniz.

Grafikler

Bunu geçtiğimize göre genellikle ilk değindiğim nokta olan grafiklerden bahsedelim biraz. Punch Club ‘ın grafikleri adeta NES dönemi oyunlardan çıkmışcasına pikselli ve tam anlamıyla retro. Her ne kadar bazı insanlar için bu negatif bir nokta olsa da ben, bu tarz grafiklerin oyuna ayrı bir hava ve karakter katmış olduğunu düşünüyorum. Yine de biraz daha özen gösterilse daha güzel olmaz mıydı? Olurdu elbet, ama bağımsız bir yapımcıdan çok fazla şey de beklememek lazım.



Müzikler

Müzikler hakkında ise söyleyebileceğim pek bir şey yok. Oyunda çalan her parça birbirini andırıyor çünkü. Çalan parçalar aslında oyunun hem temasına hem de grafiklerine gerçekten de uyuyor ama 3 saat durmaksızın aynı tınıyı dinleyince bir yerde kafa da şişiyor. Bu konuda Punch Club başarısız dersem, haksız bir yergi yapmış olmam herhalde. Açıkçası, bu sürekli aynı tınıdan sıkıldığım için artık oynarken müziği tamamen kapatıp arkadan Eye of the Tiger, Big in Japan ya da We are the Champions gibi parçaları açıyorum ben, daha güzel oluyor size de öneririm. Oyunun sesleri de NES oyunlarında duymaya alışkın olduğumuz o robotik seslerden oluşuyor. Hem oyunun grafiklerine hem de tarzına tam olarak uyduğu için bu konuda başarılı olduğu dışında söyleyebileceğim bir şey yok.

Hikaye

Hikaye de üstünde çok duramayacağım noktalardan biri. Tamam, dünya şampiyonu olacağız, kelebek gibi uçup arı gibi sokacağız ve Don Corleone için çalışıp babamızın katilini bulacağız da, oyunu ilgi çekici yapan kısım bu değil. Aşağı yukarı, hikaye denebilecek bir şey her ne kadar var olsa da oyunda sizi en son meşgul edecek şeydir herhalde bu. Şöyle bir örnek vereyim mesela; ben ikinci karakterime geçmeden önce oyunda bir hikaye olduğunun farkında bile değildim. Bu nedenle, oyunda hikaye olmazsa olmaz diyenler için bu oyunu pek öneremeyeceğim. Eğer adam akıllı hikaye beklentiniz varsa Punch Club ile vaktinizi boşa harcamayın derim. Unutmadan, Jackie Chan’in “Madalyon” adlı filmini izlemiş olanlar varsa, hikayenin aşağı yukarı nereye gideceğini tahmin edebilirsiniz.



Oynanış

Birçok insana göre bir oyunu “oyun” yapan noktadan konuşalım şimdi de, oynanıştan. Oynanış, tek başına bu oyunu oynamaya değer kılan şey, bana kalırsa. Oynanış hakkında biraz bilgi vermek gerekirse; oyunda Strength (Kuvvet), Agility (Çeviklik) ve Stamina (Dayanıklılık) olmak üzere 3 adet stat’ınız bulunuyor. Bunları hem evinizde bulunan aletlerle hem de spor salonundaki aletlerle geliştirmeniz mümkün. Aletlerin verdiği stat ve ne kadar verdiği birbirinden farklı, buna bağlı olarak da siz nasıl bir karakter istiyorsanız, ona göre olan aletlerde çalışmaya yönelmeniz gerekiyor. Her günün sonunda da var olan statlarınızın bir kısmını kaybediyorsunuz, yani tam anlamıyla vücut çalışmayı hiçbir zaman bırakmamanız gerekiyor.

Ayrıca Punch Club oyununda spor salonunda çalışmak ve yemek yemek bedava değil. Bu yüzden para kazanmanız için de çeşitli yollar var, mesela en basit para kazanma yolları inşaatta çalışmakla pizza dağıtmakken bu iki işte de hem fazla enerji ve açlık harcıyorsunuz hem de vucüt çalışmak için kullabileceğiniz zamanı kaybetmiş oluyorsunuz. Daha hızlı olan başka bir para kazanma yolu ise yer altı dövüşlerine katılmak. Bu sayede kısa zamanda çok para kazanabiliyorsunuz ama bu yöntemin de kendine göre riskleri var, mesela oldu ki dövüşü kaybettiniz, para almamanız yetmiyormuş gibi bir de üstüne sakatlanıyorsunuz. Sakatlık da vücut aletlerinden kazandığınız stat’ın azalmasına neden oluyor.



Punch Club’ta Dövüşler Nasıl?

O kadar dövüş dövüş dedim de laf daha uzamadan dövüşlerin nasıl olduğuna geleyim. Dövüşler sizin bu 3 stat’ınız, sahip olduğunuz aktif yetenekler ve pasif yeteneklere göre hesaplanıyor. Örneğin kuvvet ağırlıklı bir karakterseniz, özel yetenekleriniz her ne kadar vurduğunuzda karşınızdaki adama çok hasar verip onu kamyon çarpmışa döndürse de çok dayanıklılık harcıyor. Bir de eğer üst üste birkaç kez ıskalarsanız, ayakta kalmaya yetecek dayanıklılığınız kalmadığından karşınızındakinin bir vuruşu ile çok hasar almış oluyorsunuz. Bu da çok daha güçsüz rakiplere karşı maç kaybetmenize yol açabiliyor.

Fiyat

Punch Club oyununun fiyatı hakkında da bilgi vereyim, şuan da steam üzerinde 18,00 TL yani zaman geçirmek için verilebilecek bir miktar.

Yazarbaz Görüşü

Genel olarak gerçekten de hoş bir oynanışa sahip Punch Club. Dövüşler, her ne kadar siz kontrol etmiyor olsanız da heyecanlı ve zevkli geçiyor. Tek can sıkan nokta ise, oyun sonuna doğru statlarınızı korumak için verilen mücadele. Karşınıza gelen rakipler bayağı güçlü olduğundan statlarınızı kaybetmemeniz gerekiyor, kaybetmemek için de sürekli spor salonuna gidip çalışıyorsunuz. Ne yalan söyleyeyim, ben bunu yaparken çok sıkılmıştım çünkü sürekli aynı monoton düzeni takip ediyorsunuz statlarınızı kaybetmemek için.

Son bir iki kelam etmem gerekirse; Punch Club gerçekten de zevkli ama bazı konularda sıkıntıları olduğuda inkar edilemez. Yine de paranız ve zamanınız varsa, bir şans vermenizi öneririm. Acı yok Rocky, acı yok!

Kaynak: Punch Club İncelemesi - Yazarbaz.com